150 yaşındaki koronun doğumgünü şarkısı Niksar’ın Fidanları

Güncelleme Tarihi:

150 yaşındaki koronun doğumgünü şarkısı Niksar’ın Fidanları
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2011 20:31

ABD’nin saygın üniversitelerinden Yale’in korosu, kuruluşunun 150’inci yılını Avrupa turnesiyle kutluyor. Bu kapsamda İstanbul’da da konser verecek.

Haberin Devamı

18 Haziran’da Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek konserde 250 kişilik koroya, Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Hazar Denizi’nden 23 ülkenin müzisyenlerinin yer aldığı Tekfen Filarmoni Orkestrası eşlik edecek. Yale Glee Korosu şefi ve müzik direktörü Jeffrey Douma; “İstanbul, coğrafi konumu kadar, temsil ettiği değerler itibarıyla medeniyetler arasında bir köprüdür. Bu yüzden turnemize dahil ettik” diyor. Jeffrey Douma ve Tekfen Filarmoni Orkestrası daimi şefi Saim Akçıl tarafından birlikte yönetilecek olan konserde, Colin Britt’in Choral Fanfare, Ralph Vaugh Williams’ın Dona Nobis Pacem ve Leonard Bernstein’in Make Our Garden Grow gibi eserlerinin yanı sıra Aram Haçaturyan’ın Halkların Dostluğu, Shenandoah ve Niksar’ın Fidanları Türküsü gibi Türk ve Amerikan halk şarkıları ile Mendelssohn’un İtalyan Senfonisi seslendirilecek.
Açılış eseri olarak seslendirilecek “A Dream and a Song”, çağdaş Amerikalı besteci Colin Britt tarafından Yale Korosu’nun 150. kuruluş yıldönümü için özel olarak bestelendi. Amerikalı şair William Stanley Braithwaite’nin aynı adı taşıyan şiirinden esinlenerek bestelenen ‘Bir Düş, Bir Şarkı’ isimli eserin dünya prömiyeri ise bu konserde yapılacak. Konserle ilgili sorularımızı Yale Glee Club Müzik Direktörü ve Şefi Jeff Douma ile besteci Colin Britt yanıtladı.

Haberin Devamı

*  150. yılınızda turne dışında düzenlediğiniz farklı etkinlikler var mı?
Jeff Douma: Evet, pek çok. Geçen şubat ayında Glee Club için 600 kişilik bir ekiple konserler verdik. Ayrıca New York Carnegie Hall’da da bir gala konserimiz oldu. Konserler dışında tarihimizi anlatan bir de kitap hazırladık.
*  Turnede konser programları hep aynı mı, yoksa ülkeye göre değişkenlik gösteriyor mu?
JD: Çok fazla değişkenlik göstermiyor. Gittiğimiz her ülkeden yeni müzikler öğreniyoruz. Bu durum kimi zaman konser programını şekillendiriyor. Örneğin, İstanbul konserinde herkesin bilip sevdiği Niksar’ın Fidanları’nı seslendireceğiz. Eseri Tekfen Filarmoni’dekilerle birlikte seçtik. Seçerken eserin popüler olması ve Türkçesinin kolay olması önemliydi.
*  Açılış eseri için neden Colin Britt’le çalışmayı tercih ettiniz?
JD: Colin Britt, Yale’den yeni mezun olmuş başarılı genç bir müzisyen. Biz de yeniliklerle iş yapmayı seven bir koroyuz.
GÜNEŞ, RÜZGAR
VE ÖZGÜRCE GEZİNME
*  Britt’in bestelediği “A Dream and A Song” eseri size neler ifade ediyor?
JD:Hem bizim, hem de Britt için, birlikte şarkı söylemenin hayatları daha iyi yönde değiştireceğinin iyimserliğini ifade ediyor. Zaten bu da bizim turne boyunca vermek istediğimiz en önemli mesaj.
Colin Britt: Yale Alumni Chorus, A Dream and a Song adlı yapıtı 2011 turnesi için sipariş etmişti. Jeff Douma, konseri açacak, aynı zamanda neşe ve birlik ruhunu koral müzik ile ifade edecek bir fanfar yazmamı önerdi. William Stanley Braithwaiten’in A Dream and a Song adlı heyecan verici şiiri beni hemen çekti. İlk olarak Braithwaiten’in 1904 tarihli Lyrics of Life and Love koleksiyonunda yayımlamış olan bu şiir, çekincesiz bir iyimserliğe ve müzikaliteye sahip. Beni özellikle etkileyen, güneş ve rüzgarla taşınarak dünya üzerinde özgürce gezinme imgesi oldu; bu huşu hissini müzikte vermeye çalıştım. Açılıştaki nefesli çalgılar fanfarı, açılış nakaratının dört notalık ana motifiyle birleşerek bir hareket ve heyecan duygusu sezdiriyor. Ana koral tema sürekli yükselip alçalıyor, rüzgarla ya da dalgaların üstünde gidiyormuş gibi bir his yaratıyor ve bir özlem duygusu uyandırıyor. Aynı zamanda, baş ve sondaki dörtlükleri benzer bir coşkuyla, ortadakini ise daha düşünceli bir havada kurarak, şiirin üç kıtasının simetrisini yakalamaya gayret ettim.
*  İstanbul’da konser verecek olma fikri size neler hissetiriyor?
JD: Yale Senfoni geçen yıl Boğaziçi Üniversitesi’nde konser vermişti. Korodan pek çok kişi de İstanbul’da bulunmuştu. Anlayacağınız bu konser, eski arkadaşlarla hasret gidermemize vesile olacak.
*  Ülkemizde pek çok orkestra varken neden Tekfen’le çalışmayı tercih ettiniz?
JD: Çünkü Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın kuruluş amacı barıştı. Tıpkı bizimki gibi... Onlar da tıpkı bizim gibi, farklı milliyet, kültür, gelenekten kişileri ve müziği biraraya getiriyor. Bu yüzden birlikte harika bir ahenk yakalayacağımızı düşündük.

