Güncelleme Tarihi:
Bir sporcuyla çekim günü ayarlamak hep zordur. Çünkü antreman saatleri durmadan değişir, bazen günde çift idman yapılır ve sözleştiğiniz gün ertelenir durur. Hele söz konusu Anadolu Efes takımın en sevilen oyuncularından biri, attığı son saniye üçlükleri ile oynadığı takımları bir üst seviyeye taşıma özelliğine sahip bir sporcu olunca işiniz iyice zorlaşabilir. Ama imkansız değil! Kerem Tunçeri’yle Renaissance İstanbul Bosphorous Hotel’de buluştuk. Biz stresliydik, o ise rahatlığıyla bizi sakinleştirdi. Çocukluk arkadaşı ile geldiği çekimde özellikle centilmen tavırlarıyla ekipteki tüm kadınların sempatisini kazandı.
* Bu kadar başarılı sporculara genelde şu soru sorulur: Küçüklüğünüzden beri mi basketbol oynuyorsunuz? İçinizdeki basketbol tutkusu nasıl ortaya çıktı?
- Babam ve benden beş yaş büyük ağabeyim eski milli basketbolcu. Haliyle ben de basketbolla büyüdüm. Beş yaşındayken Galatasaray’ın altyapısında bu spora başladım. 20 yaşına kadar orada oynadım.
* O zaman Galatasaylı’sınız?
- Ben profesyonelim. Giydiğim formanın hakkını vermem gerekiyor. Önce Galatasaray’da, oradan ayrıldıktan sonra dört sene Efes Pilsen’de, sonra bir sene Ülker, bir sene Beşiktaş ve onun üzerine iki yıllığına Real Madrid’de oynadım. Oradan da Anadolu Efes’e döndüm.
* Madrid nasıldı? İki sene az bir zaman değil...
- Çok güzeldi. Çok iyi arkadaşlıklar kurdum. İlk üç ay alışma süreciydi. Takım koçu İspanyolca ev ödevleri vermeye bile başlamıştı. Ama o konuda tembel bir adamım. Dili hiç öğrenemedim. Herkesle İngilizce konuşuyordum.
* Takım arkadaşlarınızla hâlâ görüşüyor musunuz?
- Tabii ki. Hâlâ haberleşiriz, birbirimizi ararız. Orada maçımız olduğu zaman, maçtan sonra beni gelip alır, yemeğe götürürler.
CANIM SIKKINKEN FASILA GİDERİM
* Basketbol oynamadığınız zamanlarda ne yapıyorsunuz?
- Basketbol tüm zamanımı alıyor. Bazen günde çift idman oluyor. Düzenli beslenip uykuma dikkat etmem gerekiyor. Zaman buldukça sinemaya gitmeye çalışıyorum. Bu aralar ona bile vakit bulamıyorum aslında.
* Çift idman dediniz. Bu idmanların arasında ne kadarlık boşluk oluyor?
- 4-5 saat oluyor ancak. Eve gidip yemek yiyorum, biraz dinleniyorum ve tekrar idmana dönüyorum.
* Çok zor değil mi bu tempo?
- Sadece idman değil ki. Maç var, kamp var. Hep bir koşturmacayla geçiyor hayat. Zaten işim çok stresli. O yüzden sporcu olarak çok özel hayatımız olmuyor.
* Magazin basınında da size hiç rastlamıyoruz. Hiç gezmiyor musunuz?
- Akşam çok dışarı çıkmam. En çok yaptığım arkadaşlarımla yemeğe gitmektir.
* Nerelerde takılıyorsunuz?
- Gittiğim birkaç tane balıkçı ve et restoranı var. Fasıl çok severim. Taksim’de bir fasılcım var, canım sıkkın olduğunda ya da bir şey yapmak istediğimde oraya giderim. Alışkın olduğum yerlere gitmeyi seviyorum.
TÜRKİYE’DE KENDİME GÖRE PANTOLON BULAMIYORUM
* En çok neye para harcıyorsunuz?
- Yemeğe çünkü üstüme başıma pek bir şey almam.
* Alışverişle aranız yok o zaman?
- 2-3 senede bir Amerika’ya gidiyorum. Alışverişimi oradan yapıyorum. Çünkü çekimde de fark ettiğiniz gibi, burada pantolon hiç bulamıyorum. Kendi kalıbıma göre parçalar orada çok var. İstanbul’da dışarı çıkayım da, kendime birkaç parça kıyafet alayım gibi olayım yok.
