1 milyon lirayı ilk kez bu programda gördüm

Güncelleme Tarihi:

1 milyon lirayı ilk kez bu programda gördüm
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2014 01:05

“Canlı Para” yeniden seyirciyle buluşuyor. Bu akşam Kanal D’de başlayacak 1 milyon TL ödüllü yarışmanın yeni sunucusu ise Mesut Yar... Ünlü haberci, sunumuyla fark yaratacağını söylüyor: “Passaparola’yı yerlerden alıp en üst seviyede bıraktım, bunda da aynı şey olacak.”

Haberin Devamı

Bundan böyle “Burada Laf Yok”un dışında “Canlı Para” yarışmasıyla da izleyici karşısına çıkacaksınız. Yeni programınız hayırlı olsun...
- Teşekkür ederim. Daha önce de “Passaparola” ve “İnsan Sarrafı”nı sunmuştum, şimdi de “Canlı Para”nın ihalesi üzerime kaldı. (Gülüyor) Bu yarışmanın çok keyifli bir içeriği var.

Daha önce farklı isimlerin sunduğu bir yarışma programının yükünü omuzlamak, riskli değil mi?

- Bizim sektörde nedense “joker adam” gibi bir imajım var benim. Geçmişte de bu tip şeylerle karşılaştım. Mesela “Passaparola” Metin Uca’yla özdeşleşmiş, daha sonra Mehmet Ali Erbil’le farklı boyuta geçmiş bir programdı. Benim için asıl risk oydu. Ve “Passaparola”yı yerlerden alıp en üst seviyede bıraktım. Bunda da aynı şeyin olacağını düşünüyorum.

Ne gibi bir farklılık yaratacaksınız peki?

- Açıkçası bu konuda çok kafa patlattım. Sonuç olarak “Canlı Para”nın duygusal bir program olduğuna karar verdim. Yarışmacıyla üzülüp, yarışmacıyla sevinmek gerekiyor. Zaten soruların cevaplarını bilmediğimden, yeri geldiğinde yarışmacıyla aynı şıkkı düşünmüş oluyorum ama yanlış çıkıyor. Dolayısıyla aynı üzüntüyü ben de yaşıyorum.

SUNUCU MESUT YAR GİBİ OLSAYDI BEN DE YARIŞMAYA KATILIRDIM
“Canlı Para”yı daha önce sunan Engin Altan Düzyatan ve Murat Başoğlu’nun performanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Engin Altan çok iyi bir oyuncu, sahnedeki duruşu çok iyi. Ayrıca çok yakışıklı bir adam ve ses tonunu çok iyi kullanarak güzel bir program yaptı. Keza Murat Başoğlu da yılların sunucusu, o da farklı yönlerini kullanarak başarısını ortaya koydu. Benim silahlarım ise biraz daha değişik olacak. Daha gündelik bir üslup takınıp, yarışmacılarla araya duvar örmeden iletişim kuracağım. Yarışmacıyla aynı takımdaymışım hissiyatını uyandırmak istiyorum. Bu da tamamen güvenle olacak bir şey.

Yarışmanın büyük ödülü 1 milyon lira. Daha önce bu kadar parayı bir arada görmüş müydünüz?

- İlk kez bu programda gördüm. Dokununca da çok heyecanlandım.

“Canlı Para”ya bu kez izleyiciler de internet üzerinden katılabilecek sanırım. Bu uygulamadan da biraz bahseder misiniz?

- Evet, seyirciler Facebook aplikasyonu üzerinden, yarışmacılarımızla aynı anda yarışabilecekler. Karşılığında da yarışmaya katılma hakkı gibi ödüller kazanacaklar.

Siz böyle bir programda yarışmak ister miydiniz?

- Mesut Yar gibi beni motive edecek bir sunucum olsaydı, katılırdım.

ŞİMDİKİLERİN HEPSİ PROMOSYON TALK SHOW’U
Gelelim “Burada Laf Çok”a... Tüm konuklarınız ilginç açıklamalarda bulunuyor, programınız ilgiyle izleniyor. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

- Bu işte samimiyet önemli. Kabul etmek gerekiyor ki, şu an yapılan talk show’ların hepsi promosyon talk show’u. Arada çok iyi espriler de çıksa, o programın 15 dakikası üretim, 105 dakikası promosyonla geçiyor. Konuklar kendilerini yeterince ifade edemiyor, sadece özet geçiyorlar. Oysa bana gelen konuklar, iç çamaşırının rengine kadar her şeyi anlatıyor. Öyle bir samimiyet kuruyoruz. Kendisini ifade etmesi için o kadar çok zaman veriyoruz ki, ister istemez bir süre sonra açılıyor. Bizde gerçekten laf bitmiyor.

“Burada Laf Çok”un DVD’sini çıkarmayı düşünmüyor musunuz?

