Güncelleme Tarihi:
Seks, egzersiz, kahkaha ve muz arasındaki ortak noktanın ne olduğunu sorsak, soğuk bir şakayla karşı karşıya olduğunuzu mu düşünürsünüz, yoksa satır aralarında mutluluğun sırrını bulacağınız bu yazıyı okumaya devam mı edersiniz? Meslek sırrını açıklamak gibi olmasın, biz gazetecilerin okuru yazıya bağlamak için yapamayacağımız şey yoktur. Ama bu kez durum ciddi görünüyor. Anahtar kelime: Endorfin!
Planet Health Club'da spor hocalığı yapan Mustafa Seçkin Aydın, egzersizin yararlarını, bunun da ötesinde gerekliliğini anlatırken artık gözümüzde ne kilo vermek var, ne de güzel görünmek. Bunlar zaten kendiliğinden geliyor. Ve hepsinin ötesinde egzersiz insanı mutlu ediyor. Endorfin, doğanın insan vücuduna sunduğu bir hormon. Antistres ve mutluluk hormonu olarak da biliniyor. Dört şekilde salgılanıyor; seks sırasında, gülerken, egzersiz yaparken, bir de muz yediğinizde... Ancak sakın maaşınızı muza yatırmaya kalkmayın, çünkü muzda çok az miktarda bulunuyor. Öyle kısa yoldan mutlu olmak yok!
Bedensel mükemmeliyet
Seçkin Aydın, önce neden özellikle spor değil de egzersiz dediğini açıklıyor: ‘‘Spor; sistem, performans, organizasyon ve rekor kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir sözcük. Dolayısıyla biz burada insanlara spor değil, beden eğitimi egzersizleri yaptırıyoruz. Çevrenizdekilere neden egzersiz yaptıklarını bir sorun. Cevapları kilo vermek, güzel görünmek, zinde kalmak gibi sıralanacaktır. Oysa Olimpus Dağı eteklerindeki arenanın girişinde yazdığı gibi, egzersiz ruhta ve bedende mükemmeliyet için yapılır.''
Seçkin Aydın, bedensel mükemmeliyetin egzersiz salonlarındaki aletlerle sağlanabileceğini, ruhsal mükemmeliyetin ise endorfin hormonunun salgılanmasıyla yakalandığını söylüyor. Ama ancak, belli nabız sayılarında ve belli bir sürenin üstünde yapılırsa... Bu da şu demek: Herkesin kilosuna, yaşına ve sigara içip içmediğine göre nabız sayıları hesaplanıyor. Bu sayılar arasında ve minimum 30 dakika yapılan egzersizler amacına ulaşıyor.
Egzersiz sırasında endorfinle birlikte sekiz değişik hormon daha salgılanıyor, ki bunlar insan sağlığı için çok önemli hormonlar. Endorfin insanda alkol, uyuşturucu gibi bağımlılık yapan bir hormon. Bir kere alışan, artık onu salgılamadığında huzursuz oluyor. Ve dikkat, bu hormon yalnızca vücuttan salgılanabiliyor, dışarıdan alınamıyor.
Mutluluk para ile satın alınamaz sözü gerçek mi ne!
Kilo değil, yağ verdiriyoruz
Seçkin Aydın hareketin insan mutluluğu üzerindeki etkisini anlatmaya devam ediyor: ‘‘Mutlu olmak için şoförlü araba, asansörlü işyeri yeterli gibi görünse de, insanlar hareket etmedikleri zaman mutsuz olurlar. Hapishanelerde ağır suç işleyen insanları hücreye kapatırlar, hareket edemesin ve mutlu olamasın, diye... Hafif ceza alanlar ise yarı açık cezaevlerine gönderilirler. Adamlar bahçede neden yürüyorlar sanıyorsunuz. Vücudu diyor ki, yürü ben o hormonu istiyorum.''
Aydın'a göre Türkiye'de en çok suistimal edilen konulardan biri egzersiz:
‘‘Üzerine basa basa söylüyorum, biz burada insanlara kilo değil yağ verdiriyoruz. İkisi arasında çok büyük fark var. Dergilerde şöyle yazılar çıkar: 1 haftada 8 kilo verin, mutlu olun! O diyetlerde karbonhidrat az alındığı, vücut da karbonhidrat yaktığı için kilo veriliyor. Vücutta bir kilo karbonhidrat üç kiloya yakın su tutuyor. Karbonhidrat almazsanız haftada iki kilo karbonhidrat atarsınız. Bu da altı kilo su eder. İşte size 8 kilo. Ama karaciğeriniz sizden daha akıllı. Siz bu kadar az karbonhidrat alınca acaba savaşta mıyız, diye düşünüyor ve siz yedikçe depoluyor. Eskiden karaciğerinizde bulunan karbonhidrat deposu katlanıyor, siz de o oranda kilo alıyorsunuz. Kaslarınız erirken yağlarınız fazlalaşıyor. Oysa bu iş diyetle değil düzenli beslenme ve egzersizle olur.''
Mustafa Seçkin Aydın, 26 yaşında. Marmara Spor Akademisi'ni bölüm birincisi olarak bitirdikten sonra spor tıbbı alanında master yaptı. Altı yaşında jimnastiğe, sekiz yaşında judoya başladı. Yüzme, judo, basketbol dallarında antrenörlük belgeleri var. Şu anda çeşitli okullarda verdiği derslerin yanısıra Planet'te koordinatörlük ve özel hocalık yapıyor. Ünlü işadamı, yönetici ve politikacılar arasından birçok öğrencisi var.
Asıl branşı judo
Seçkin Aydın'ın en çok önemsediği spor dallarından biri, ilk göz ağrısı olan judo:
‘‘Judo hariç, dünyada hiçbir spor dalı bir profesör tarafından bulunmamış. Tokyo Üniversitesi Edebiyat Profesörü Jigora Kano, dünyadaki güreş ekollerini inceledikten sonra judoya ulaşmış. Çok zayıf olduğu için küçüklüğünde hep dayak yermiş. Ve sonunda judo ile fizik kurallarını kullanarak insanları güç harcamadan yere düşürmenin sırrına ermiş.'' Türkiye'ye asker kökenli insanlar tarafından getirilen judonun temel felsefesi zorluklara karşı koymama. Yani ‘‘İteni çek, çekeni it'' prensibi. Ve çocukların eğitimleri üzerinde en önemli sportif branşlardan biri olması.
Bu uzun söyleşiden aklımızda kalana gelince.. Mutluluğu uzaklarda aramayın. Mutluluk içinizde! Endorfinde!