Ardıç AYTALAR/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2007 00:00
Basketbol oynarken sakatlanınca yirmi yaşından sonra piyano çalmayı öğrenen 33 yaşınaki Emir Gamsızoğlu, azmi sayesinde dünyaca tanınan bir piyanist oldu.
EMİR Gamsızoğlu, basketbola okul takımında başladı.
Beşiktaş Genç Takımı’nın ardından Teletaş A Takımı’na transfer oldu. Ama bir maç sırasında kalçası çatladı. Bu, spor yaşamının sonu oldu ve altı ayda 20 kilo aldı.
Oya Bale Okulu’nun sahibi annesi Oya Ölçen, bir gün evde piyano çalarken "Bende bir deneyeyim" dedi. Annesinin çaldığı Chopin’in valsini doğaçlama çalabilince, piyanist olmaya karar verdi. Bir yıl boyunca notalarla uğraştı ve sonunda piyano çalmayı öğrendi. Gamsızoğlu, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na yaşı en büyük öğrenci olarak kabul edildi. Ünlü müzisyen Hüseyin Sermet’in desteklediği Gamsızoğlu, okulu bitirdikten sonra Paris’te yaşamaya başladı. İstanbul-Paris arasında mekik dokuyan Gamsızoğlu, Türkiye’de ve birçok ülkede konser verdi. Gamsızoğlu, Natalie Clein, Chen Halevi, Marina Chiche’le birlikte 14 Ocak’ta CRR’de sahneye çıktı.
SESSİZLİK ÖNEMLİ
Piyanistlerin genellikle 5 yaşında müziğe başladıklarını belirten Emir Gamsızoğlu, "Benim müziğim şu anda 18 yaşındaki piyanistlerinki gibi. Aradaki farkı kapatmak için çok çalışıyorum" diyor. New York’taki ünlü Carnegie Hall’da konser vermeye Türkiye Basketbol Ligi şampiyonu olan bir takımda oynamayı tercih edeceğini söyleyen Gamsızoğlu, "Sessizlik insan ilişkilerinde en önemli silah. Sessizle iyi-kötü ilişki kuramazsınız. Klasik müziği, iyi silahlanmış bir topluluğa çalıyorsunuz. Beğenip beğenmediklerini anlamıyorsunuz. Maçta küfür de yiyebilirsiniz, müthiş çoşku da alabilirsiniz. Herşey somut. Skora göre kazanan belli olur. Ama aynı eseri çalan dört piyanist için dört kişi farklı şeyler söyleyebilir" diyor.