Oluşturulma Tarihi: Kasım 19, 2005 00:00
Boncuklu tekstil ürünleri ihracatında yaşanan hızlı artış evde boncuk işçiliği sektöründe patlama yarattı. Ev kadınlarından, üniversite mezunu bankacılara, mimarlara, güzel sanatlar fakültelerinden mezun olmuş tasarımcılara kadar çok sayıda kadın ekmeğini boncuktan kazanıyor. Yaklaşık 100 bin aile geçimini bu işten sağlıyor. Boncuklu takı ve aksesuvarlar malzemesi, tasarımı hakkında bilgi veren Boncuk Sanatı adlı derginin tirajı 25 bini buldu.
Ev ekonomisinin geliştirilmesi için belediyelerin açtığı takı kurslarının da bu artışta önemli bir etkisi oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları’na bağlı 25 merkezde sadece geçen yıl 30 binin üzerinde kadına eğitim verildi. Kursiyerlerin yüzde 30’u takı tasarımı ve boncuk işine girdi. Diğer kentlerde de boncuk işleyerek ev ekonomisine katkıda bulunan kadınların sayısı artıyor. Boncuğa ilgi gelir düzeyi düşük ailelerle sınırlı değil. Aralarında Tansa Mermerci ve Birgül Dereli gibi sosyetenin ünlü simaları boncuk ağırlıklı takı dükkanları açmaya ve tasarımlarını sergilemeye başladı. Boncuğa gönül verenler arasında Nükhet Duru gibi sanatçılar da var. Tween, Nine West, Mango gibi dünya pazarına açılan tekstil markaları özel koleksiyonlar oluşturuyor. Evlere, dükkanlara, kurslara, atölyelere, büyük bijuterilere girdik. Boncuğun Türkiye’deki serüvenini enine boyuna araştırdık.
Dergi 25 bin satıyor
Üç ayda bir yayımlanan Boncuk Sanatı, Türkiye’nin en çok satan dergileri arasında. Üçüncü sayısı yeni yayımlanan dergi 25 bin tiraja ulaştı. Yayın yönetmeni Lale Haşlak, Kadıköy’de üç katlı bir boncuk dükkanı sahibi. İşyerinde kadınlara takı eğitimi veriliyor. Lale Hanım, 1970 İstanbul doğumlu. Saint-Benoit Koleji’nden sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde kimya, matematik eğitimi görmüş. Gima, Tansaş ve Metro Gros Market’te satınalma müdürlüğü yapmış. Ofis ortamından sıkılıp beş yıl önce takı işine başlamış. Önceleri takı ve boncuk öğretmenliği yapmış, Viyana’da bir yıl takı tasarımı eğitimi gördükten sonra Kadıköy’de Boncuk Dünyası adlı dükkanı açmış. Bugüne kadar iki takı yarışması düzenlemiş. Son yarışmaya Batman’dan Trabzon’a, Mersin’den Sinop’a kadar birçok şehirden 900 tasarımcı katılmış. Hepsinin birbirinden güzel olduğunu söylüyor: ‘Jüri
seçim yapmak için iki hafta uğraştı. Örneğin Aliağa’dan gönderilen gerdanlık o denli şaşırtıcı bir güzelliğe sahipti ki anlatamam. Gönderilenlerde, güzelliğin yanısıra büyük bir emek, sabır ve kısıtlı olanaklarla yaratılan olağandışı bir zarafet de dikkati çekiyor. İki yarışmada şunu anladım: Evde oturan kadınlar sürekli hayal biriktiriyor. Ellerine olanak geçince, hayallerini katarak pırıltısı hiç sönmeyecek eserler ortaya çıkarabiliyorlar. Herkes Çin mucizesinden söz ediyor. Ev ve el ekonomisiyle hızla kalkınan Çin’in yarattığı mucize burnumuzun dibinde, farkında değiliz.’
BONCUK ÜLKESİ TAHTAKALEBoncuk sektörünün kalbi Tahtakale. Boncuk ve takı ile ilgilenenler malzemelerini Ali Faik Pasajı, Boncuk Han, Terme Han, Marpuççular İş Merkezi, Sabuncu Han gibi merkezlerden temin ediyor. Bu hanlardaki irili ufaklı yüzlerce dükkanda tonlarca kilo boncuk satılıyor.
