Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2013 13:10
Ferhat Uludere’nin Trakya’yı ve Trakya yaşamını anlattığı romanı “1001 Fıçı Bira” Yitik Ülke Yayınları tarafından yayımlandı…
Trakya’nın tam ortasında bir kasaba Lüleburgaz ve bu kasabanın seksenli yıllarına damga vurmuş bir meyhane “1001 Fıçı Bira”… Yazar Ferhat Uludere babası Kel Şükrü’nün kurduğu meyhanenin izinden giderek hem Trakya yaşamından kesitler sunuyor hem de imkansız bir aşkın umutsuzluğunda kayboluyor “1001 Fıçı Bira” adlı romanında.
Yitik Ülke Yayınları tarafından yayımlanan “1001 Fıçı Bira”; küçük bir kasabada, kasabaya sığmayacak kadar büyük düşler kuran insanların çıkışsızlığını eğlenceli ve alkollü bir dille anlatıyor…
Ferhat Uludere, doğup büyüdüğü kasaba olan Lüleburgaz’ı “zamanla ve mekanla sınırlı olmayan büyük bir meyhane” olarak düşlüyor ve “1001 Fıçı Bira” da bu meyhanenin müdavimlerinin hikayesini anlatıyor…
Çiçekçi deposunda, okul bahçesinde, evlerin avlusunda, dumanaltı dernek lokallerinde ve hatta mezarlıkta içip, içip ve daha da içip körkütük âşık olanların öyküsünü okurken o büyük sarhoşun “aksınnn” diyen haykırışını duyacaksınız…
Kitaptan:
“Anne, ben nezarethanede kalacaksam bunun yüce amaçlar uğruna olmasını istedim hep, ama bir türlü olmadı. Hep sokaklarda içki içtiğim için içeri alındım. Başkomiser ne suç işlediğimizi sorduğunda, yanındaki memur küçümseyerek hep aynı cevabı verdi. “Umuma açık yerde alkollü içecekler tüketmek. ” Anne, tek suçumuz buydu hayatta; umuma açık yerlerde alkollü içecekler tüketmek. Suçluyum ben Anne, oğlun sandığın gibi temiz, lekesiz biri değil, umuma açık yerlerde alkollü içkiler tüketen bir serseri, ama suçluyum diye beni yargılama Anne; bu suçu kocan da işledi, büyük oğlun da işledi, hatta belki de o bu suçu aramızda en fazla işleyen kişi olarak suç dünyasına adını altın harflerle yazdırdı.”