Güncelleme Tarihi:
Toronto’da büyüleyici bir film setine adım attık. Dev vantilatörlerin üflediği yapay karlarla kaplı hangar gibi hazırlanmış bir sahne bizi bekliyordu. Bu sette birazdan bir aksiyon sahnesi gözlerimizin önünde çekilecekti.
Tüm zamanların en popüler video oyunundan uyarlanan “Resident Evil” (Ölümcül Deney) serisinin beşinci filmi “İntikam”ın setindeyiz. Şimdi evli olan bir çift sayesinde, 10 yıl önce ortaya çıkan bir dizi olayın parçasıyız. Bu çift, film yapımcısı İngiliz Paul W.S. Anderson ve Ukrayna doğumlu Amerikalı oyuncu Milla Jovovich.
Filmin yapımcısı Jeremy Bolt, “Bugün Alice (Milla Jovovich) ve Jill Valentine (Sienna Guillory) arasında geçen, filmin son dövüş sahnesini çekiyoruz” diyor; “Bu sahneyi çekmenin zor tarafı, kar fırtınasının ortasında buzun üzerinde olma hissini veren, gerçekçi bir set yaratabilmek.”
“Ölümcül Deney”deki karakterler, taraf değiştirme özellikleriyle dikkat çekiyor ama filmdeki gerçek hain, her zamanki gibi Umbrella Corporation. Onları kim temsil ederse etsin, kimlerin onlar için çalıştığından ya da çalışmadığından asla emin olamıyorsunuz.
Filmin hem yazarı, hem yapımcısı hem de yönetmeni Paul W.S. Anderson da şöyle söylüyor: “Filmdeki olaylar dizisi entrikalı, biraz dolambaçlı ve hep yön değiştiriyor. Bence böyle olması, son derece cool. İzleyicileri şaşırtacak. İlk filmin entrikalı, karmaşık bir yapısı vardı. Sonrakiler kurgu açısından daha yalın ve düzdü. Bu filmde orijinal yapıya geri dönmek istedim.”
NİNJA SAVAŞÇISI OLMAK İSTİYORDUM
Ana karakter Alice, yine Milla Jovovich’in ellerinde. Jovovich’in “Ölümcül Deney” serisine bağlılığı, filmin başarısının ana sebeplerinden biri. Buna eşi de katılıyor: “Alice, benim kafamda her zaman serinin ana karakteri olarak canlandı. Milla’nın rolü hiç değişmedi. Ama tabii ki o, çekim öncesi planlamada ve filmin çekiminde de büyük rol oynuyor. Bence filmlerin başarısındaki önemli sebeplerden biri, üretim aşamasına tutku ve enerji katılıyor olması.
Jovovich de serilere tutkusunu şöyle anlatıyor: “Geçtiğimiz 10 yılda çektiğimiz ‘Ölümcül Deney’ filmleri benim için inanılmaz bir maceraydı. Şimdi sona yaklaştığımızı hayal etmek bile çok güç. ‘Ölümcül Deney’in eğlenceli, deli dolu ve büyülü dünyasını geride bırakmak hep çok zor oldu. Çekimler esnasında, anı yaşarken, olan bitene gerçekten inanıyorsunuz. Bu çok eğlenceli ve izleyiciler filmlere kattığımız sevgiyi görebiliyor. Çocukken ileride sahip olmayı hayal ettiğim tüm özelliklere Alice sahip. ‘Güçlerin Prensesi: She-Ra’ gibi karakterle büyüdüm. Tek çocuk olduğum için hafta sonları babamla boks maçı ve kung-fu oyunları seyretmeye giderdik. Ninja savaşçısı veya süper kahraman olma fikri bana her zaman çok çekici geldi.”
MILLA’NIN ANNE OLMASI ALICE’E DE YANSIYOR
Alice karakteri, serinin her filmiyle daha çok gelişiyor ve onu Milla Jovovich kadar iyi tanıyan kimse yok. Canlandırdığı karakteri şöyle anlatıyor: “Bence Alice, bu sefer y eni dünyayı kabullendi. Eskiden özellikle Umbrella Corporation’ın kontrolü altındayken, daha içine kapanık bir yapıya sahipti. Yani Alice şimdi bir süper kahraman olarak daha normal ve iyi bir takım oyuncusu. Aynı zamanda espri anlayışı da gelişti. Tek yaptığınız Umbrella askerleri tarafından kovalanan zombileri öldürmekse, buna karşı göz kırpıp gülümsemelisiniz.”
BU KÜÇÜK KIZ DA KİM?
Alice’in karakterindeki gelişmeye yön verecek diğer yenilik de, Alice’de, onu koruma isteği doğuracak küçük bir kızın ortaya çıkması. Anderson şöyle anlatıyor: “Büyüdükçe, karakterin biraz daha fazla duyguya ve ayaklarının yere basmasına ihtiyacı olduğunu hissettim. Küçük kızın filmdeki rolünün de bu olduğunu düşünüyorum. Alice’in büyümesi gerekiyordu ve bunun gerçekleşmesi için, küçük kızla olan ilişkisini öne çıkarmak enteresan bir yoldu. Aynı zamanda Milla, şimdi bir anne. Ben de düşündüm ki, 5-10 yıl önce kurmak zorunda olmadığı bu ilişkiyi bugün artık bir oyuncu olarak da ilerletme becerisine sahip.”