Sektörün en büyüğü 40 yıllık Orijinal Bijuteri, boncuğun yanı sıra kolyeden küpeye, kemerden çantaya, kristal taştan, metal aksesuvara yüzlerce ürünü toptan ve perakende satıyor. Müşterileri arasında Bursa, İzmit, Bolu, Adapazarı, Tekirdağ, Edirne, Çanakkale gibi şehirlerden çok sayıda kadın girişimci var. Ayrıca 500’e yakın kadın grubuna fason iş veriyor. Şirket Müdürü Durmuş Eğilmez, her grupta en az 20 kadın bulunduğu düşünülürse, 10 bin aileye gelir imkanı sağladıklarını söylüyor. Şirket ürettireceği modelleri katalog haline getirip kadın gruplarına dağıtıyor. Malzemesini gönderiyor. Boncuklar evlerde işlenip kolye, kemer, halhal, yüzük gibi ürüne dönüşmüş halde geri dönüyor. Ürünler başta Rusya, Ukrayna, Polonya, Macaristan olmak üzere toplam 35 ülkeye ihraç ediliyor. Durmuş Eğilmez’e göre faaliyetleri bir tür toplumsal sorumluluk projesi: ‘Üretilenler arasında çok kıymetli tasarımlar çıkıyor. Eğer tasarım sahibi isterse, bir telif ücreti karşılığı ürününü satın alıyoruz ya da sadece kendisinin üretmesi konusunda mutabık kalıyoruz. Sözkonusu ürüne onun istediği ismi veriyoruz. Böylece örneğin Sultanbeyli’nin daracık bir sokağında, dört duvar arasında yaşayan bir hanım üreticinin eserleri dünyanın öteki ucuna kadar ulaşıyor.’
Rus ve Avrupalı tüketici geçmişte ucuz Çin mallarına yönelmişken, Orijinal Bijuteri özgün tasarımları, geniş çeşitleriyle kendine bu pazarda yer edindi; Hindistan’dan sonra ikinciliğe yerleşti.
Her turist evine İstanbul’dan bir takıyla dönsün
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitim Kursları (İSMEK) geçenlerde büyük bir sergiyle kursiyerlerinin yaptığı ürünleri göz önüne çıkardı. ‘El Sanatları’ adında bir dergi de yayınlamaya başladı. Merkez, 1996’da kurulmuş ve bugüne kadar 122 bin kadına eğitim olanağı sağlamış. Bu kadınların yaklaşık yüzde 20’si tasarımcılık ve takı eğitimi almış. İstanbul’un dört bir yanında tam 113 kurs merkezinde hizmet veriyor. Kursta boncuk kullanımı teşvik ediyor, hatta edildiğini, hatta zorunlu kılınıyor. ‘Bütün aile üretiyor’ sloganıyla yola çıkan İSMEK’ten eğitim alan kadınların büyük bir bölümü hangi branşta olursa olsun tam zamanlı ya da yarım zamanlı işler ediniyor. İSMEK mahalle bazında toplanan özel kadın gruplarının ayağına giderek eğitim olanağı da sağlıyor. İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, şu anda İstanbul’a yılda 2.5 milyon civarında turist geldiğini hatırlatıyor. ‘2012’ye kadar bu rakamı kademeli olarak 10 milyon turiste kadar çıkarmayı hedefliyoruz. Bu turistlere plastik esaslı harcıalem ürünler mi satacağız? İstanbul’un tarihi semtlerinde bütün asfaltları söküp granit taşla döşüyoruz. Tarihi yapıları aslına uygun bir şekilde restore ediyoruz. Ama hediyelik eşya satan dükkanlarda turistlere plastik esaslı, İstanbul’u ve Türk sanatını, tasarımını ve yaratıcılığını ifade etmeyen ürünler satıyoruz. Böyle gitmez. İSMEK’in en önemli hedeflerinden biri İstanbul’a gelecek 10 milyon turistin her birinin bu güzel şehirden ülkelerine estetik, kaliteli, geleneksel sanatlarımızla uyumlu eserler götürmesini sağlamak.’
