Güncelleme Tarihi:
Bahçeci’nin tüp bebek merkezlerinde 14 yılda 60 bin hasta hizmet aldı, 15 bin bebek doğdu. Yılda toplam 6 bin tüp bebek uygulaması yapılıyor.
YURTDIŞINA İLK YATIRIM BAKÜ’DE: Azerbeycan’ın ilk tüp bebek merkezini 2004’de Bakü’de kurduk. Ancak işler istediğimiz gibi yürümeyince iki yıl önce oradan çekildik. Tekrar iş yapmayı düşünmüyoruz. İş yaptığımız yerlerde net kurallar olsun, sözleşmeyere uyulsun, büyüyelim istiyoruz. Tıbbi uygulamalar konusunda çok yetkin değiller.
ERBİL’E 1 MİLYON EUROLUK YATIRIM: Erbil’e girmek yatırımcı psikolojisinden kaynaklanıyor. Kuzey Irak’ta ya Erbil ya da Kerkük’e gitmek istiyordum. Bölgede tüp bebek tedavilerinin altyapısı henüz yoktu. Yaklaşık bir yıl araştırdım. Erbil’de uzun zamandır ticaret yapan Türkiye’den dostlarla bir proje oluşturmaya karar verdik. Bürokrasiyi iyi biliyorlardı. Erbil, Bağdat gibi değil. Tamamen güvenli, hiçbir sorun yok. Çok sayıda hastası vardı ama vize ve yüksek maliyetler gibi nedenlerle yurtdışına gidemiyorlardı. Başarı şansımızın yüksek olacağını düşündük. 1 milyon Euro’luk yatırımla 2008’de Hawler Tüp Bebek Merkezi’ni açtık. Yoğun talep oldu. Ayda ortalama 70-75 siklus (tüp bebek uygulaması) yapıyoruz. Hastaların çoğunluğu 40 yaş ve üzeri. Bizden sonra başka tüp bebek merkezleri de açıldı. Bir kısmına Türkler ortaktı ancak birer birer kapandı. 10 tüp bebek merkezinden 3’ü ayakta. Çünkü herkes kısa vadede birkaç iş yapıp dönmek, kısacası vurkaç yapmak istiyor. Biz plan ve programımızı en az 10 yıl üzerine kuruyoruz.
BAĞDAT’DAKİ MERKEZ KASIM’DA AÇILIYOR: Erbil projesinin, Bağdat projesini çağırdığını söyleyebilirim. Bağdat’da Özel Alwaziria Hastanesi’nde bir tüp bebek merkezi açıyoruz. Kasım’dan itibaren hasta almayı hedefliyoruz. Irak’lı bir doktorla birlikteyiz bu projede. Yurtdışı yatırımlarımda lokal ortakların iyi olması önemli. Güvenlik dahil birçok sorunun çözülmesine yardımcı oluyorlar. Geçmişe göre daha sakin olsa da Bağdat’da güvenlik sorunu var. Bu sorun hallolursa Ortadoğu’nun yıldızı olur, potansiyeli büyük. Buradaki merkeze de 1 milyon Euro’luk yatırım yaptım.
KKTC’YE DE GİTTİM: İlk yurtdışımı yatırımım 2005’de Gazi Magosa’da Yaşam Hastanesi’nde açılan 700 bin Euro’luk Ortadoğu ve Balkanlar Tüp Bebek Merkezi. Buraya Avrupa’nın farklı ülkelerinden hastalar da geliyor. Kıbrıs’ı Türkiye’deki tüp bebekte uygulanan yasal sınırların by-pass edildiği bir coğrafya olarak görmek yanlış. KKTC de yasal sınırlamalar getiriyor.
KOSOVA’DA YOĞUN HASTA TALEBİ: Kosova ve Balkanlar’dan çok hastamız olduğu için yatırım yapmak istedik. Araştırmaya başlayınca şimdi oradaki ortağımız olan Dr. Şhpend Ramadani, “Yarım yamalak, iki günlük iş yapmak için gelmeyin. Her şeyi dört dörtlük yapacaksanız gelin” dedi. Toplam alanı 2 bin 500 metrekare, 3 ameliyathaneli, bebek ve yetişkin yoğun bakım yatağı olan ülkenin ilk kadın sağlığı özel dal hastanesini açtık. Hastaneninin yüzde 70’i bizim. 3 milyon Euro’luk yatırım yaptık. Açılış töreninde Dr. Ramadani, hastanenin beklentilerinin kat kat üzerinde olduğunu itiraf etti. Bölgede her yerde Osmanlı izleri var. Bizi yakın hissettikleri için oralarda iş yapmak çok daha kolay. Yaklaşık iki ay önce açıldık ve yoğun bir hasta talebiyle karşılaştık. Buradan bir doktor gönderdik. Gidip gelen bir başka doktorumuz daha var.