- Aslında koleksiyon olabilecek nitelikte bir program ama dijital bir dünyada yaşadığımız için artık isteyen internetten istediği bölümü izleyebiliyor...

Mutfakla da aranız iyi. İleride bir yemek programı yapmak ister misiniz?

- Yemek yapma değil de Mehmet Yaşin ya da Vedat Milör’ün yaptığı gibi yemek yeme programı yapmak isterdim! (Gülüyor) Bu arada her ne kadar yemek yemeyi çok sevsem de dünya mutfağına karşı kapalıyımdır. Bilmediğim şeyi pek yemem. Balık yemeye bile 30 yaşımdan sonra başladım. Evde eşim Ferda’yla birlikte çok güzel yemekler yapıyoruz.

HAMMALLIK DA YAPTIM EROTİK FİLM SESLENDİRMESİ DE
Uzun yıllardır medya sektöründesiniz ama sarı basın kartınız yokmuş. Buna üzülüyor musunuz?

- Evet, geçenlerde katıldığım bir televizyon programında patladı bu olay. Demek ki birileri beni programına konuk edince ben de samimiyetle konuşuyorum. (Gülüyor) Hayata çok erken başta atıldım ben. 3-0 mağlup başladım. Çünkü ailemi çok küçük yaştayken kaybettim ve ayakta kalmak için birçok farklı iş yaptım...

Neler yaptınız mesela?

- Kaportacılık, arkeologluk, müze envanterciliği, hamallık, erotik film seslendirmesi gibi birçok şey var... 1985 yıldan bu yana da medya sektöründeyim. Ve evet, basın kartım yok. Bugüne kadar çalıştığım yerlerin muhasebe bölümüne gidip “212 sigortamı yatırıyor musunuz?” diye soran bir adam olamadım. Sarı basın kartı mesleki bir diploma bence. Benim de bu diplomam eksik. Yine de çok hayıflanmıyorum. Kağıt üzerinde teorik bir odam olmaktansa kendi kartvizitimle pratikte bir şeyler yapmayı tercih ederim. Buna ben değil, hakkımı vermeyenler üzülsün.

EVDE BALDIZLARIN SÖZÜ GEÇİYOR
Evlilik nasıl gidiyor? Çok aşık bir adam olduğunuz söyleniyor, doğru mu?

- Güzel gidiyor. Şu an yaşadığım ilişki, beni reel dünyanın tüm kötülüklerinden soyutluyor. Dolayısıyla kendimle ya da bizimle ilgili planlar yaparken kafam çok rahat. Bunu üçüncü evliliğimde yakaladım, maşallah diyelim... Eşim gerçekten çok delikanlı biri. Hem bana destek oluyor hem de kendi mesleğini çok iyi bir şekilde yapıyor. O da iletişim sektöründe profesyonel biri olduğu için, stratejileriyle beni doğru bir şekilde yönlendiriyor. Tabii iş konusunda beni o yönlendiriyor ama aşkımızı da ben yönlendiriyorum.

Evde sizin sözünüz geçiyor yani?
- Yok! (Gülüyor) Evde daha çok baldızlarımın sözü geçiyor diyebilirim. Ben bir kadınla evlendim, bir baktım altı kadın oldular! Ferda’nın beş tane kız kardeşi var. O, diğerlerine göre daha sakin kalmış... (Gülüyor)

İÇİMDE BİR ROMEO VAR
Aşk adına yaptığınız en çılgın şey neydi?

- 1 dakika içinde Ferda’yla evlenmeye karar verip, öğle saatlerinde evlenme teklif edip, akşam da onunla evlenmiş olmam... Bir de bu evliliği bir ay kadar ailelerden saklamamız...

Çocuk istiyor musunuz?

- 21 yaşında bir oğlum var zaten, bizimle birlikte yaşıyor.

Babalık heyecanını yeniden yaşamak istemez misiniz?

- Anthony Quinn 80 yaşına yakın baba oldu, neden olmasın? (Gülüyor) Çocuk sahibi olmak çok güzel bir şey. Ama çocuk yetiştirmekle ilgili korkularım var. Şu an Batuhan’ın doğduğu zamanlardaki cesarete sahip değilim.

ARTIK BEDEL ÖDEMEK İSTEMİYORUM
Son dört yıldır habercilik yapmıyorum. Ülkenin siyasi cenderelere girdiği, herkesin bir taraf olmasının istendiği dönemlerde gazetecilik, yapılacak iş değil. Buna rağmen bir-iki defa bu riski aldım ve böyle dönemlerde habercilik yaptım. Tabii bunun bedelleri de vardı. Bugüne kadar çok bedel ödedim. Artık bedel ödemek istemiyorum. Şu anda olgunluk dönemimdeyim ve yaptığım için keyfini çıkarmak istiyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!