Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2011 00:00
Hayatımda gördüğüm en filtresiz kadın. Çok cesur, hafif çatlak ve dünya umrunda değil. Sansürsüz konuşmasına, sansürsüz yaşamasına, kafasına eseni o an yapmasına hayran oldum. Birbirinden tamamen farklı iki adamdan birer erkek çocuğu doğurmuş. İki ilişkide de ağzı fazlasıyla yanmış ama üçüncü adam ve üçüncü çocuğa ‘neden olmasın’ diyecek kadar hayata bağlı. Biraz geç oldu ama bundan sonra işime asılacağım diyecek kadar da dalgacı. Güzelliğini ise hiç anlatmayayım. Türkiye’ye gelmesine vesile olan yakın arkadaşı Tülin Şahin’in deyimiyle Isabeli Fontana, Victoria Secret’ın değil kesinlikle Tanrı’nın meleği
Brezilyalıyım ama kökenim İtalyan. Kemik yapımı babamdan, yumuşak hatlarımı da annemden almışım. Annem psikolog, babam tekstil işiyle ilgileniyor. İki erkek kardeşim ve erkek kuzenlerimin arasında tam bir oğlan çocuğu gibi büyüdüm. Süper sıska, çelimsiz bir oğlan çocuğu! Çirkin ördek yavrusunun ta kendisi. İlkokul boyunca utangaç ve asosyaldim. Sanki biri ‘sessiz’ tuşuma basmıştı. Gözlerimden de, dudaklarımdan da, ince uzun oluşumdan da nefret ediyordum. Çünkü herkes bana bakıyordu. Evde çok farklı olduğumdan annem bu durumu ancak öğretmenlerim uyarınca fark etti. Sekiz yaşında terapi görmeye başladım.
12 YAŞINDA YOLDA DURDURULDUMBir gün annemle yolda yürürken bir kadın yanıma gelip çığlık atmaya başladı. “Aman Tanrım çok güzelsin, çok zayıfsın, kesinlikle model olmalısın” diye bağırdı. 12 yaşındaydım. Orta hatta alt sınıftan bir ailem vardı. Büyüyünce veteriner olmak, bir aile kurmak istiyordum. Hemen anneme dönüp “Manken ne yapar” diye sordum. “Podyumda yürür, dergilere kapak olur, kıyafetleri tanıtır” dedi. “Peki iyi para kazanır mı” diye sordum. “Sanırım” diye cevapladı. O gün manken olmayı kabul ettim. (Isabeli Fontana, Nisan 2008’de ‘Dünyanın En Çok Kazanan 15 Süper Modeli’ listesine, 3 milyon dolar toplam gelirle 11’inci sıradan girdi.) Annem beni hemen bir zarafet kursuna yazdırdı. Bir yıl sonra, 13 yaşında Elite Model yarışmasında birinci oldum.
BELKİ ÇOCUK KADINDIM14 yaşında çalışmak için Milano’ya gittim. En kötü günlerimi orada yaşadım. Her gece pes edip Brezilya’ya dönmeyi düşünerek uykuya daldım. Çünkü günde beş seçmeye gidiyordum ve bir iş bile alamıyordum. Bir yıl sonra şansımı New York’ta denemeye karar verdim. Ve o gün şansım döndü. İş üstüne iş almaya başladım. İlk Victoria’s Secret defilesine ve imaj çekimine katıldığımda 16 yaşımdaydım. Yer yerinden oynadı. Daha göğüslerim tam olgunlaşmamıştı ama sutyen tanıtıyordum. O pozlar yasaklandı. Bu olaydan sonra ABD’de kanun değişti. İç giyim defileleri için 18 yaş şartı geldi. Bilirkişiler beni 16 yaşında çocuk ilan etmişti ama ben çocukluğumu çoktan kaybetmiştim. Belki çocuk kadındım ama asla çocuk değildim, hiç de olmadım zaten. Bu yüzden de hayatım boyunca terapi gördüm.
