19 dakikada Azra Tüzünoğlu

Güncelleme Tarihi:

19 dakikada Azra Tüzünoğlu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2013 00:00

Genç ve dinamik olduğu kadar işini çok iyi bilen bir galerici Pilot’un sahibi Azra Tüzünoğlu. İstanbul-Avrupa arasında sergilerinde mekik dokurken bir galericinin yaşadıklarını ve kendine nasıl vakit ayırdığını konuştuk.

Haberin Devamı

Dünkü görüşmemizde “Tplantıdan toplantıya koşturuyorum” demiştin. Sanırım bugün de aynı durumdasın. Hep böyle midir bir galericinin günü?
- Galiba... Biliyorsun, eylülde İstanbul Bienali var bu sene. O dönemde açacağımız sergiyle ilgili çalışmaları hızlandırdık. Burak Delier’le açacağız sezonu.

Neler hazırlıyor Burak?
- Daha çok şirket dünyası içinde çalışanlarla sanat dünyası arasında bağlantı kuruyor. Bugünün kapitalizminin işleyişini sanatın işleyişiyle paralel okuyor. Bu yüzden de epey zorlayıcı projeler yapıyor. Gelip “Bana emekli bir borsacı lazım” diyebiliyor mesela. Biz de buluyoruz tabii. Onunla birlikte projeyi yürütmeye çalışıyoruz. Gelecek haftalarda açılacak Cengiz Tekin sergimiz için de çalışıyoruz tabii ki. Bir de yurtdışı sergileri var. Viyana, Fransa, Almanya’da sergiler olacak. Onların peşinden de koşuyoruz. Sürekli dosyalar, e-postalar gidip geliyor...

Haberin Devamı

Sen alatırken ben yoruldum sanırım...
- O kadar değil aslında. Renkli bir iş bu. Çünkü hep sanatın bir parçası olan şeylerle uğraşıyoruz, bu da çok keyif veriyor. Bu işe girmemdeki en önemli sebeplerden biri de bütün bu üretim aşamasında olmaktı.

“Galerici deyip geçmeyelim, sadece işi sergileyen değil, onunla birlikte üreten kişi” diyebilir miyiz o zaman?
- Evet. Tabii ki bir sanatçı değiliz ama ona çok destek oluyoruz. İşini kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Bütün galericiler böyle çalışmıyor tabii ama bunu yapan bir galerici kuşağı da var.

Yeni bir kuşak mı bu peki?
- Dünyada çok yeni değil. Olması gereken bu hatta. Ama Türkiye’de sanatçısıyla bu kadar yakından çalışan kim vardır desen, doğruyu söylemek gerekirse bilmiyorum.

Peki, bütün günün bunlarla mı geçiyor? Nasıl bir rutinin var?
- Herkesten çok farklı değil herhalde. Sabah çok erken kalkıp çalışmaya başlıyorum. Hiç bitmeyen bir e-posta döngüsü var. Gündemi takip etmek şart. İnternetten her şeyi okuyorum. 10.30 gibi galeriye gidiyorum. Sonrasındaysa genelde toplantı ve görüşmelerle geçiyor.

O zaman, galeriler saat 10.00’da açılıyor. Oh ne güzel, işe geç başlıyorlar diye bir durum yok.
- Tabii ki hayır. Zaten artık günümüzde internetin olduğu her yer ofis ve çalışıyoruz.

Haberin Devamı

Tatil yapabiliyor musun?
- Kışın yapamıyoruz. Sadece İstanbul değil, yurtdışında da çok iş oluyor. Bazen yılın yarısında yurtdışında oluyoruz. Orada sergi kurmak, buradan eser transferini sağlamak çok yorucu. Yazın bir ay galeriyi kapatıyoruz. Bunun 10 gününde tatil yapıyorum.

Günlük rutin içinde kendine vakit ayırabiliyor musun? Sonuçta bir kadınsın ve ne yazık ki bizlerin yapması gereken pek çok şey oluyor, profesyonel yaşam dışında.
- Yoga ve pilatese vakit ayırıyorum. Televizyon izlemediğim için bol bol okumaya fırsatım oluyor. Bir de yemek yapıyorum. Sadece beslenmek için değil, aynı zamanda kafamı dağıtmak için yapıyorum. Yemekler uyduruyorum.

