1,5 ay benim hayatımdan 10 yıl aldı

Güncelleme Tarihi:

1,5 ay benim hayatımdan 10 yıl aldı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2011 16:10

Haberin Devamı

Hamileliğinin 5’inci ayında hastaneye yatan ve 78 gününü hastanede geçiren Ceyda Düvenci’nin kızı Melisa doğduğunda sadece 1 kilo 900 gramdı. Prematüre doğan kızlarını uzun süre hastanede bırakmak zorunda kalan Ceyda Düvenci-Engin Akgün çifti, Melisa’nın sonunda eve gelmesini çok özel bir davetle kutladı. Acarkent’teki evlerinde verdikleri o özel davette Hello! da vardı.  

Hamileliğinizde başlayıp doğumdan sonra da devam eden o zorlu süreçten biraz bahseder misiniz? Zorluklara nasıl göğüs gerdiniz, o pozitif ruh halinizi koruyabildiniz mi?
- Hamileliğimin 20’nci haftasında servikal yetmezliğinden dolayı serkülaj ameliyatı geçirdim. Doktorum Mehmet Ergez doğuma kadar yatmam gerektiğini söyledi. 10 Aralık’tan 24 şubat’a kadar Gayrettepe Florence Nightingale’de yattım. 106 numaralı odayı evimiz gibi yaptık. Doğum katındaki Esin, Efsun ve Hicran hemşireyle dost olduk. Onlar ve arkadaşlarım sayesinde günler güzel geçti. En büyük desteğim ise beni bir gece bile yalnız bırakmayan eşim ve her gün yanıma gelen annemle babam oldu. Yoğun bakım bölümünde ayrıca Dr. Tamer Ünver, ılknur ve Kamer hemşireyi unutamayız. Cankat Klinik’ten Dr. Cihan Bey’i de es geçemem. Nöbetçi olduğu her gece bizimle birlikteydi ve enerjisiyle bize çok destek oldu.
Asıl kriz ne zaman yaşandı?
- 30’uncu haftaya kadar her şey kritikti. 30’uncu haftadan sonra doktorum ve hemşireler dahil herkes rahatladı. Çünkü artık bebeğimiz doğsa da bir tehlike söz konusu değildi. 31’inci haftada doktorumuz beni eve gönderdi. Kuzenim Zeynep’in organize ettiği “baby shower” günü akşamında suyum geldi ve apar topar hastaneye döndük. Doğumundan sonra Melisa bir süre yoğun bakımda yatmak zorunda kaldı. Bu süre inanın 78 gün hastanede yattığımdan çok daha zor geçti. Her gün kucağıma alamadan kızımı ziyaret etmek, onsuz eve dönmek, sağlığından endişelenmek ve hiçbir şey yapamadan beklemek gerçekten en zoruydu. Bu yüzden Allah bizleri evlatlarımızla sınamasın. O 1,5 ay hayatımdan 10 yıl aldı diyebilirim.

ÇOK KÜÇÜKTÜ AMA HAYATA TUTUNDU

O süreçte eşinizin psikolojisi nasıldı?
- Engin moralini hep yüksek tuttu. Ben umutsuzluğa kapıldığımda elimi sıkı sıkı tuttu, “Her şey güzel olacak, sağlıkla kızımıza kavuşacağız” dedi. Her gece hastanede yanımdaydı. Ben de tüm bu süreçte sadece eşime sığındım ve ondan güç aldım. Allah’a şükürler olsun ki atlattık her şeyi... 6 Nisan’da kızımızı evimize getirdik. O günden beri her şey çok daha iyi.
Peki bu zor günlerin ardından yüzünüzü güldüren ilk şey ne oldu? Onu ilk kucağınıza aldığınız an neler hissettiniz?
- Onu yoğun bakımda kucağıma ilk aldığımda minicikti. 1 kilo 900 gramdı ama buna rağmen çok güçlüydü. Hayata tutunmuştu. Ona baktığımda dedim ki, “Miniğim pes etmedi, ben hiç etmem”... Ona hep güç verdim ve hep gülümseyerek kucağıma aldım. Tek üzüldüğüm şey, geç emzirmeye başlamak oldu. Sütümü hep biberonla verdiler. ılk emzirdiğim gün yüreğim yerinden çıktı sanki. ışte en büyük mutluluk oydu...
Birçok kişiden “Çocuk sahibi olmak beni daha iyi yaptı” sözünü duydum. Hele de böylesine zor bir süreç sonrası bebeğini kucağına alan anne, mutlaka hayata çok farklı bakmaya başlar. Siz nasıl bir değişim yaşadınız?
- Ben zaten her zaman iyi bir insan olmaya çalışırım. Herkesi koşulsuz severim, kimseye kötülük etmemeye gayret gösterir, hayatı paylaşmayı severim. Bu yüzden Melisa’dan sonra o anlamda bir değişiklik yaşamadım. Sadece sağlığın ne kadar önemli olduğunu anladım. Bir de Melisa eve geldikten sonra önceliklerim değişti. Zamanımın kıymetini bilerek yaşamaya, şükretmeye başladım. Hayat artık bizi başka yolculuklara çıkaracak ve ne mutlu ki biz güçlü, sevgi dolu, çok iyi bir aileyiz. Nasıl ve nerede olursa olsun, artık biz hep ayakta kalırız.

