Güncelleme Tarihi:
Geçen sezonun en çok izlenen dizisi oldunuz. İzleyiciyi bu kadar çeken sizce neydi?
- Çok samimi, bizden, bir şeyden uyarlanmış değil, özgün bir senaryo olması... Oyuncular sahnelerde gerçekten ânı yaşar gibi oynadı. Ekiple seyirci arasında görünmeyen bir bağ kuruldu.
Peki sette bu sezon büyük bir değişim yaşanıyor. Neler oluyor?
- Mahalleyi, mahalleye paralel yolları, Ali Kaptan’ın evini, büroları ve diziye yeni girecek bazı mekanları Beykoz’daki platoya kuruyoruz. Bunlar 50 ev ve 20’ye yakın dükkan...
Nasıl bir çalışma yapılıyor?
- Önce Balat’ta kullandığımız gerçek evlerin santim santim ölçüleri alındı ve o mahallenin aynısı buraya yapıldı. Tek katlı binaları yapmakla çok katlıları yapmak arasında fark vardı. Gerçekten zorlandık. Zemin çalışmaları yapıldı, betonlar döküldü ve toplam 200 ton demir harcandı. 200 metrelik bölüme asfalt döküldü. Yüze yakın kişi iki ay çalıştı. 2 milyon lirayı buldu bu platonun bize maliyeti.
Peki neden Balat’ı terk ettiniz?
- Dönem dizisi olduğu için çekim yaptığımız sokağı tamamen kontrol altına almamız gerekiyordu. Ekranda gördüğünüz arkadan geçen simitçi, yandan geçen çocuk bile bizim sete koyduğumuz insanlardı. Bu yüzden bir saatlik çekim dört saatte bitiyordu.
Çekimler ne kadar sürüyor?
- Haftanın altı günü sette, bir günü montajdayım. Çalışma saatlerinde 12 saat sınırında kalmaya çalışıyoruz. Ama zor sahnelerde süre uzuyor.
Dönem işi yapmanın asıl zorlukları neler?
- Altı aylık ön hazırlıkta birçok Türk filmi ve belgesel izledim. Ama 1960’larda caddeler bomboş, asfalt neredeyse yok, İstanbul’un bütün tepeleri yemyeşil. Hadi buyrun çekin (Gülüyor). Grafik animasyon desteği aldık... Örneğin sahilde bir sahne. Vapurların bazıları 1960’tan beri aynı. Bu modelleri bilen arkadaşlarımız çekim yapılırken geçen vapurları takip ediyordu. Eğer yeni vapur geçerse arkadaşımız uyarıyordu. Arkadan kot pantolonlu biri geçemezdi. Aksesuvar detaylarıyla da sanat grubumuz ilgileniyor.
Bir de üniversitede yaşanan siyasi olaylar var... O sahnelere nasıl hazırlandınız?
OSMAN’I VICKS’LE AĞLATIYORDUK
Dizide performansıyla sizi en şaşırtan isim kim oldu?
- Aras Bulut İyinemli ve Farah Zeynel Abdullah’ın ilerlediği yol düşündüğümün çok ötesinde oldu.
Zaten en çok konuşulan performanslardan biri Aras’ın oyunculuğu...
- Oradaki oyuncunun performansı tabii yetenekle alakalı. Ama ekibin de payı büyük. Örneğin yangın sahnesinde Erkan Petekkaya ona yardımcı olmuştur. Genç bir oyuncuya sahneyi teslim edebilmekte meziyettir. Prodüksiyon ve görüntü yönetmeni de önemli. Ben onların da müsadesiyle bütün oyuncuların performanslarının yarısını ekiple paylaşırım.
Ali Kaptan en çok konuşulan karakterdi. Sizin gözünüzde Ali Kaptan nasıl biri?
- Ali Kaptan’ı haklı bulmuyoruz. Yaptıkları Cemile ve çocukların hayatında büyük etkiler bıraktı. En büyük travmaları ondan aldılar. Ama Ali için de saf iyi veya saf kötü diyemeyiz. Bence de yüzde 100 kötü değil, zayıf karakterli. Ve hata üstüne hata yapıyor.
Kendinize en yakın bulduğunuz karakter hangisi?
- Cemile.
Onun yaşadıklarını yaşasanız Cemile gibi mi davranırdınız?
- Cemile gibi davranmak yürek ister. Başıma gelmediği için bilemiyorum. Ama onun hayattaki en büyük çabası iyi insan olmak. Çocuklarına da bunu öğretiyor. O bir kadın kahraman.
En etkileyen aşk hikayesi hangisi?
- Soner ve Aylin aşkı. Çünkü kavuşamama var.
Osman’a yani Emir Berke Zincidi’ye gelirsek... Ağlama sahnelerinde ne yapıyordunuz?
- Bazen Vicks’le ağlaması gerekiyordu. Bazen sahneleri tarif ediyorduk ve kendi ağlıyordu. Bazen de çekmiyor veya erteliyorduk. Yani Osman’ın ruh haline göre ilerliyoruz.
Küçük oyuncunun sette oyun odası var mı?
- Var. Zaten sete her zaman ailesiyle geliyor.
BU SEZON 1970’LERE GEÇİYORUZ
Senaryoyu önceden biliyorsunuz. Öğrenmek için sizi çok sıkıştıranlar oluyor mu?
- İyi sır tutuyorum. Çevreme de izleyip fikir edinmelerini öneriyorum.
