Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2004 00:00
Bugün 2 mayıs, yarın yayınlanacak “1 MAYIS: BAYRAMSIZ BAYRAM” başlıklı yazım için belleğimizi biraz zorlayıp, biraz can sıkalım:“1 Mayıs” Dünya İşçi Bayramı günü! İngilizcesiyle May Day, Workers Holliday!Günümüz kapitalizminin babaları kibar ve nazik zevat mı? Bunu dünya işçi sınıfına sormalı. Ama 19.yüzyılda kapitalistlerin uyguladıkları kapitalist anlayış İktisat tarihinde Vahşi Kapitalizm olarak anılır.İşçi sınıfını kapitalizm yarattı ve yarattığı yaratığın iliğini, kemiğini sömürdü. 1789 Fransız devriminden ve insan haklarının ortaya çıkmasından sonra işçi sınıfı da haklarını aramayı öğrendi. Fransa’da, 1830 ve 1848 devrimlerinde esnafın yanında yer aldı ve 1871 (Paris Komünü) devrimine öncülük etti.Bu üç tarih sosyalizmin ve sosyal mücadeleler tarihinin de önemli tarihleridir.***Toplumsal mücadele virüsü, doğal olarak, güçlü bir işçi sınıfına sahip olan ABD’ne de sıçradı. Amerikan İşçi Birliği’ne bağlı sendikalı işçiler, 1884 yılında, 8 saatlik işgününü kabul ettirmek için mücadele kararı aldı. Ve böylece 1 Mayıs 1886 tarihinden itibaren normal çalışma gününün 8 saat olması kararlaştırıldı. 1 Mayıs 1886’da ABD’nin büyük sanayi kentlerinde beş binden fazla grev ilan edildi. Polisle grevciler arasında çıkan çatışmalarda bir işçi öldü, birçok işçi yaralandı. Üç gün süren gösterilerin faturası: Dört sendikacı idama, dört sendikacı da ağır hapse mahkum edildi. Uluslar arası İşçi Kardeşliği Örgütü, 2.Enternasyonalin 1.Kongresi olarak bilinen 1889 Paris Kongresi’nde 1 Mayıs’ı işçilerin dayanışma günü olarak kabul etti. Öneriyi ABD’li sendikacılar yapmıştı. 1 Mayıs tamı tamına 115 yıldır İşçi Bayramı!***Gelelim güzel yurdumuza! Türkiye’de ilk 1 Mayıs 1921 yılında kutlandı. Cumhuriyet döneminde, 27 Mayıs 1935 tarihli “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun”la 1 Mayıs “Bahar Bayramı” olarak kabul edildi. Ancak ve buna karşın, 1 Mayıs bir muzır gün sayıldı ve her yıl 1 Mayıs’ta poliste izinler kaldırıldı, kışlada asker teyakkuz halinde bekletildi.Hükümetler ve işverenler işçi sınıfını hiçbir zaman sevmediler. Ama ne yazık ki işçisiz de olmuyordu. Katlandılar, ama 1 Mayısları işçilere zehir etmek için ellerinden geleni yaptılar. Örnek mi? 1977 yılında DİSK tarafından düzenlenen 1 Mayıs bayramı Taksim Alanı’nda tam 34 kurban verdi.Netekim, 12 Eylül 1980 Kenan Evren darbesinden sonra 1 Mayıs resmi bayramlar arasından çıkartıldı.***Netekim AKP hükümetimiz de işçilerden, çalışanlardan pek hazzetmiyor! Ne var ki işçi olmadan da fabrikaların çarkları dönmüyor, bandlar yürümüyor. O zaman, yapılacak ne 1 Mayıs’ı işçi sınıfına zehir edip, “Bayram” ayaklarıyla iktidarı ele geçirmesine engel olmak (!) 2004 yılında aynı senaryo!Ama Türkiye söz konusu olunca kaşın altındaki gözü, gözün üstündeki kaşı sorun yapan Avrupa Birliği ve onun aslanı Verheugen, Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB’ye girmesinden öylesine sarhoş olmalılar ki olayla hiç ilgilenmediler.Zaten, şimdiye kadar hiç sorun edilmediğine, demokratikleşme torbalarına sokulmadığına göre Türkiye işçi sınıfının bir eli yağda öteki eli balda! Memurların sendikaları var ama grev hakları yok! Bu kadar kusur kadı kızında da bulunur!***Avrupa Birliği’nde, Türkiye işçileri ve memurları için tek umut 1 Mayıs 2004 tarihinde Avrupa Birliği’ne giren Polonya, Slovenya, Estonya, Litvanya, Letonya, gibi eski komünist ülkeler. Olur a, bakarsınız eski komünistlikleri tutar “N’oluyor bakiim şu Türkiye’de?” diye sorarak, işçi haklarının da demokrasi torbasına sokulmasını isterler.
button