Ayşe Şule BİLGİÇ
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 30, 2008 00:00
Motosiklet satışları ile ilgili kulağıma gelen bilgiler son derece istikrarsız. Kimisi geçen yıla göre daha iyiyiz derken, kimisi piyasaların çok kötü durumda olduğunu, mağazalarda yaprak kımıldamadığını söylüyor. Sıfır kilometre motosikletler bu durumdayken ikinci el motosiklet piyasası oldukça hareketli.
Vatandaş sıfır motosiklet alamayınca her sınıftan, her fiyat kategorisinden kendisine uygun motosikletleri daha çabuk bulabiliyor. İyi hoş ama ikinci el motosiklet alırken nelere bakmak lazım biliyor muyuz?
İlk motosikletim ikinci el alınmış bir motosikletti. Ama o zamanlar bırakın ikinci el motosiklet satın almayı, sıfır motosikletler hakkında bile kör cahildim (ilk motosikletimin 650 cc olmasından belli değil mi zaten, ben yaptım siz sakın yapmayın diye kırk defa yazmıştım bunu). Şu anda da ikinci el bir motosiklet alsam, bakacağım şeyler hala ne kadar doğru bilmiyorum. Hemen bu işi iyi bilenlerden fikir almaya başladım. Herkes bir şeyler söylüyordu, ama sıra ’2Teker’in test editörü Barko’ya (Barkın Bayoğlu) geldiğinde bu konuda zaten yazdığı bir yazı olduğunu söyledi. Okuyunca hastası oldum. Eminim sizin de çok hoşunuza gidecek. Bakın neler demiş Barkın efendi;
"Ülkemizde, ne yazık ki sıfır kilometre motosiklet satışı, nüfusa göre çok az olduğu için ikinci el motosiklet fiyatları hep çok yüksek kalmaktadır. Bunu daima aklımızda tutarak (bazen taksit, kredi, vs ile 0 km motosiklet almak, kıt-kanaat biriktirdiğimiz nakitle ikinci el almaktan daha kárlı ve/veya mantıklı olabilir) ne alacağımızı belirlediysek şimdi ava çıkma zamanı.
Öncelikle, internet, seri ilanlar ve galerilerde yapılan bol araştırma, en çok tavsiye edilen harekat planıdır. Almayı planladığımız cihazın, yaklaşık fiyatları (amiyane tabirle ’piyasası’) hakkında bir fikrimiz olsun. Yurdumuzda motosiklet, halen bir hobi aracı olarak görüldüğünden, ’sezon’u vardır. İkinci elde, sezon dışında mesela kışın ortasında, alış-veriş, bir miktar uygun satın almamızı sağlayabilir. Hedefi belirledikten sonra, alışverişe çıkarken, muhakkak güvendiğimiz bir arkadaşımızı yanımızda götürelim. İlgilendiğimiz cihazla ilgili, bizim görmediğimiz noktaları işaret edebilir. Ayrıca pazarlık aşamasında, güvendiğimiz birinin desteği iyi olacaktır (ağız dalaşları, kolpadan atışlar için).
KM SAYACINA İNANMAYIN
Almayı planladığımız makineyi incelerken, ruhsatın kimin üstüne olduğunu öğrenelim.
Sahibinden olmayan bir satışı meşru kılmak ve aracın
trafik tescilini kendi üzerimize almaya çalışırken karşılaşabileceğimiz zorlukları hatırlayalım. Ayrıca, son yıllarda artan çalıntı motosiklet vakaları da cabası. Makinenin yanına vardığımızda, kilometresine ve makinenin ne kadar eskidiğine bakalım. Elimizdeki örnek, 2000 model ve 15 bin kilometrede bir motorsa, elcikler, ayaklıklar gibi çok kullanılan parçaları inceleyelim. 15-20 bin kilometrelerde bir makinede, bu lastik parçaların çok eskimemiş olması gerekir (aşırı eskime: lastik elciklerde parlama, lastik ayaklıklarda aşırı ezilme, yer yer kopmalar, vs). Eğer görüntü böyle değilse, kilometre sayacında bir geri alma durumundan şüphelenmek için haklı nedenlerimiz olabilir. Satıcının motoru çalıştırmasını isteyelim. Her motosiklette, ilk çalıştırmada biraz duman olabilir. Eğer motor rölantide, ısındıktan sonra halen dumanlı çalışıyorsa, satıcıya en kısa sürede arayacağımızı söyleyip kaçalım (bitik motor).
MOTORUN SESİNE KULAK VERİN
Eğer satılık motorun yanına vardığımızda makine çalışır vaziyetteyse bitmiş aküden, bozuk marş motorundan şüphelenmek için nedenimiz olabilir. Satıcıdan motoru kapatıp tekrar çalıştırmasını isteyelim. Çalıştırma esnasında marş motorundan gelen sıyrılma sesleri, eli kulağında bozulmaya meyilli marşa alamettir. Motor rölantide çalışırken, yanına, hem sağ hem de sol tarafına eğilip dinleyelim. Daha önce hiç motor sesi dinlememiş olabiliriz. Bu noktada, aradığımız ses, düzenli, normal mekanik motor çalışmasının yanında, herhangi bir vuruntu, tıkırtı veya acayip bir sürtünme sesidir. Zaten dinlerken kafamızı önümüze eğip "hmmm" şeklinde biraz düşünceli durursak, makinede herhangi bir sorun varsa satıcı arkadaşımız motorun sorunlarıyla ilgili dökülmeye başlayabilir. "Motorun kazası yoktur" gibi iddialar karşısında karenaj ve depo gibi, şasiye bağlanan parçalarda ve bağlantı noktalarında ezilme olup olmadığını kontrol edelim.
ANAHTAR GÖRMÜŞ MÜ GÖRMEMİŞ Mİ
Niyet ettiğimiz motosikletin "anahtar vurulup vurulmadığını" soralım, öğrenmeye çalışalım. (Anahtar görmek: motor bloğunun açılması) Motor bloğundaki saplamaların/cıvataların başlarında örselenme var mı? Misal olarak, ’anahtar görmemiş/değmemiş’ makine, 26 bin kilometredeyse ve eğer servis kılavuzu her 12 bin kilometrede bir sübap ayarı önermişse, 2 kez sübap ayarı yapılmadı anlamına gelmektedir (Sonra soruyoruz kendimize "niçin Türkiye’de motosikletler ömürsüz oluyor" diye). Bir başka işe yarayabilecek bilgi, satıcının motosikleti hangi servise götürdüğüdür. Sarf malzemesi olan fren balatalarıyla ilgili olarak, fren hidrolik göstergesindeki düşüklük fren balatalarının bitmekte olduğuna alamet olabilir. Böyle bir durumda, satıcıyla aracın temizliği veya hakkındaki bilgilerle ilgili gereksiz inatlaşmalara girmeden, anlaşamadığımız vatandaşla vakit kaybetmeyip, "peki" diyerek bölgeyi terk etmeyi tavsiye ederim. Yoksa tartışmalar sonu gelmez ve faydasız küçük abdest müsabakasına dönebilir."