Güncelleme Tarihi:
Ama Gine bir konuda rekortmen.
Kadın nüfusunun yüzde 98’i sünnetli!
Gine, kız çocuklarının sünnet edildiği 28 ülke arasında birinci.
ABD’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından Pathfinder International Vakfı, beş ay önce ülkedeki kadın sünnetine karşı bir proje başlattı.
Vakfın programlardan sorumlu başkan yardımcısı bir Türk.
Doktor Demet Güral’ın organizasyonuyla Dubreka ve Boffa’da yüzlerce yıldır devam eden sünnetin iç acıtan ayrıntılarına tanık olduk.
Gine’de Susu Kabilesi’nin yaşadığı Dubreka-Terset Köyü... Case’ler yani topraktan yapılmış, yaprak damlı kulübeler, ormanla iç içe. Kadınlar dans ediyor, hep bir ağızdan şarkı söylüyorlar: Kim benim kızımı ağlatmak istiyor?/ Ama o daha büyümedi/ Küçük ama onu sünnet ediyoruz...
Başına kırmızı bir örtü saran sünnetçi Bountou, klitorise benzeyen kola meyvesini çakısının ucuna geçirip sıçrıyor. 9 yaşındaki Youla’nın korkudan kaskatı kesilen bedenini dört kadın kaldırıp götürüyor... Yerdeki kalın ağaç gövdelerinde oturuyor kadınlar. Sünneti öyle doğal, öyle gündelik bir olay gibi anlatıyorlar ki! Mabinty Soumar 42 yaşında. 7 yaşında sünnet olmuş, 11 yaşında evlenmiş. İlk doğumunu 15 yaşında yapmış. 40 yaşındaki Youla Drame omuzlarını silkip “Ne zaman sünnet olduğumu hatırlamayacak kadar küçüktüm” diyor. Yanka Tofana 8, Mabinty Gamez ise 9 yaşında sünnet olmuş. 54 yaşındaki Bountou Goma konuşmuyor, gülümsemekle yetiniyor. Hepsinin de kız çocukları sünnetli. “Ama kızlarımızı bundan sonra erken evlendirmeyiz” diyorlar.
O GÜNÜ ÖLÜM OLARAK HATIRLIYORLAR
Bir ağaca yaslanan üç kız çocuğu, sessizce dinliyor konuşulanları. Mamaissata Camara 10 yaşında. 4 yıl önce sünnet edilmiş. Zenab Soumar ondan 4, Fatoumata Yonie Sylla ise 3 yaş büyük. Biri 7, diğeri 4 yaşında sünnet olmuş. Kadın sünnetine karşı yürütülen projeleri biliyorlar, çalışmalardan mutlular da. Ama üzgünler. Çünkü kendileri için çok geç.
Üçüne, o günden akıllarında kalanı soruyorum. Hepsi de sözleşmiş gibi aynı sözcüğü tekrarlıyor: Ölüm! “Çok korktum. Hatırlamak istemiyorum. Haberim yoktu olacaklardan, söylemediler ki” diyor Mamassiata. Zenab ise o kadar çok korkmuş, bağırmış ki “Ağzımı ve gözlerimi bağladılar” diyor. Fatoumata’nın da haberi yokmuş sünnet olacağından. Teyzesi evden kaçırıp sünnetçi kadının evine götürmüş. “Oysa sünnetçi kadın çağrılır eve” diyor. Gine’de işgüzar kadın akrabaların, annesine haber vermeden kız kaçırıp sünnet ettirdiği gerçeğiyle sonraki günlerde de sık sık karşılaşıyoruz.
SÜNNETLİ KADINLIK ORGANINI GÖRÜYORUM
Benim için gazeteciliğin en zor anı başlıyor ve çevirmenim Meryem’den defalarca özür dileyerek sünnetli bir kadın organını merak ettiğimi, görmek istediğimi söylüyorum. Meryem oradakilere aktarıyor. En ufak yadırgamayla karşılaşmıyorum. Kadının biri koluma giriyor, bir case’dan içeri giriyoruz. İçerisi zifiri karanlık. Kepengi açıyor. Ortada tavuk ve civcivleri duruyor. Bütün gücümü toplayıp bakıyorum. Sanki klitorisi hiç olmamış gibi. Hiçbir iz yok. Kadın gülümseyerek belimden aşağısını işaret ediyor. O da sünnetsiz bir kadın nasılmış, merak ediyor...
