Ezgi BAŞARAN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2006 00:00
Jean Dubuffet ve Henri Cartier-Bresson retrospektiflerinin ardından İstanbul’daki Pera Müzesi’nde bu hafta açılan Profiller sergisinde konuk yine Fransızlar. Profiller’de aralarında Türk sanatçı Sarkis’in de bulunduğu, Fransa’da yaşayan ve çalışan, Türk ve yabancı 40 sanatçının 60 civarında yapıtı var.
Fransa’da son on beş yıldaki biçimiyle sanatsal üretimin durumunu öne çıkarmayı ve bunu da kamusal koleksiyonların süzgecinden geçirerek gerçekleştirmeyi hedefleyen ’Profiller’ sergisinin küratörü sanat tarihçisi Philippe Piguet, serginin "hiçbir okulun, hiçbir grubun manifestosu" olmadığını, zaten amacının çoğulcu yaratım özgürlüğünü, açık fikirliliği yansıtmak olduğunu söylüyor. 25 Haziran’a kadar Pera Müzesi’nde izlenebilecek sergi daha sonra Atina Benaki Müzesi’nin konuğu olacak.
Bugün, "2006 Fransız Baharı" çerçevesinde Fransa’daki çağdaş sanat, olanca çeşitliliğiyle İstanbul halkına sunuluyor. Sanat ortamlarının birbirinden yeterince haberdar olması için en iyi yöntemlerden biri, sanat yapıtlarının karma sergiler halinde başka ülkeleri ziyarete gitmesi ve bir süre için başka sanat dünyalarına konuk olması. Bu sergileri gezerken, tek tek sergilerde ya da müzelerde edindiğimiz izlenimlere kıyasla daha doğrudan ve daha kapsayıcı izlenimler edinir, dönemleri, akımları ya da eğilimleri daha geniş perspektifler içinde değerlendirme olanağı buluruz. Pera Müzesi’ndeki Profiller sergisi de Fransız Baharı kapsamında, tam da bu amaçla İstanbul’a gelen bir sergi.
HER EĞİLİMDEN VE ÜSLUPTAN ESERLER
Küratör Philippe Piguet bu sergiyi hazırlarken öncelikle kendine şu soruları sordu: On beş yıldır Fransız sanat sahnesi ne durumda? Bu sahnenin ayırt edici özellikleri, ağır basan eğilimleri neler? Görünüşünü dönüştüren önemli değişiklikler oldu mu?
Bu soruların cevaplarıyla, son 15 yıllık Fransız sanatının bir profilini çizmeyi amaçlıyordu. Profiller sergisi, tümü kapsama iddiasında değil. Fransa’da yaşayan ve çalışan, yerli ve yabancı, yaklaşık 40 sanatçının 60 yapıtını bir araya getiriyor. Her eğilimden, her üsluptan bir çağdaş yaratı yelpazesi sergiliyor. Herhangi bir okulun, herhangi bir grubun manifestosu olmaması da, herhangi bir özel ideoloji tarafından yönetilmeyen bir yaratma özgürlüğünün ve açık fikirliliğin yansıması olma isteğinden ileri geliyor. Resmi, heykeli, fotoğrafı, enstalasyonu ve videoyu bir araya getiren, her şeyden çok çeşitlilik arz eden bir sergi bu. Zaten küratör Piguet de "Fransa’nın adı çeşitlilik olsun" diyen ünlü düşünür Fernand Braudel’den etkilendi sergiyi hazırlarken. Profiller sergisini oluştururken bu çeşitliliği korumak için kamusal koleksiyonlara son dönemde eklenen yapıtları seçti.