Sadi Özdemir
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2007 00:00
İzmit'te yerel gazetede ve matbaada çalışarak okuyup eczacı olan Ataman Özbay, en çok satan ürünün ithal ıslak mendil olduğunu görünce, 1995’te ıslak mendil üretmeye başladı. Pek çok üründe ilk olmayı başaran Özbay, bugün 8 grupta 128 çeşit mendil üretip, 47 ülkeye ihraç yapıyor. Özbay’ın Uni’si 47 ülkenin 8’inde pazar lideri konumunda bulunuyor.
İZMİTLİ eczacı Ataman Özbay’ın Uni markalı ıslak mendilleri 47 ülkeye ihraç ediliyor. Topkapı’da 1995’te başlayan üretimde şu anda 220 kişinin çalıştığını söyleyen Ataman Özbay, 8 grupta 128 çeşit ıslak mendil ürettiklerini, birçok ıslak mendili hem dünyada hem de Türkiye’de ilk kez üreten firma olmayı başardıklarını söylüyor. Özbay, Ataman İlaç Kozmetik Kimya Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin Uni markalı ıslak mendillerinin, Rusya, Çin, Orta Doğu ve Türkiye’de taklit edildiğini belirten Ataman Özbay, bu nedenle davalar açtıklarını anlatıyor. Özbay, 8 ülkede pazar lideri olduklarını belirtiyor.
KIRPINTIDAN NOT DEFTERİ:
Ataman Özbay, ilk girişimcilik öyküsünü şöyle başlıyor anlatmaya: "İzmitliyim. Babam ben lise öğrencisiyken rahmetli oldu. Kendisi matbaada, gazetede çalışırdı. Ben de onunla matbaada Bizim Gazete adlı yerel gazetede çalışmaya başlamıştım. Matbaada artık káğıtlar olurdu bu káğıtları toplar, lokantalar için zımbalı kartonlu not defteri yapıp satardım. Çok iyi para kazandım. Ondan sonra ustamla Cağaloğlu’na giyotin bileyletmeye gittikçe oradan daha çok kağıt getirmeye başladım ve İzmit, Adapazarı, Gölcük esnafına satmak için eleman da çalıştırarak defter imalatı yaptım. Böyle lise bitene kadar çalıştım."
ECZACI OL İYİ KAZANIRSIN:
Çalıştığı matbaanın sahibinin oğlunun doktor olup geldiğini ve kendisinin de "Sence ben ne okuyayım" diye ona sorduğunu belirten Özbay, "O da bana sen eczacılık oku, iyi para var o işte" dediğini belirtiyor. Özbay şöyle devam ediyor: "Lise bitene kadar 11 yıl matbaada çalıştım. Okuyacak param yoktu. İzmit’te çok hayırsever bir kadın Alime Tanju bana maddi destek verdi ve beni okuttu. Ayrıca ben de eczacılıkta okurken cumartesi pazar matbaalarda çalıştım. Üniversitede okurken evlendim. Eşim de eczacıdır."
TESADÜFEN HAYRABOLU’YA:
Özbay, eşiyle birlikte eczacılık yapmaya karar verince Hayrabolu’dan geçerken otobüs şoförünün söylediklerine uyup bu ilçeye yerleştiklerini ve eczane açtıkları söylüyor. Özbay, "Şans eseri Hayrabolu’ya yerleştik. Gelibolu’ya giderken orada indim ve otobüsçü bana bir dükkandan bahsetti. Ertesi gün gittim o dükkánı tuttum. Sonra orada bir tane daha eczane açtık ve yerleştik" diyor.
YEREL GAZETE ÇIKARDI:
Hayrabolu’da yerleştikten sonra işlerinin iyi gittiğini anlatan Özbay, "Allah ’yürü ya kulum’ dedi. İki eczanemiz oldu ama ben bir kere gazete ve matbaaya bulaşmışım ya duramadım ve Hayrabolu’da bir matbaa ve gazete kurdum. Hayrabolu Sesi gazetesini çıkarmaya başladım. Bu yerel medya ile Trakya’da bayağı ses çıkardım" diye devam ediyor. Özbay, eczacılık ve yerel medya patronluğu sayesinde zengin olduklarını anlatıyor ve şöyle konuşuyor: "Para kazınınca durmadım ve yine Hayrabolu’da yağ işine ortak oldum. Önce çok para kazandım fakat sonra yürümedi. Eşimin de ısrarı ile bu defa İstanbul’a yerleşme kararı aldık. Hayrabolu’daki bütün işlerimi tasfiye ettim ve 1968’de gittiğim Hayrabolu’dan 1988’de ayrıldım."
Çinliler ve Ruslar taklit ediyor, fuarlarda gece nöbeti tutuyorum
ATAMAN Özbay, Uni ürünlerinin Çinli, Rus, Orta Doğu’lu ve Türk firmalar tarafından sürekli taklit edildiğini ve birebir aynı ambalajla Uni üreten firmalara karşı hukuk mücadelesi verdiklerini söylüyor. Özbay şöyle konuşuyor: "En büyük sıkıntımız hem içerde hem de yurt dışında taklit edilmek. Çinliler gidiyor benim ürünümü ürettiklerini söylüyorlar ve sipariş alıyorlar. Aynı ambalajı yapmışlar ama ürün kalitesi çok kötü. Böyle çok sayıda taklit ve sahtecilik davaları açtık. Çinlilerle baş etmek çok zor. Türk firmaları da taklit üretim yapıyor ve onlarla da çok sıkıntıdayız. Rusya’dan bir firma da benim ürünlerin aynısını yapıp kataloğuna koymuş. Yılda 10 uluslar arası fuara katılıyoruz ve her fuarda standımızın başında gece nöbeti tutuyoruz. Çünkü birileri mutlaka yeni ürünümüzü çalıyor."