* Rahatlamak için neler yaparsınız? Örneğin masaj yaptırır mısınız?
- Masaj en çok sevdiğim şeylerden biri. 3-4 günde bir yaptırıyorum. Spor yaptığım için fiziksel olarak kaslarımın rahatlaması gerekiyor. Zaten takımın masörleri var. Onun dışında dışarıda başka yerlerde de masaj yaptırıyorum.
* Erkeğin bakımlı olması gerektiğine inanıyor musunuz? Yoksa “Ben erkeğim, ne işim olur manikürle, pedikürle” mi diyorsunuz?
- Kendime bakım konusunda dikkat ederim. Manikür-pedikür yaptırırım. Hatta bakımlıyım diyebilirim.
* Başka spor dallarıyla ilgileniyor musunuz? Mesela hangi takımı tutuyorsunuz?
- Futbol seyrederim. Galatasaray’ı tutuyorum. Yazın arada bir plaj voleybolu oynuyorum.
* Anadolu Efes’te ve milli takımda olmanın zorlukları nedir?
- 16 yaşından beri milli takım forması giyiyorum. O zamandan beri de hiç yaz tatilim olmadı. Bunun büyük zorlukları var tabii ki. Haziran ortasına kadar süren sezondan sonra temmuz başı gibi milli takım çalışmaları başlıyor, eylüle kadar sürüyor. Milli takım biter bitmez de koçlar takıma bekliyor. Hiç tatil fırsatımız olmuyor. Geçen sene takım koçum ve federasyon başkanımızdan izin alarak dinlenme fırsatı yakaladım. Zor bir hayat yani...
ADAM ŞARKIYA BAŞLAYINCA KAFASI GÜZEL DİYE DÜŞÜNDÜM
* Reklam filminden bahsedersek. Nasıl bir sürpriz oldu sizin için?
- O gün bizim izin günümüzdü. Takım kaptanı olduğum için bana gelip “Pazartesi günü bir organizasyon var. Başkanımız mutlaka buna katılmamızı istiyor” dediler. Hepimiz bozulduk tabii. Tuzla’daki organizasyon 3’teydi ve 9’a kadar sürecekti.
* Oraya gidince ne oldu?
- Orada sadece biz oyuncular vardık. “Bizi buraya niye getirdiniz, ayda yılda bir off günümüz var” diyerek oradakilere çıkıştım. Ama gitmişken dinlememiz gerekiyordu tabii. Her şeyi o kadar güzel ayarlamışlardı ki. Aryaların kaç dakika süreceğiyle, eserlerin sahipleriyle ilgili bilgi veren iki saatlik bir program bile verdiler. Biri kalkıp şarkıyı söylemeye başlayınca “Bizi görüp heyecanlandı, kafası da biraz güzel herhalde” diye düşündüm. 12 oyuncu dışında herkes olaydan haberdarmış meğer. İşin komiği de oydu. Üç yüz kişinin formalarıyla aynı şarkıyı söylemesi çok etkileyiciydi. Bu yüzden kendimi şanslı hissediyorum.
* O esnada herkes dönüp size baktı...
- Evet çünkü geçen sene Senden Daha Güzel’i ben söylemiştim. Ben de “bana niye bakıyorsunuz” diye utanarak onlara döndüm.
* Müziğe karşı özel bir ilginiz var mı?
- Ben sadece bir dinleyiciyim. Kulağıma hoş gelen her müziği dinlerim. Geçen sene Anadolu Efes’in reklamında “Senden Daha Güzel”i seslendirmem istendiğinde reddetmiştim. Çünkü ben sporcuyum. Hiçbir şekilde şarkı söylemişliğim yok. “Yapamam, beceremem, nasıl tepki alırım, insanlar dalga geçer mi” diye düşünmüştüm açıkçası. “Deneyelim” dediler. Olmazsa sesimi başkasınınkiyle değiştireceklerini söylediler. Sonra sesi değiştirmediler. Güzel bir reklam, taraftarımıza güzel bir armağan oldu.
BU SPORA HAYATIMI VERDİM
Bir gün basketbolu bırakırsanız ne yapmayı düşünürsünüz?
- Basketbolun içinde kalmayı istiyorum; bu spora hayatımı verdim. Genel menajerlik olabilir. Gerçi “antrenörlüğü iyi yaparsın” diyorlar ama antrenör olmak istemiyorum.
Genel menajerlik nedir?
- Takım menajerliği deniyor buna. Ama daha bunun için erken. Ben 5-6 sene daha oynamak istiyorum.