Haberin Devamı

Tekfen Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Dori Kiss Kalafat

ESERLERİ İLK KEZ SESLENDİRECEĞİZ

*  Yale Korosu’yla birlikte konser verme fikri nasıl ortaya çıktı?
- Teklif, geçen yıl haziran ayında, Yale’den geldi. 150. yıl kutlamaları çerçevesinde planladıkları turnede, işbirliği yapacakları orkestraları araştırırken, Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın, nam-ı diğer Üç Denizin Sesi’nin kuruluş felsefesini internet sitemizde okuyup biraz da araştırdıktan sonra karar vermişler.
*  Konserde dinleyicileri nasıl bir repertuvar bekliyor? Eserler, Yale tarafından mı seçildi?
- Korolu eser önerileri, Yale Korosu müzik direktörü ve şefi Jeff Douma’ya ait. Mendelsshon 4 no’lu (İtalyan) Senfonisi ise Saim Akçıl’ın seçimidir. Niksar’ın Fidanları türküsü için de TRT İstanbul Gençlik Korosu şefi Gökçen Koray destek verdi. Konserin dünya prömiyeri yapılacak olan açılış eserini saymazsak, en ilgi çekici eseri, Ralph Vaughan Williams’ın koro, orkestra, soprano ve bariton solist için yazılmış beş bölümlük bir kantat olan Dona Nobis Pacem’idir. Benjamin Britten’in War Requiem’inden önce bu eser vardı. Britten kendini özellikle daha yaşlı Vaughan Williams’tan uzak tutmuş olabilir; yine de, 25 yıl arayla yazılmış olmalarına rağmen ikisinin de savaş karşıtı söylemleri arasında ciddi paralellikler söz konusu. Vaughan Williams, Dona Nobis Pacem’de, yenilikçi bir yaklaşımla, kutsal ve modern din dışı metinleri birarada kullanmıştı.
*  Orkestranın bu eserler daha önceden aşinalığı var mıydı, yoksa ilk kez mi denenecek?
- Tekfen Filarmoni olarak konserin koral eserlerini ilk kez seslendireceğiz, zira 2008 yılında gerçekleştirdiğimiz “Milli Marş’ın Öyküsü” projemizde TRT Korosu ile yapmış olduğumuz çalışma dışında, koro ile hiç konser vermedik.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!