Milla da “Evet, bu filmde küçük bir kız var” diyor; “Bu çok ilginç. Çünkü sağır olmasına rağmen seçmelerdeki konuşma tarzı beni ağlattı. Bir anne olarak böyle bir şeyi izlemek çok güzel Çünkü ailesinin, onun konuşmayı öğrenebilmesi için ne kadar çok uğraştığını anlayabiliyorsunuz. İletişim şeklinde kopukluk olsa da, bunu, ebeveyn olarak çok büyüleyici ve iç parçalayıcı buluyorsunuz; bu da sizde, onu koruma isteğine yol açıyor. Bence Hollywood’daki birçok çocuktan daha iyi oynayabilir. Filmde onunla çektiğim sahneler çok eğlenceliydi. Gerçek hayatta anne olmasaydım onunla ilişkim muhtemelen böyle olmazdı. Bu Alice için de çok iyi oldu, çünkü değişik bir yönü ortaya çıktı. Bir çocuğun sorumluluğunu almaya hazır olduğunu ve kendinden daha büyük bir şeyin parçası olabileceğini kanıtladı. Filme derinlik eklendi. Aramızda işaret dili kullanıyoruz, bu da diyaloglara değişik bir vurgu katıyor.”
HANGİSİ GERÇEK?
Klonlama ilk defa serinin “Ölümcül Deney: İnsanlığın Sonu” filminde kullanılmıştı. Şimdiki filmin de büyük bir parçası. Prodüktör Jeremy Bolt, “Seyircilerin ‘Bu gerçek Alice mi yoksa onun klonu mu?’ düşüncesine kapılmalarını umuyoruz. Ayrıca Michelle Rodriguez’in ilk filmde canlandırdığı Rain karakteri geri dönüyor. Burada Rain’in iki versiyonunu da göreceksiniz; iyi ve kötü. Aynı şey ‘Ölümcül Deney: Kıyamet’ten geri gelen aktör Oded Fehr için de geçerli.”
MICHELLE RODRIGUEZ YÜKSEK TOPUKLULARLA
“Daha önceden öldürdüğümüz bazı karakterlerle çalışıyor olmak gerçekten çok heyecan verici, özellikle de Michelle Rodriguez ile” diyen Paul W.S. Anderson’dan bir itiraf daha geliyor: “Ağır makineli tüfekle daha iyi hareket eden bir kadın görmedim. Milla da buna dahil... Michelle’in dev bir silah ve roket fırlatıcısıyla inanılmaz bir sahnesi var. Öyle ki, onu ABD donanmasının bir üyesi sanabilirsiniz. Bu filmde Michelle için başka zorluklar da vardı. Daha önce onu hiçbir filmde yüksek topuklularla, şık bir elbisenin içinde gördüğümü hatırlamıyorum. Bence bu ona makineli tüfeği idare etmekten daha zor gelmiş olabilir.”
JILL VALENTINE DA GERİ DÖNDÜ
Filme geri dönen bir başka karakter de Sienna Guillory’nin oynadığı Jill Valentine. İngiliz oyuncu üzerinde dar, mor bir elbise, göğsünde böcek şeklinde bir cihazla rolünü anlatıyor: “Bence Jill, benden çok daha cool ve her şeyi biliyor gibi bir hali var. Onun insancıl yanını hayal etmeye çalışıyorum; çünkü yaptığı her şeyin farkında ama taşıdığı cihaz, empati kurma yeteneğini zayıflatıyor. Jill, fiziksel açıdan aktif olmaktan hoşlanıyor, kontrolün kendisinde olmasını seviyor ve kimseye güvenmiyor.”
Jill Valentine, taşıdığı cihaz yüzünden Umbrella Corporation’ın emirlerine uymak zorunda. Bu da onu Alice’in düşmanı yapıyor. (Başlangıçta arkadaşlardı.) Guillory “Benim için en zoru, filmin çekimlerinden yedi ay önce, ikizlerimi dünyaya getirdikten sonra, bir kedi kostümü içinde Milla Jovovich’e karşı savaşacağımı öğrenmekti. Bence ‘Ölümcül Deney’ serileri tarihe geçti. Çünkü Milla gibi aynı seriden beş film çekmiş ve süreklilik sağlamış başka bir kadın süper kahraman yok. Onun kadar güçlü iş ahlakı olan biriyle çalışmadım. Milla çok ilgili, küçük detayları hemen fark ediyor ve sette özel bir bağlılık hissi uyandırıyor. Onda limit yok. Hepimiz, Milla sayesinde limitlerimizi biraz daha zorluyoruz. Çünkü o herkese karşı nazik ve yaptığı işe tüm kalbini veriyor.”
KARŞILIKLI İLTİFATLAR
Anderson’a göre, “İş, aktörlerin oynadıkları role ne kadar inandıklarında bitiyor. Oyuncu, rolüne inanmazsa seyirciyi ikna etmesi de mümkün olmaz. Bu yüzden Milla, ‘Ölümcül Deney’ serilerinin baş tacı. Kendini işine o kadar çok veriyor ki, onunla çalışmanın büyük bir şans olduğunu düşünüyor ve ona çok güveniyoruz.”
Milla da övgüleri karşılıksız bırakmıyor: “Paul inanılmaz biri! Ondan, parayı nerede harcamaları gerektiği konusunda ders alması gereken birçok yönetmen var. Çok organize; mantıklı düşünme konusunda tam bir usta. Hepimizden, her zaman bir adım önde. Ne istediğini ve ona nasıl ulaşacağını çok iyi biliyor. Zaten ‘Ölümcül Deney’ bizim evimiz gibi. Onun sayesinde tanıştık, aşık olduk ve bir bebeğimiz oldu!”
Gün ilerledikçe, Alice ve Jill Valentine arasına geçen kavga sahnesinin daha net bir görüntüsüne kavuşuyoruz. Valentine, iki ucu keskin mızrağını inanılmaz bir el becerisiyle çeviriyor. Aynı anda Alice, iki farklı orağı ölesiye bir hassasiyetle idare ediyor. Tüm detaylar önceden düşünülmüş ve hiçbir şey doğaçlama gelişmiyor.”