BAŞIM DÖNÜYOR BİLİNCİM BULANIYOR YOULA’NIN KİRVESİ OLMUŞUM MEĞER
Bountou Goma, ayağa kalkıyor. Birden elindeki çakı parlıyor. Kola (saygı) adlı kırmızı ve klitorise benzeyen meyveyi çakının ucuna geçirip bir büyücü gibi mırıldanarak dans ediyor, bakışları sabitleşiyor. Sünnet şarkısı bitince iki kadın Youla’nın kollarını, iki kadın da bacaklarını tutuyor. Bountou Goma, çömelerek zıplıyor. Kola’yı çakıdan sıyırıyor ve Youla’nın gözüne doğru hamleler yapıyor.
Youla korkudan kaskatı, hiç sesi çıkmıyor. Bacaklarını ayırmak isteyen kadınlara direnemiyor. İki kumaşla gözleri ve cinsel organının üzeri kapatılıyor. Foto muhabiri arkadaşım Sebati, kızın başının arka tarafından olanları fotoğraflamaya çalışıyor.
Başım dönüyor, bilincim bulanıyor. Algılamam yavaşlıyor. Kargaşa bittiğinde, yanında oturduğum için Youla’nın sema’sı (öğretmen) yani bizdeki deyişle kirvesi ilan ediliyorum. Artık ikinci annesi sayılırmışım, evleneceği zaman benim de fikrim alınacakmış...
Sünnet sonrası, Bolonta ağacının yaprakları, kanamayı dindirmesi için yaraya basılıyor. Bir tür antiseptik olan Bolonta içme suyuna da karıştırılıyor. İki hafta boyunca içilmesi gerek. Yara ancak bu sürede iyileşiyor. Her türlü mikrobun kol gezdiği bu koşullarda şansı yaver giderse...
Sünnetçi kadınlar, sünnet başına 10 bin Gine Frangı yani 1.5 dolar ve bir horoz alıyor. Bu da Gine şartlarında çok iyi bir kazanç. Sünnet töreninin kirvelik dışında başka özellikleri de var. Mesela annesi Youla’ya yeni elbise, komşular da para ve çeşitli armağanlar verecek.
Müslüman-Hıristiyan fark etmiyor, Afrika geleneği
Neden Gine?
- Çünkü UNICEF’in araştırmasına göre şu anda dünyada 28 ülkede kız çocukları sünnet ediliyor. Sünnet oranının en fazla yapıldığı ülke Gine. Gine’deki en son araştırma, 2005’te yapıldı. Buna göre kadınların yüzde 98’i sünnet edilmiş.
Gine nüfusunun yüzde 98’i Müslüman, yüzde 2’si Hıristiyan. Sünnet edilen kadınların tümünün Müslüman olduğu sonucu mu çıkıyor?
- Hayır. Yapılan araştırmalar, sünnette dini inancın çok önemli olmadığını gösteriyor. Bu, tamamen bir Afrika geleneği. Bu oran, tesadüfi bir rakam örtüşmesi. Sünnetli kızların ailelerinde dini ayrım yok. Yani Hıristiyan, Müslüman, hepsi de sünnet oluyor. Bir köyde kız çocukları sünnet ediliyorsa hepsi sünnet ediliyor. Sosyal normlar etkili. Başkent Conakry’de bile çok ciddi oranda sünnet yapıldığını biliyoruz.
Gine devleti projeye destek veriyor mu?
- Bu projenin mali kaynağı, ABD hükümetinin fonu. ABD, o ülkeyle anlaşmadan yardım yapmıyor. Gine Sağlık ve Sosyal bakanlıklarıyla anlaşmamız var. Hükümet sünnetin yasaklanması için bir taslak hazırlamış ama yıllardır bekliyor. Kanun haline gelmesi, kendiliğinden olmayacak.
Binlerce yıllık geleneğin ortadan kalkmasına iki yılla sınırlı bu çalışma yetecek mi?
- Yüzde 10’a indireceğimize inanmıyorum tabii ki. Ama ne kadar etkili olabiliriz, ona bakmak lazım. Aktivistlerin parlamenterlere baskı yapmasını sağlamak gerekiyor. Biz de bunu oluşturmak için dini liderlerden yararlanmak istiyoruz. Martta imamlarla büyük bir toplantı yapıp destek isteyeceğiz. İki müfredatımız var: 20 hafta süren demokratik haklar ve insan hakları eğitimi ile daha sonra uygulanacak anne sağlığı müfredatı. Köylerin ileri gelenlerinden oluşan bir grup da ayrıca eğitiliyor. Proje bitince etkiyi devam ettirmek için bu grup, bir konfederasyon kuracak ve bizimle iletişimi sürdürecek.
Kadınların büyük bölümü sünnetçilik yapıyormuş...
- Bir kısmı gelenek nedeniyle yapıyor ama bir kısmı için de gelir kaynağı. Bu kadınları gelirinden mahrum edeceğiz, mesleğini elinden alacağız... O yüzden kadın sünnetçilere maddi destek vererek kadın sağlığıyla ilgili eğitimci yapmaya başladık. Ama proje bitince ne olacak, sürekliliği nasıl sağlayacağız? İşte en zor kısım da bu.
