Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 2004 00:00
Wall Street Journal’ın finans idaresi konusunda kadınlara akıl fikir veren internet sitesinin yazarlarından Annie Jacobsen dört saatlik bir uçak yolculuğu yapıyor. Uçakta 14 Ortadoğulu var.Bu adamların, ellerinde torba tuvalete gidip gelmeleri, koridorlarda volta atıp durmaları, uçakta müthiş bir terör histerisi yaratıyor. Alana indikten sonra sorgulanan Arapların Suriyeli müzisyenler olduğu anlaşılıyor. Tuvalette bomba hazırladığı zannedilen de topluluğun davulcusu çıkıyor. Ancak Jacobsen ikna olmuş değil, soruyor: 19 terörist binalara çakmak için uçak kullanmayı öğrenebiliyor da, 14 terörist neden müzik aleti çalmayı öğrenemesin? WomensWallStreet.com sitesinin editörleri, Annie Jacobsen’in anlattığı olayı oturup uzun uzun tartışıyor ve sonunda finansla hiç alakası olmadığı halde bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşmaya karar veriyorlar. Jacobsen yazıyı döşeniyor. 29 Haziran günü Northwest Airlines’a ait bir uçakla Detroit-Los Angeles arasında yapılan tuhaf yolculuğun hikayesi insanın içine baygınlık getirecek kadar uzun. Tam 3300 kelimelik paranoyak bir hikaye. 11 Eylül’ün Amerikalılarda yarattığı korku ikliminin bütün izlerini taşıyor. Eşi ve çocuğuyla birlikte oturduğu koltuk numaralarına varıncaya kadar lüzumsuz ayrıntılara giren Annie Jacobsen, açıkça itiraf etmese de, o dört saatlik uçak yolculuğunu gayet ırkçı fikirlerle tamamlıyor. Çünkü aynı uçakta bulunan 14 Ortadoğulunun şüpheli hareketleri yüzünden ölesiye paniğe kapılıyor. Jacobsen’e göre bir terör eylemi için gerekli bütün dekorasyon mevcut. Araplardan sarı tişörtlü olanı elinde McDonald’s poşeti taşıyor. Bazılarının ellerinde müzik aleti kutuları var, birinin de bacağı aksıyor, ayağında ortopedik ayakkabı var. Ve bağlantılı sefer olduğu için uçağa binmeden önce bunların hiçbirinin güvenlik taramasından geçirilmediğini görmüş bulunuyor. Sonra adamlar iki ayrı grup halinde uçağa bindikleri halde, göz göze geliyor ve sanki aralarında bir konuda anlaşmış gibi kafalarını sallıyorlar. Jacobsen ve eşi de ‘bilinçli’ Amerikalılar olarak göz göze gelip, durumda bir tuhaflık olduğunu karşılıklı bakışlarla teyit ediyorlar.ŞÜPHELİ SEYRÜSEFERKalkıştan sonra McDonald’s torbalı adam tuvalete giriyor, torbanın içi boşalmış vaziyette dışarı çıkıyor, koridorda yürürken iki arkadaşına baş parmağıyla ‘okey’ işareti veriyor, sonra kuyruk kısmına gidip kayboluyor, birkaç dakika sonra elinde torba olmadan dönüyor. Sonra uçakta ne kadar Arap varsa, tuvalete girip çıkmaya başlıyor. Biri kamerasıyla, diğeri cep telefonuyla tuvalete gidiyor ve dakikalarca içeride kalıyorlar. Sonra uçağın çeşitli yerlerinde toplanıp konuşuyorlar. Sarı tişörtlü olan sürekli kırmızı bir kitapçık çıkarıp bir-iki sayfa okuyor, sonra yine tişörtünün altına sokuyor.Jacobsen’in kocası da korkmaya başlıyor ve hostesle konuşmaya gidiyor. ‘Şüpheli şeyler oluyor...’ diye lafa girmesiyle hostesin adamı bir kenara çekip nefes nefese, ‘Farkındayız, pilot da biliyor. Birbirimize notlar yazıp, kokpite ilettik. Uçakta hava güvenlik ajanları var’ diye fısıldaması bir oluyor. Yirmi dakika sonra aynı hostes, adamın yanına gelip, bir kağıda sarı tişörtlü şüphelinin eşkalini yazmasını istiyor. Hava güvenlik ajanlarına iletilecek notu, kuşku uyandırmasın diye kendisi yazmıyor.Bu arada Jacobsen, aynı sahnelere tanık olan arka koltuktaki kadının kocasına sarılıp ağlamaya başladığını fark ediyor.Uçak yolculuklarında bir türlü yerlerinde duramayan şarklıların o olağan hiperaktivitesi, terör hasarlı Amerikalılara ağır geliyor. Neyse uçak sonunda kazasız belasız iniş yapıyor. Ve güvenlik birimleri o 14 yolcuyu sorguya alıyor. Jacobsen ve eşi de bir saat ifade veriyor.Uçakta terör eylemi olmuyor ama, Jacobsen adamların bir halt karıştırdıklarından emin. Ertesi gün bakıyor, basında bu adamlarla ilgili tek
