11 ülkeden 25 sanatçı bu sergide

Emin Çizenel
TECAVÜZE UĞRAYAN EŞEK HİKÂYESİ

“Üç yıl önce ilginç, ama bir o kadar da trajikomik bir hikâye dinledim... 1970’li yılların delikanlısı, gerçek bir olay anlatırken sürrealist bir olaydan bahseder gibiydi. Ya da özellikle öyle hissetmek istiyordu... Trodos Dağları’nın kuzey eteklerinde bir küçük kasabada yaşıyordu. Askere gitmeye gün beklerken yolda başıboş bir eşek buldu. Kafasındaki plan işlemeye başladı; onu alacak ve uzak mevzideki nöbetine onunla gidip gelecekti. Oysa eşeğin bir sahibi vardı ve birden çıkageldi. Bizimki kararlı davrandı ve taksitle satın aldı eşeği. Hikâye de böylece başlıyordu zaten. Tacize uğrayan mağdurun haberi sahibine ulaştığında, kendini çok kötü hissediyordu. Birkaç gün sonra kararını veriyor. ‘Gadriye’ adı verilen eşek, artık her gün geceye hazırlanan satılık bir mal haline geliyor. Dişleri fırçalanıyor, parfümlü bir tımara tabii tutuluyor. Ayrıca değişik boylarda ahşap kütükler hazırlanıyor. Böylece, kırsal kesimde hüküm süren fantastik bir zulüm başlıyor. Adam, hayal bile edemediği paralar kazanıyor.  Aslında o dönem Lefkoşa’da ün yapmış bir fahişenin ismini alan Gadriye’nin özne olduğu bu zulüm, iki sene sürüyor. Bu satirik hikâyenin mağduru olan Gadriye, Goya’nın ‘Çıplak Maya’sı kadar masum bir resim kahramanıdır artık.”

Yeşim Şahin
ÇEKİRDEK AİLEYİ BUZDOLABINDA SAKLAMALI

“‘Çekirdek Aile’, kapitalizmin doğurduğu ve yine onun ilk yok ettiği kurumlardan biri. 2006’dan beri objeler toplayıp, doğrunun karşısına bir başka doğruyu getirerek bir düalite yaratma yoluna gidiyorum. 2008 yılında yaptığım bu işte, sıcacık bir çekirdek aileyi bulduğum eski bir buzdolabına koyup saklamak istedim. Onları yaşatmak için son çare bu gibi göründü gözüme.”

Babi Badalov
S*KTİĞİMİN GÖÇMENLİĞİ

“Bu işte gördüğünüz benim kişisel hikâyem. Onun için öyküsünü anlatmak bana çok ağır geliyor aslında. Size karanlıkta kalmış birinin nereden nereye savrulduğunu anlatmaya çalışmam gerek... Bakın, ben sanatçıyım. Cinsel tercihim nedeniyle, kendi ülkemden ve gittiğim diğer memleketlerden de kovulan biriyim. Bu yapıtı da benimle aynı cinsel kimliği taşıyan Jacques Crenn ile birlikte gerçekleştirdik. Yapıttaki portre bana ait. Bir günah keçisi olarak görünüyorum. İnsanların da bununla yüzleşmesini istedim. ‘Fucking İmmigration’ (S*ktiğimin Göçmenliği), bir şekilde ‘öteki’ yerine konulmuş tüm insanların hikâyesinin özetidir.”

Bülent Demirağ
TÜM ZAMANLARIN TANIĞI

“‘İnfilak’, yaşadığımız çağın sebep ve sonuç ilişkisi üzerine bir söylem. Küresel, ekolojik, sosyolojik, ekonomik ve politik anlamda, tüm anlara söylenmiş bir söz... Yapıttaki figür bütün zamanların ana aktörü aslında. Bir bürokrat belki, yahut bir ekonomist ya da bir siyasetçi. Sonuçta, karşımızdaki tüm yaşananların tanığı olan insan. İşte yapıt.”

SERGİDE KİMLER VAR?

Anna Jakupovic, Arman Tadevosyan, Alina Gavrielatos, Babi Badalow, Bülent Demirağ, Christopher Thomas, Demet Taşpınar, Emin Çizenel, Gabriel Adams, Holger John, Iliko Zautashvili, Jacques Crenn, Joachim Seinfeld, Kamil Fırat, Lorraine Field, Marek Schovanek, Mehmet Ayanoğlu, Nur Ataibiş, Özcan Uzkur, Paul Eachus, Pfelder, Sylvia Lüdtke, Tansel Türkdoğan, Victoria Rance, Yeşim Şahin.