HASTALARIN DAVRANIŞLARI FARKLI: Türkiye, Erbil, Kosova, KKTC fark etmez, bu coğrafyada çocuk sahibi olma arzusu yüksek. Ama hasta davranışları değişebiliyor. Erbil’deki hasta ne olursa olsun gebe kalmak istiyor. Şansının yüzde 1 olduğunu söylesek bile sonuna kadar kullanmak istiyor. Esas hedef bebek sahibi olabilmek, cinsiyeti önemli değil. Türkiye’de hasta davranışları 15 sene öncesi gibi değil. Anlatılan her şeyi ölçüyor, biçiyor, deneyip denemeyeceğine karar veriyor. Örneğin cinsiyetle ilgili sorular Türkiye’de daha çok soruluyor. Irak’da donasyon (başkasının sperm veya yumurtasıyla çocuk sahibi olmak) ve bazı uygulamalar kabul görmüyor. Kosova’daysa serbest. Anne adayı yumurtayı verecek donörüyle görüşüp, tedavi olabilir.
EN İYİ BİLDİĞİM ALANA YATIRIM YAPIYORUM
Sağlık; eğitim, medya ve bilişim gibi gelecek vaat eden sektörlerden. Biz karlılığın ötesinde, devamlılığımızı sağlamak ve kurumsallaşmak adına sağlığa yatırım yaparak büyüyoruz. Büyüdükçe karlılık düşebilir ama şirketlerin devamlılığı en az karlılık kadar önemli. Ben ve arkadaşlarım sağlık konusunda uzmanlaştık. Bu nedenle en iyi bildiğimiz alanda yatırım yapmak, başarımızın anahtarı. Tecrübeli ve işini iyi bilen bir ekip olduk. Yatırımlarımızda çalışacak elemanları (doktor ve hemşireler dahil) İstanbul’da 6-12 ay eğitiyoruz. Bölgelere verdiğimiz elemanlarımızı yetiştiriyoruz. Bir yerde yatırım yapmak zaman alıyor. Malzemeyi aldık, inşaatı açtık, yatırıma geçelim diyemiyoruz. Şirket bağlılığı çok yüksek bir ekibe sahibim. Bu duruş bizi hep yukarıya taşıyor.
ALMAN HASTANESİ’NDEN NEDEN AYRILDIM
Bahçeci Tüp Bebek Grubu, Alman Hastanesi’yle 15 yıldır bütünleşmişti. Ancak bundan dokuz ay kadar önce hastaneyle yollarını ayırdı. Hastanenin sahibi Azmi Ofluoğlu’nun Bahçeci’ye yüz binlerce liralık borcu olduğu dedikoduları yapıldı. Bahçeci ilk kez konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Alman Hastanesi bizim ilk çatımız. Orada beş kişiyle yola çıkmıştık, şimdi Bahçeci Grup olarak 150 kişiyle yürüyoruz. Büyüme arzumuzu Alman Grubu’yla paylaştık. Ama aynı isteği ve desteği görmedik. Birlikte çalıştığımız sürece, kurumsallığın gereği ve çalışanın hakkını korumayı hedefleyen iş sözleşmesi yapmaya hiç yanaşmadılar. 15 yıl boyunca her talebimizi geri çevirdiler. Sonunda çalışanlarımız hak ettikleri ücretleri alamaz duruma gelince kendi yolumuzu çizmek zorunda kaldık.”
İKİ MİLYON LİRALIK AR-GE
Ekibimde 25 uzman doktor, toplam 150 deneyimli personel var. AR-GE için endüstri projeleri alıyoruz. Kabul gören ilk projemizin tutarı 1 milyon 450 bin lira. Ayrıca bu proje dolayısıyla altı araştırmacı istihdam ediyoruz. Henüz planlama aşamasındaki ikinci projemiz de 400 bin lira.