haber yok. Oturuyor araştırıyor. İngiliz The Observer gazetesinde yayınlanmış şu haberi buluyor: ‘İstihbarat kaynakları, İslamcı teröristlerin uçuş sırasında bomba imal etmeye çalıştığına inanıyor. Güvenlik sistemine yakalanmamak için bomba parçalarının uçaklara ayrı ayrı sokulması planlanıyor. Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Batı Avrupa arasında yapılan uçuşlarda bu tür denemeler yapıldı. Teröristlerin kamera, el bagajı veya giysilerinin içine sakladıkları bu parçaları birleştirerek uçaklarda intihar eylemi yapabileceği uyarısında bulunuluyor’.İKİDEN FAZLASINI SORGULAMAK YASAKİşte bu uyarı nedeniyle Jacobsen, 14 Ortadoğulunun güvenlik taramasından geçirilmesi gerektiğini düşünüyor. Ancak bunun mümkün olmadığını öğreniyor. Çünkü ayrımcılığa karşı yasalar engel teşkil ediyor. İki genç Arap erkeğinden daha fazla genç Arap erkeğini ikinci bir taramadan geçirip sorgulamak ayrımcılığa giriyor. Yani Jacobsen’le aynı uçağa binen Arap erkeklerden 12’sini sorgulamak mümkün değil. Uçak yolcuları ırk, renk, milliyet, etnik köken veya din temelinde sorguya tabi tutulamıyor. Aynı azınlık grubuna mensup iki kişiden fazlasını sorgulamak yasak. Bu kuralı çiğneyen havayolu şirketi, kendini 10 milyon dolar tazminat talebiyle hakimin karşısında buluyor.Ayrıca Jacobsen’in kafayı taktığı ortopedik ayakkabının kontrol için çıkarttırılması da kurallara aykırı.O SARI TİŞÖRTLÜ DAVULCUYDUJacobsen’in hikayesi Washington Post’ta yer alınca Hava Güvenlik Dairesi’nden bir yetkili yazarı telefonla arayıp şu bilgiyi veriyor: ‘Uçağınızda 14 Suriye vatandaşı bulunuyordu. FBI ve Los Angeles polisi tarafından uzun süre sorgulandılar ve çöldeki bir casinoda çalmaya giden müzisyenler olduğu öğrenildi. Sarı tişörtlü şüpheli topluluğun davulcusuymuş. Hiçbirinin sabıka kaydı yoktu ve FBI’ın aranan teröristler listesinde de isimlerine rastlanmadı. Bu nedenle serbest bırakıldılar.’Jacobsen soruyor: ‘Peki, teröristlerin uçakta bomba imal edebileceği uyarısı yapıldığı halde, hava güvenlik ajanları adamların şüpheli hareketlerine neden müdahale etmedi?’Yanıt şöyle: ‘Ajanlarımız ancak bir eylem olduğu takdirde olaya müdahale edebilir. Aksi takdirde kimseyi tutuklayamaz.’Jacobsen son olarak şu soruyu yöneltiyor: ‘Sizce bu adamlar gerçekten müzisyen mi? 19 terörist binalara çakmak için uçak kullanmayı öğrenebiliyorsa, neden 14 terörist müzik aleti çalmayı öğrenmesin?’Şimdi o 14 müzisyen muhtemelen ABD’nin çeşitli kentlerinde çalmaya devam ediyor ve Jacobsen’e göre potansiyel tehdit oluşturuyorlar.Paranoyak yazara ırkçı suçlamasıWomensWallStreet.com. yazarı Annie Jacobsen, son günlerde Amerikan radyo ve televizyonlarının en fazla aranan ismi. Bütün programlar ona bağlanıyor, daha fazla detay soruluyor: ‘Suriyeli topluluğun adı neydi? Şimdi neredeler?’ Jacobsen bazı gazete ve internet yazarları tarafından, paranoyak bir parodi kaleme almış olmakla suçlanıyor. Yani yazıya göre, terörist sandığı adamlar öyle abartılı davranıyor ki, bir tek göğüslerinde ‘TERÖRİST’ levhası eksik. Ayrıca, uçakta bir bomba imal etmek için gerçekten 14 terörist mi gereklidir?Jacobsen, havalimanlarında belirli ırklara göre ek güvenlik taraması istediği için, ırkçılıkla suçlanıyor. Kadıncağız panik içinde kendini savunmaya çalışıyor: ‘Irkçı değilim. Hindistan’da 300 Hindu ve Müslüman’la aynı uçağa bindim, hiç korkmadım. Bu seferki farklıydı. Ayrıca Ortadoğulu derken bir ırkı değil, coğrafi bir bölgeyi vurgulamak istemiştim. Norveç’te akrabalarım oturuyor, orada yaşadıkları için onlara da Norveçli diyorum.’
button