Peki yeni sezonla ilgili bize biraz tüyo verseniz...
- Sana da aynı şeyi söylesem!
Ama internette pek çok teori konuşuluyor...
- İnternette hep çeşitli rivayetler üretiliyor. Ama hiçbiri doğru çıkmadı. Yeni üretilenlerin de doğru olduğunu düşünmüyorum. Keyifli ve şaşırtan bir başlangıç olacak.
İlk sezonda duygular çok ön plandaydı bu sene neler var?
- Başlarına bu kadar kötü olaylar gelen ailenin artık o yaşananlardan aldığı yaralarla hayata atılmasını izleyeceğiz. Bu aile artık bizim parçamız Geçen yıla göre çok farklı ve sürprizli bir atmosferde kendi kendine yaşam mücadeleleri olacak. Ayrıca bu yılın atmosferi benim çok sevdiğim bir atmosfer diyebilirim!
Yani dönem mi değişiyor?
- Evet. 1970’lere geçiyoruz. 1960’lar öğrenerek çektiğim bir dönemdi ama 1970’leri biliyorum. Kadroya girecek yeni karakterlerimiz de var ve onları da çok seveceksiniz.
Peki Osman seri katil olacak mı?
- Bunun nereden çıktığını bilmiyorum. Birtakım şehir efsaneleri dolaşıyor. Ben Cemile’nin evinden çıkan bir evladın seri katil olacağını hiç sanmıyorum.
YANGIN SAHNESİ ÇEKİMİ BEŞ GÜN SÜRDÜ
* En zorlayan sahne: Osman’la çektiğimiz bazı sahnelerde onun da psikolojisini düşündüğüm için zorlanıyorum. Mesela Cemile’nin adliye önünden götürülmesi sahnesi zordu. Çünkü Emir Berke (Osman) okuma yazma bilmediği için senaryoyu okuyamıyor. Biz ona sahneyi anlatıyoruz. Ve onu bir duygu karmaşı içine sokmamak için Osman’ı ayrı diğer oyuncularI ayrı çekiyoruz. O kısacık sahne çekimi yedi saat sürdü. Dört saat ağladığımı hatırlıyorum.
* En düşündüren sahne: Mete’nin evi yakma sahnesiydi. Normalde bir ev yanar ve oradan kaçan insanlar görürsünüz. Biz 40 sayfalık bir yangın sahnesi çektik. Evi gerçekten yakamayacağımız için salonunu bire bir boyutta yeniden yaptık. Gerçek yangın orada çıkarıldı. Dış yangın için grafik animasyon desteği alındı. Ve çekim beş gün sürdü. Osman’ın suya düşme sahnesi size basit görünmüş olabilir ama biz Osman’ı kışın denize sokmak istemediğimiz için birtakım sahneler havuzda, bir kısmı denizde çekildi ve yine animasyon desteği alındı.
* Diziyi en iyi anlatan sahne: Cemile ve çocukların yatağa sıkışmış serçe kuşu halleri. Aklımda kalan kare o.
AYLİN ÇILGIN ERKAN DELİKANLI
Erkan Petekkaya (Ali Kaptan): Setin delikanlı ağabeyi.
Ayça Bingöl (Cemile): O candır.
Emir Berke Zincidi (Osman): Aklıma şeker geliyor.
Aras Bulut İynemli (Mete): Yetenek.
Wilma Elles (Carolin): Ekibin en disiplinlisi.
Farah Zeynep Abdullah (Aylin): Setin en çılgını.
Yıldız Çağrı Atiksoy (Berrin): Setin hanımefendisi.
Orhan Alkaya (Balıkçı): Entelektüel kişi.
Meral Çetinkaya (Hasefe): O muhteşem bir insan. Oyunculuk dersi, büyük usta.
Mete Horozoğlu (Soner): Eğlence kaynağı.
Zeyno Eracar (Neriman): Setin diyetisyeni. Diyet yapar ve bizi de diyete sokar.
KARI-KOCA YÖNETMENİZ
Gönen doğumluyum. İzmir Amerikan Lisesi’ni okudum. Lisedeyken oyuncu olmayı istiyordum. Sonra bir okul televizyonu kurduk. Kamera arkasıyla tanıştım ve yönetmen olmayı seçtim. İtalya’da iki sene bursla eğitim gördüm. Sonra İtalya’da bir sinema okuluna seçildim. Türkiye’ye dönüşümde Mimar Sinan Üniversitesi’ne girmek istedim ama olmadı. İtalyan dili ve edebiyatı okudum. O sırada büyük ustaların yanında asistanlık yaptım ve yönetmenliğe geçtim. ‘Güz Yangını’, ‘Kaybolan Yıllar’, ‘Eşref Saati’ ve ‘Kurtlar Vadisi’nde yönetmenlik yaptım. Eşim de yönetmen; Onur Tan. Yönetmen bir çift olmak hayatımızı kolaylaştırıyor.
Her çekimi 200 kişi izliyordu
CENGİZ DEVECİ (UYGULAYICI YAPIMCI)
Seti başka yere kurmayı senenin ortalarında düşünmeye başladık. Her çekimde yaklaşık 200 kişi seyirci oluyordu. Sahneler yeniden çekiliyordu. Bu yüzden platomuz olması önemliydi. Bir binayı da lojistik amaçlı kullanıyoruz. Alt kat kostüm atölyesi olacak. Oyuncular bu binada hazırlanacak. Aslında tüm dünyada çekimler böyle yapılıyor.