Öğrenciler harçlıklarını çıkarıyorlarBoncuk işine sadece ev kadınları değil lise ve üniversite öğrencisi genç kızlar da ilgi gösteriyor. Bir kısmı bu işi hobi olarak görüyor, bazıları okul harçlıklarını, ev kiralarını boncuktan çıkarıyor. Bakırköy’de bulunan ve Türkiye’nin en eski el sanatları kurslarından biri olan Semih Yener Hazır Giyim ve El Sanatları Eğitim Merkezi’nde kursiyerlerin yüzde 17’si lise, yüzde 20’si üniversite öğrencisi. Kursta yapılanlar mağazada satılıyor, öğrencilere para kazanma olanağı sağlanıyor. Takı sınıfı hocalarından Gaye Döşer’e göre, gelecekte çok sayıda Türk tasarımcı dünyada önemli bir noktaya gelecek. Son birkaç yıl içinde takıya ve özellikle de boncuktan imal edilen tasarımlara çok büyük bir rağbet olduğunu söyleyen Döşer, binlerce kadının bu işten ailenin geçimini sağladığını belirtiyor.
Semih Yener Eğitim Merkezi, iki yıldır Crafts adlı el sanatları dergisini yayımlıyor. Üç aylık derginin dokuzuncu sayısı piyasada. Dergide çok sayıda proje, tasarım ve aynı zamanda herhangi bir modelin nasıl ortaya çıkarılacağına dair tarifler de yer alıyor. Merkez ayrıca proje danışmanlığını Gaye Döşer’in yaptığı ‘Takı Yıllığı’nı çıkarıyor. İki kitabın yanı sıra Craftokulu.com adlı bir VCD eğitim seti yayımladı.
Gencim, daha sonra pişman olmamak için şimdiden yolumu çizdim
Seda Kurman (24)
Trakya Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi alırken boş zamanlarında takı yapmaya başlamış. 1,5 yıl takı tasarımı ve boncuk işleme tekniği dersi alıp, mimarlığı bırakmış. Şimdi Orijinal Bijuteri’nin tasarım bölümünü yönetiyor. Mimarlık eğitiminin boşa gitmediğini söylüyor: ‘Orantı oluşturma bilgisi tasarımcılığımı çok etkiledi. Renkleri kullanmayı ise boncuk işinde öğrendim. Şimdi takıya insan üzerinde taşınan mimari eser gibi bakıyorum. Eğitimle kazandığım kalıpları zorladığımda güzel ürünler ortaya çıkıyor.’
Hayatımı, evet sadece benim diyebileceğim bu işte yeniden buldum
Aynur Pamukoğlu (40)-Arzu Şingin (39)
Boncuk Sanatı dergisinin açtığı ikinci yarışmada Türkiye birincisi olmuşlar. Aynur Hanım, meslek lisesi konfeksiyon bölümü mezunu. Okul sonrasında stilislik ve modelistlik eğitimi almış. Arzu Şingin ise Kadıköy Kız Meslek Lisesi’ni bitirmiş. Takı tasarım kurslarına gitmiş. Şu anda hem kendi işini sürdürüyor hem de Özel
Koç Lisesi’nde takı tasarım dersleri veriyor. Beş yıl önce çantalara boncuk işliyorlarmış, iki yıldır kumaşa yönelmişler. Ürünlerinin uçuk tasarımlar olduğunu ve daha çok sanatçılara hitap ettiğini söylüyorlar. Aynur Hanım, ‘Boncuk iğneyle kuyu kazmak gibi sabır gerektiren bir iş. Ama ben hayatımı yeniden buldum bu iş sayesinde. Evet sadece benim diyebildiğim, gelişmesinde sadece benim emeğim olan bir iş yapıyorum’ diyor.
Yıllarca bankacılık yapacağıma doğrudan bu işe atılsaydım
Fikriye Korkmaz (32):
Çalıştığı banka batınca, 15 yıldır evde boncuk işi yapan kayınvalidesine yardım için bu işe başlamış. Tasarımlarını şirkete götürdüğünde çok beğenilmiş. Şu anda Yakacık’ta 25 eve iş veriyor. ‘Keşke, hiç bankacılığa başlamayıp doğrudan takıya yönelseydim. Bu iş sayesinde çocuklarını lise ve üniversitede okutan çok sayıda fedakar kadın tanıdım’ diyor.
Ersin KALKAN