Haberin Devamı

Ne gibi?
- Mesela en son çağlalar çıktı. Bir arkadaşım da gelirken getirmiş. Yemeyi sevmiyorum. Çöpe atmak istemediğimden çağlalı pırasa yaptım.

Yaratıcısın mutfakta da o zaman.
- Yaratıcılık mı yoksa tembellik mi dersin bilemem. Ama tariften bakıp da uygulamak çok cazip gelmiyor.

Biraz önce bahsediyordun, eserleri yurtdışına gönderirken uğraştığından. Dışarıdan bakan biri için çok riskli görünüyor, onlarca bin liraya satılan eserlerin kilometrelerce yol yapması... Sizin içinizde gerginlik, telaş oluyor mu bununla ilgili?
- En baştaki gerginlik gibi değil tabii ki artık. Bir de doğru insanlarla çalışmayı öğreniyorsun.

Başına bir şey gelmedi mi yani hiç?
- En son Viyana’ya giden işlerden birinin sandığı kırılmıştı ama esere zarar gelmemişti, şanslıydık. Ama tabii ki bu kabul edilebilecek bir şey değil. Evet, eserler sigortalanıyor ama bir yağlıboya tablonun ortasına delik açıldığında onarımı zor.

Haberin Devamı

Biraz piyasadan bahsedecek olursak, pek çok kişi artık İstanbul’da bir sürü galeri açıldığından bahsediyor, bazen de bunu eleştiriyor. Genç bir galerici olarak sen nasıl görüyorsun bu durumu?
- Biz de sonuçta çok yeniyiz. Ama işini doğru yapan, bir şekilde bu piyasada yerini bulacaktır. Çok da kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum bir sürü galerinin açılmasının. Bundan 10 yıl öncesinde bile, güncel sanatla ilgili çok az galeri vardı. Çok az sayıda sanatçı kendine yer buluyordu. Bunun değişmesi önemli. Galerilerle birlikte izleyici ve koleksiyoner kitlesi de büyüyüp gelişiyor. Var olan kötü bir galeri de olsa, kişiye iyiyle kötüyü ayırt etme şansı veriyor.

Haberin Devamı

Bir galeri olarak karakteri korumak zor mudur?
- Ne yapmak istediğini biliyorsan o kadar zor değil. Bir bakış açın varsa, yaptığın şeylerden öğrenmeyi de biliyorsan sorun yok. Çünkü şunu kabul ediyorsun: Belirli bir karakteri yok galerinin. Biz en başta bile böyle bir şey yapmadık. Çünkü galeri de, tıpkı insan gibi, zaman içinde öğreniyor, yaşıyor, değişiyor, dönüşüyor... Biz, başladığımız noktadan oldukça farklı bir yerdeyiz örneğin.

Peki, ‘sanatçı kaprisi’ dediğimiz şeyi galerici de çekiyor mu?
- Bunun bir dengesi var. Hangi sanatçının nasıl olacağı belli olmaz. Bazen kendini aslan terbiyecisi gibi hissediyorsun bazen de anne gibi... Çocuğuna bakmak zorundasın. Kimi zaman da kardeşin oluyor sanatçı. Çünkü çoğunlukla kafalarında çok fazla fikir oluyor ve bu fikirleri doğurmak konusunda sıkıntıları olabiliyor. Sürekli hamile olan bir kadın gibi düşünebiliriz. Onları bu şekilde anlayıp kabul ettiğinizde ve ona göre davrandığınızda sorun çıkmıyor.

Üç yılda 62 sanatçı

Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu Azra Tüzünoğlu (30). 90’larda Türkiye’de güncel sanatın dönüşümü konusunda tez çalışması yaptı. Radikal, Sanat Dünyamız, ArtPapers’da ve kataloglarda yazıları çıktı, 2007-2010 arasında art-ist dergisi editörlüğünü yaptı. Yıldız Teknik ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde Sanat Sosyolojisi dersleri verdi. 2008’de Tophane’de açtığı Outlet Galeri’de üç yılda Türkiye ve dünyadan 62 sanatçıyla çalıştı. 2011’de Sıraselviler’de Pilot Galeri’yi kurdu.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!