1 Japon 100 Türk’e bedeldir
Güncelleme Tarihi:
Türklerin kitap okuma alışkanlıklarıyla ilgili bir haber çıktı gazetelerde. Rakamlar abuk sabuktu (gazeteciler istatistikten, hatta rakamdan anlamaz, tüccar olanları hariç), ama bir ucundan tutmaya çalıştım: Japonya’da yılda 4,2 milyar kitap basılıyormuş. Hepsinin satıldığını ve okunduğunu farz edersek, bir Japon, yılda ortalama 34 kitap alıyor / okuyor demektir. Yani yaklaşık 11 günde 1 kitap. Buna karşılık, Türkiye’de ...
Buna karşılık, Türkiye’de yılda 23 milyon kitap basılıyormuş. Yine hepsinin satıldığını ve okunduğunu farz edersek, bir Türk, yılda ortalama 0,33 kitap alıyor / okuyor demektir.
Yani 3 senede 1 kitap!
Demek ki, bir Türk dünyaya bedel filan değil, 103 Türk ancak 1 Japon’a bedel.
*
Yıllarca önce, Türkiye’ye Japon kalkınma modeli öneren bir politikacı amcamızla tartıştığımızı hatırlıyorum:
- Kalkınma hamlesinin başladığı 1850’lerin Japonya’sı ile bugünün (1970’lerdi) Türkiye’si arasında radikal bir fark var, aleyhimize, onun için Japon Modeli bize uymaz!
- Neymiş?
- İmparator ‘Meiji’ Mutsuhito, 1868’de batılılaşma hareketini başlattığı zaman, şimdi tam rakamı hatırlayamıyorum ama (üniversitedeyken okuduğumuz ekonomi kitaplarındandı bu bilgi) Japonya’da okuryazarlık oranı mesela % 80’lerde filanmış. Ekonomik kalkınma hamlesi böyle bir nüfusla gerçekleştirilmiş. Biz Yüz sene sonra daha bu orana yaklaşamadık...
O tarihlerde, Türkiye’de okuryazarlık oranı (resmi rakam) ancak % 63 idi. (İki kadından biri ‘resmen’ okuma yazma bilmiyordu!)
2004’te nerede miyiz?
Size RESMÎ yani YALAN rakamları vereyim isterseniz:
Bugün, hâla 16 erkekten 1’i ve 5 kadından 1’i okuma yazma bilmiyor.
Eğer resmî rakamlar kadınların % 20’si okurma yazma bilmiyor diyorsa, bunlara nüfus kaydı bile olmayan kızları, kadınları, okula gönderilmeyenleri, gönderiliyormuş gibi gösterilenleri, hele hele asıl... okula iyi kötü gidip de daha okumayı bile çözemeden mezun edilenleri eklerseniz, elimi ateşe koyarım... TÜRKİYE’DEKİ İKİ KADINDAN BİRİ DOĞRU DÜRÜST OKUMA YAZMA BİLMİYOR!
Yine resmî yalana göre, ilk-orta-yüksek öğretimde kızların okullaşma oranı % 68 imiş.
Bilirim ben Hakkari’de, Siirt’te, Şırnak’taki durumu...
Kızları okula gitmeyen (dini, sosyal veya ekonomik gerekçelerle gönderilmeyen), anaları okuryazar olmayan bir toplumdan, bir halt olmaz!
Buna karşılık, üniversite ve yüksek okul bitiren kadınların % 70’i işgücüne katılıyormuş.
Okutmayacaksın ki cahil kalsın!
Koca dayağı yüzünden iki çocuğuyla evinden kaçan, ama babasının ve abilerinin töre gereği öldüreceğini bildiği için polise sığınan Güneydoğulu kadınla yapılmış bir söyleşi okudum. İbrahim Tatlıses hayranıymış, gazeteci diyor ki, (mealen) ‘Ama Tatlıses kadınlarına şiddet uyguluyor, dövüyor, tehdit ediyor... Senin gibi bir koca mağduru, nasıl beğeniyorsun böyle birini?”
Kocasının dayağının, babasının ölüm tehdidinden kaçan kadın cevap veriyor: “Olsun, Asena hak etmiştir!”
Okutmayacaksın, cahil kalacak ki... Köle gibi eve kapat, hizmetçi gibi çalıştır, başlık parası için evlendir, imam nikahına eyvallah desin, baba mirasını abileri yesin, gerdek gecesi döv, söv, tecavüz et, üstüne üç kuma getir, olmadı erkeklere pazarla, nasılsa gıkı çıkmaz, abisine babasına kaçamaz, ‘namus belası’ töre gereği keserler kafasını...
Allah kahretsin!