18 yıllık genç bir televizyoncu
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2006 00:00
TRT, Show TV , CNN TÜRK ve TV 8’de haber müdürlüğü yapan Lütfiye Pekcan meslekte 18 yılı geride bıraktı. Şu an hem Anka Haber Ajansı’nın İstanbul temsilciliğini hem DigiTürk İZ TV’de yayınlanan Karanlık Oda programının yapımcılığını üstlenen Lütfiye Pekcan’la konuştuk.
- Bir koltuğa bu kadar çok karpuzu nasıl sığdırıyorsunuz?
Eskiler rahat battı derler ya, benimki de biraz öyle. Kendimi birbirini tamamlayan üç işin içinde buldum. Üç iş diyorum çünkü annelik de dünyanın en sorumluluk isteyen işlerinden biri hem de 24 saat kesintisiz hizmet isteyen bir iş. Mesleğine aşık olan ben bile oğlumu 1.5 yaşına getirene kadar işi rölantiye aldım. Şimdi aradaki açığı kapamak için oğlumu uyuttuktan sonra gece 3’e 4’e kadar çalışıyorum...
- Tüm bu işlere nasıl yetişiyorsunuz?
Bunun tek yanıtı üretmeyi sevmek, disiplinli ve programlı olmak. Benim mesaim sabah 07.00’de Ali’nin "Aanni mama ,anni mama" sesleriyle başlıyor... Ali uykuya dalınca onu bakıcısına emanet edip Anka Haber Ajansı’na koşuyorum... Akşam 21.00’de oğlum uyuduktan sonra da gece geç saatlere kadar Digitürk İz TV’deki programım için araştırma yapıyor, metin yazıyor, seslendirme ve montaj yapıyorum...
REHA MUHTAR’DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM
- Uzun Bir dönem Reha Muhtar’ın sağ kolu olarak anılıyordunuz. Onunla çalışmak nasıldı?
Reha Muhtar’la TRT ve Show TV’de toplam sekiz yıl birlikte çalıştım. Onunla çalışmak çok zordu. Sende peygamber sabrı var diyorlardı. Çoğu zaman günde 16-18 saat çalıştım. Ama Sezar’ın hakkı Sezar’a... Reha Muhtar’dan çok şey öğrendim.
- Sizi televizyoncu olarak tanıdık neden Anka Haber Ajansı’ndasınız?
Televizyondan hiç kopmadım, yine TV programları hazırlamaya devam ediyorum. Türk siyasi ve ekonomi hayatında çok önemli manşetlere imza atan Anka’da olmaktan onur duyuyorum....
- TRT, Show TV, CNN TÜRK ve TV 8’de çalıştınız. Hangisi meslek hayatınızda daha önemli?
Hepsinin de birbirini tamamlayan o kadar önemli misyonları var ki, kendimi adeta beş üniversite bitirmiş gibi hissediyorum. Bu televizyon kanallarının hepsi de o kadar değerli ve o kadar birbirini tamamlıyor ki, hiçbirini ötekine değişemem.
- Son olarak programınızdan bahseder misiniz?
Şimdi altıncı üniversiteye başladım. Kendi prodüksiyon şirketimi kurdum, Digiturk İz TV’de hafta içi her gün 21.45’de yayınlanan Karanlık Oda isimli programı hazırlıyorum. Fotoğraf dünyasının nabzını tutmaya çalışıyorum.
Eskiler rahat battı derler ya, benimki de biraz öyle. Kendimi birbirini tamamlayan üç işin içinde buldum. Üç iş diyorum çünkü annelik de dünyanın en sorumluluk isteyen işlerinden biri hem de 24 saat kesintisiz hizmet isteyen bir iş. Mesleğine aşık olan ben bile oğlumu 1.5 yaşına getirene kadar işi rölantiye aldım. Şimdi aradaki açığı kapamak için oğlumu uyuttuktan sonra gece 3’e 4’e kadar çalışıyorum...
- Tüm bu işlere nasıl yetişiyorsunuz?
Bunun tek yanıtı üretmeyi sevmek, disiplinli ve programlı olmak. Benim mesaim sabah 07.00’de Ali’nin "Aanni mama ,anni mama" sesleriyle başlıyor... Ali uykuya dalınca onu bakıcısına emanet edip Anka Haber Ajansı’na koşuyorum... Akşam 21.00’de oğlum uyuduktan sonra da gece geç saatlere kadar Digitürk İz TV’deki programım için araştırma yapıyor, metin yazıyor, seslendirme ve montaj yapıyorum...
REHA MUHTAR’DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM
- Uzun Bir dönem Reha Muhtar’ın sağ kolu olarak anılıyordunuz. Onunla çalışmak nasıldı?
Reha Muhtar’la TRT ve Show TV’de toplam sekiz yıl birlikte çalıştım. Onunla çalışmak çok zordu. Sende peygamber sabrı var diyorlardı. Çoğu zaman günde 16-18 saat çalıştım. Ama Sezar’ın hakkı Sezar’a... Reha Muhtar’dan çok şey öğrendim.
- Sizi televizyoncu olarak tanıdık neden Anka Haber Ajansı’ndasınız?
Televizyondan hiç kopmadım, yine TV programları hazırlamaya devam ediyorum. Türk siyasi ve ekonomi hayatında çok önemli manşetlere imza atan Anka’da olmaktan onur duyuyorum....
- TRT, Show TV, CNN TÜRK ve TV 8’de çalıştınız. Hangisi meslek hayatınızda daha önemli?
Hepsinin de birbirini tamamlayan o kadar önemli misyonları var ki, kendimi adeta beş üniversite bitirmiş gibi hissediyorum. Bu televizyon kanallarının hepsi de o kadar değerli ve o kadar birbirini tamamlıyor ki, hiçbirini ötekine değişemem.
- Son olarak programınızdan bahseder misiniz?
Şimdi altıncı üniversiteye başladım. Kendi prodüksiyon şirketimi kurdum, Digiturk İz TV’de hafta içi her gün 21.45’de yayınlanan Karanlık Oda isimli programı hazırlıyorum. Fotoğraf dünyasının nabzını tutmaya çalışıyorum.