Sünnetle mücadelede en önemli dayanağınız nedir?
- Sağlık. Sünnetin kör bıçaklarla yapılması, enfeksiyon, bunun sonucunda oluşan ciddi sakatlıklar, doğum sırasındaki ölümler... Hazzı anlatmanın bir anlamı yok. Hazdan çok bir organının elinden zorla alınması bizim çıkış noktamız. Henüz reşit olmamış bireye istemi dışında zorla bir işlemin yapılması.
Bazı aileler kızlarını hastanede sünnet ettiriyormuş, öyle mi?
- Bunu yapan hastane, doktor, hemşireler var. Devlet, yerel kesicileri yasaklıyorum, sağlık merkezlerinde yapılacak, dese de karşı çıkarız. Bir ara Dünya Sağlık Örgütü doktorlara “Bu işlemin bir parçası olamazsın” dedi ama yaptırımı olmuyor. Çünkü doktor para kazanıyor.
ÜMİT PROJESİ GİNE DİREKTÖRÜ DR. ALFA MAHMOUD BARRY
Gine’de doğup büyüdüm. 2000’de dört yıllığına ABD’ye gittim. Sonra Kanada’ya. 2009’da ülkeme döndüm. Yedi çocuğun beşincisiyim. Bütün ailem gibi karım da sünnetli. Yeğenlerim çok. Onlar da sünnetli. Kardeşlerime sordum, hepsi de annemi suçluyor. Köye tatile giden yeğenlerimi kaçırıp sünnet ettiriyor çünkü. Annem bir gün TV’de sünnet-doğum problemlerini anlatan bir program seyredince “Bu insanlar delirmiş! Biz sadece kesiyoruz. Doğumla ne ilgisi var?” dedi. Derin bir kültürden geliyoruz. Annemi ikna etmek zaman alacak. Kızım olsaydı, eminim onu da kaçırıp sünnet ettirecekti. Kız yeğenlerimden biri, iki kez
sünnet edildi. 1 yaşındaydı. Ağabeyim hastaneye götürüp az kesilmesini istemişti. 7 yaşında köye gittiğinde annem sünnetine baktı, beğenmedi. Hemen sünnetçiye götürüp “gerektiği gibi” kestirdi. Eski Mısır’da sünnet edilen kadınlar güçlü kuvvetli oldukları için muhafız yapılırdı. Gine 17’nci yüzyılda Müslüman olunca sünnnet geleneği bize Mısır’dan geldi.
Neden seks istemediğimi yeni öğrendim
DEKOURU’LU MARIAMA YANSANE (38)
Ailede toplam 24 çocuk var. Kocam üç eşli. Ben ikinciyim. Sekiz doğum yaptım, yedisi yaşıyor. Köyümüzde çokeşlilik yaygın. Bu nedenle üzülmüyorum. 8 yaşında sünnet edildim. Çok korktum. Seks yapmayı hiç istemedim. Bunu, kesilen organımın sağladığını ancak proje başlayınca öğrendim. Komşularıma da anlatıyorum. Üç kızım var ve henüz sünnet olmadılar. Köyümüzde gizli sünnet yapanlar olabilir.
BU HABER NASIL YAPILDI
Afrika’nın batı ucundaki Gine’nin elektriksiz, susuz, yoksul başkenti Conakry’den Pathfinder International Vakfı’nın sünnetle mücadele projesini uyguladığı Dubreka’ya bağlı Terset Köyü’ne mesafe 100 kilometre. Ancak bozuk yollarda üç saatte varılabiliyor. Önümüzde ve arkamızdaki ciplerde bizi davet eden vakfın ABD’den gelen yöneticisi Dr. Demet Güral, vakfın Gine Sorumlusu Dr. Alfa Mahmoud Barry ve TOSTAN Vakfı yöneticisi Mohammed El-kebir Basse’ın da aralarında bulunduğu grup var. Yanımızda ise Türk Okulu La Citadelle’in Türkçe öğretmeni Mürvet Özel ile 17 yaşındaki öğrencisi Meryem Remilika Bangoura. Meryem, çok iyi Türkçe, Fransızca ve Susuca konuşuyor. Gine’de kabile mensuplarıyla görüşmemizde tercümanımız o. Babası Hıristiyan, annesi Müslüman. Futbolcu Yatara ile kuzen. Ailesinde sünnet geleneği olmadığı için şanslı. Geçen yılki Türkçe Olimpiyatları’nda gümüş madalya kazandı. Üniversiteyi İstanbul’da okumak ve diplomat olmak istiyor. Citadelle’in anaokulu, ilk, orta ve lisesinde bugün 320’si kız, 700 öğrenci öğrenim görüyor.