19’UMDA HAMİLE KALDIMNew York’un zorlu moda dünyasında ayakta durabilmemin en büyük nedeni annem. Hep benimleydi, her işte yanımdaydı. Sayesinde abuk sabuk şeylerin peşinde eriyip gitmedim. Ama 18 yaşında sihirli bir değnek değdi, bir modele aşık oldum. Bir gün anneme “Artık Brezilya’ya dönebilirsin. Şimdiye kadar kazandığım paraları al. Artık sevgilimle yaşayacağım” dedim. Bir yıl sonra 19’uncu doğumgünümde hamile olduğumu öğrendim. Annem bir yıl benimle konuşmadı. Bebek doğunca barıştık. Ajansım kafayı yedi: En verimli zamanımda doğuracağım diye tutturmuştum. İsyankar Isabeli devredeydi! İnan bak sevgilim değildi bana bu deliliği yaptıran, kesinlikle annelik hissiydi. Doğurdum, oğlum bir yaşındayken de babasından ayrıldım. Tipik bir gençlik ilişkisiydi çünkü. Aşırı kıskançtı, sinir oldum, kaçtım.
ÜÇÜNCÜ KEZ DOĞURURUM21 yaşında, bir çocuk annesi bir modeldim. 22 yaşında New York’tan dönerken uçakta aşık oldum. O zamanlar Brezilya’da çok izlenen bir dizideki bir aktöre: Henri Castelli. Ne o beni tanıyordu, ne de ben onu. Business class’ta oturuyorum, o first class’ta. Tuvalete gitmek için yerimden kalktım. Tanrım nasıl yakışıklı! Elimle gelsene sen biraz buraya diye işaret ettim. “Gel bakayım sen buraya, tam göremiyorum” dedim. Ve tanıştık. Büyük aşk yaşadık. Bir yıl sonra Rio sahilinde, 700 davetli önünde muhteşem bir düğünle evlendik. Hayalimdeki gelinliği Donatella Versace tasarladı. Gerçi nikahtan sonra gelinlikle denize girdim ama olsun. 24 yaşında ikinci oğlumu doğurdum. Ama iki yıl sonra onun babasından da boşandım. Çünkü Henri ilk oğlumu hiçbir zaman sevmedi. Bu duruma üç yıl dayanabildim. Üçüncü kez evlenir, üçüncü kez doğurur muyum? Neden olmasın! Eğer beni iki oğlumla gerçekten kucaklayacak biri çıkarsa... Maalesef erkekler yaparım ederim diyor ama hiçbir şey yapmıyor. Bu yüzden hayatımda erkek falan istemiyorum. Oğullarımla mutluyum. 28 yaşındayım, biraz geç ama artık kariyerime odaklanmalıyım. Zararın neresinden dönülürse kâr değil mi?
DOSSO DOSSI İÇİN GELDİ
Isabeli Fontana, Türkiye’ye Dosso Dossi defilesi için geldi. ‘Dosso Dossi Fashion Show’ 10-17 Haziran’da Antalya’da yapılacak bir moda etkinliği. Son altı yıldır, sezonda iki kez yapılıyor. Doğu Bloku ülkelerinden gelen katılımcılar bu şovdan sonra Laleli, Osmanbey, Çağlayan ve Merter’den alım yapıyorlar. Önceden belli bir miktar alımı garanti eden 3 bin katılımcı bir hafta boyunca Antalya’da ağırlanacak, koreografisini Öner Evez’in yapacağı defilede Isabeli Fontana’yı izleyecek. Gala gecesinde ise Tarkan sahneye çıkacak. Rusya, Ukrayna, Romanya, Azerbaycan’ın da aralarında bulunduğu 27 ülkenin 170 şehrinden gelen heyetlerle yaklaşık 25 milyon dolarlık ticaret gerçekleşecek.