1 tecavüz 7 sanık ve yolunmuş tüyler...

Adli Tıp Enstitüsü'nün kuruluş amacı temelde bilirkişi yetiştirmek. Suç ve cezanın birleştiği kavşak Sherlock Holmes büyüteciyle kanıt aramaya devam ededursun, adli tıp teknolojisi başını aldı gidiyor... Ne var ki, bu teknolojinin suç çözümlemelerinde tam randımanla kullanılabilmesi için galiba biraz daha beklemek zorunda kalacağız. Şimdilik anlatılanlara ağlamak yerine gülmekle yetiniyoruz...

Adli tıp ne işe yarar?

- Adli tıp uzun yıllar otopsi , kızlık zarı , darp muayenesi hadisesi olarak anlaşıldı. Adli tıbbın temel görevi, otopsileri yapmak, ölüm sebeplerini ve zamanını saptamak, adli bir olaya yönelik insan vücudu üzerindeki darp izlerini tesbit etmek ve saldırı varsa, ırza geçilmişse muayene etmektir.

Adli tıp uzmanı olabilmek için farklı bir eğitimden geçmek gerekiyor mu?

- Tıp fakültelerinin adli tıp ana bilim dallarında hekimler adli tıp uzmanı olarak eğitiliyorlar. Biz Adli Tıp Enstitüsü'ne tıp bilimleri, fen bilimleri ve sosyal bilimler dalında her meslekten öğrenci kabul ediyoruz. Tıp bilimlerinden, uzman hekim ve diş hekimi, fen bilimlerinden kimyacı, eczacı, biyolog, elektrik ve elektronik mühendisleri, sosyal bilimlerden ise hukuk fakültesi mezunları, hakim, savcı, avukat, polis akademisi mezunları, psikolog, pedagog, sosyolog ve hatta iletişim fakültesi mezunları alıyoruz.

Uzman olabilmek zor mu?

- Temel eğitimini tamamlayan öğrenciler tez hazırlıyorlar. Grafoloji, balistik, narkotik tezi olabilir, tezleri kabul edildiğinde o alanda uzmanlaşmış sayılıyorlar.

Kimler ilgi duyuyor bu mesleğe?

- Biraz kadın ağırlığı var. Kadınların ilgisini çeken bir alan olmuş. Hiç de sanıldığı gibi bir erkek mesleği değil. Fen bilimlerinde kadınlar biraz daha fazla. Psikolog, pedagog tabii erkeklerden yine fazla. Evet, kemikler, ölüler bu kadınları hiçbir zaman alakoymamış. Bana kalırsa kadınlar kan görmeye karşı daha dirençli. Erkek öğrenciler daha fazla hık mık ediyor.

PARANOYAK MIYIZ?

Adli tıp uzmanı deyince hangi vazgeçilmez özelliği akla gelmeli?

- Şüpheciliği. Ama şüphe yetmez. Sebep sonuç ilişkisini çok iyi kurmanız lazım. Analitik bir zeka gerekiyor. Aradaki eksiklikleri, boşlukları, hataları görebilmek lazım.

Siz şüpheci, size başvuranlar şüpheci... Neyiz, paranoyak mıyız?

- Cevabı iki örnekle vereyim: Çok ünlü bir iş adamı çok ünlü bir otomobil galerisine bir gidiyor, iki gidiyor. Her gidişinde orada çay, kahve içiyor fakat sonra başı ağrıyor kendini pek iyi hissetmiyor. Bunlar beni zehirliyorlar diye kafaya takmış. Son gidişinde kahve ve çayı almış bize test etmemiz için getirdi. Baktık hiç bir şey çıkmadı. Adam da rahat etti ama galericilerin halini düşünebiliyor musunuz?

Yine başka çok ünlü bir işadamı beş yıldızlı bir otele gidiyor. Odasındaki buzdolabından beyaz şarabı çıkarıyor. Beyaz şarabın kapağını kolayca açıyor ve bakıyor şişede çok az bir eksik var. Bunun içine birşeyler katıp beni zehirlemeye çalışıyorlar diye kıyameti koparıyor. Şişeyi getirdi, biz orada ne kadar beyaz şarap şişesi varsa hepsine el koydurtup şarap şişelerini ölçtük, hakikaten eksik var mı diye baktık, bir şey çıkmadı.

‘‘Beni zehirliyorlar’’ vehmine kapılan çat kapı bize geliyor. En çok gelenler de çocuklarının cebinden çıkan şeylerden kuşkulanıp bize bu uyuşturucu mu diye başvuran anne babalar. Böyle bir durum insan haklarına aykırı olduğu için kabul etmiyoruz tabii. Çocuk olmasına rağmen, ‘‘onun cebinden gizlice aldığınız şeyi tahlil etmeyiz, çocuğunuzla gelin’’ diyoruz.

ZARFLARDAN KIL ÇIKTI

Bir ırza geçme davasında yedi erkek sanık var. Kadının üzerinde erkeğe ait kıllar bulmuşuz ve savcılığa bildiriyoruz. Diyoruz ki,‘‘ mağdur üzerinde kıllara rastlanmıştır. Dolayısıyla şahitten örnek gönderilmesini rica ediyoruz.’’ O anda aklımıza, bu adamdan ya kan ya tükürük al diye söylemek aklımıza gelmiyor. Aklımıza gelmiyor ama örneklerin konulmasını istediğimiz kutuların içinde zaten enjektör ve tüp var. Biz adamın üzerinde kıl bulduk dedik ya.. Kutuların içindeki enjektörler falan hiç kaale alınmadan adamların bilmem nerelerinde ne kadar kıl varsa yolup koparmışlar, her birini ayrı ayrı zarflara koymuşlar. Türkiye'de ne çözeceksiniz kardeşim?