EŞİMİ ÇOK SEVDİĞİM İÇİN KIZIM BABASINA BENZEDİ

Henüz Melisa çok minik ama her gören babasına benzetiyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
- Eşimi çok sevdiğim için kızım da babasına benzedi. Teni bana benziyor ama geriye kalan her şey, özellikle de gözleri tıpkı babası...
Anne-babanızla çok yakınsınız ve ailenin sizin için çok önemli olduğunu biliyoruz. Melisa’yla birlikte hayalinizdeki aile tablosu tamamlandı mı?
- Kesinlikle... Artık birbirine çok daha bağlı bir aileyiz. Dediğiniz gibi, aile benim için her şeyden önemli. Bir olmak, sık sık bir arada olmak, özel günlerde de normal zamanlarda da görüşmek benim için büyük önem taşır. Melisa sayesinde artık eskisinden daha çok bir araya gelen, çok daha bağlı bir aileyiz. Engin’in ailesi, benim ailem ve biz kocaman bir aile olduk.
Kızınıza ilk öğretmek istediğiniz şeyler neler?
- Dürüst, sevgi dolu, insan ayırmayan, özgüven sahibi, paylaşmayı bilen, kendini doğru ifade eden, saygılı ve vefalı bir insan olmasını istiyorum. Kitap okumayı severse bu da beni ayrıca mutlu eder.
Artık bir annesiniz. Kariyerinize ne şekilde devam etmeyi düşünüyorsunuz? Melisa’dan sonra kariyer planlarınızda değişiklik oldu mu?
- Hayır, olmadı. Sadece Melisa’ya tek başıma baktığım için bir süre sadece sunuculuk yapabileceğim. Ama ocak ayı gibi artık zayıflamış olur ve güzel bir projede yer alırım diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

YAŞADIKLARIMIZDAN  SONRA BİRBİRİMİZE DAHA ÇOK BAĞLANDIK

Biz üç yıllık evliyiz ama bu hastane süreci bizi ancak 20 yıllık evlilikte paylaşılabilecek güçlüklerle karşı karşıya getirdi. Buna rağmen bir gün bile birbirimizin kalbini kırmadık. Sesimiz hiç yükselmedi. Birbirimize hep destek olduk, sarıldık. ınanın zor zamanlarda eşlerin birbirine davranışı hayatın dengelerini değiştiriyor. Bu anlamda çok daha güçlendik ve bağlandık birbirimize. Aileyi doğru kurmak, anlayışla ve sevgiyle devam ettirmek şart. Biz bunu başardık. Aynı zamanda anne-baba olarak da çok paylaşımcı ve yardımcıyız birbirimize. Melisa’ya birlikte bakıyoruz. Ben dadı da istemedim çünkü hayatımızda sadece belli bir dönem yaşayabileceğimiz bu güzel duyguyu ikimiz paylaşalım istedim.

Haberin Devamı

BAL KÖPÜĞÜMLE HAYATIN TADINI ÇIKARIYORUM

Hamilelikte aldığınız kilolardan rahatsız mısınız?
- şu anda kilolu olmak umurumda değil, çünkü kızımı emziriyorum. Gözlerimdeki mutluluk zaten kilolarımı yok ediyordur diye düşünüyorum. Dediğim gibi, zaten ocak ayına kadar yavaş yavaş kilo veririm. Spora da başlayacağım. Hiç acelem yok yani...
Kızınızı taşıdığınız sleepy wrap yüzünden, sağlıksız olduğu gerekçesiyle çok eleştirildiniz. O konuda ne diyeceksiniz?
- O konuda basında çıkan ve gereksiz tepkiye yol açan haberlere gerçekten üzüldüm. Sleepy wrap asla yasaklı bir alet olmadığı gibi, prematüre bebeklerde kullanılması gereken tek taşıma ünitesi... Bunu bana sormak yerine çalakalem saldırıya geçilmesi beni üzdü. Ama sonra kendi kendime “Sen yeterince araştıran ve okuyan bir annesin. Bunun doğruluğunu kimseye kanıtlamak zorunda değilsin. Herkesin anneliği de çocuğu da tek ve özeldir. Bunun keyfini çıkar” dedi. Balköpüğümle hayatın tadını çıkarıyorum. Bence önemli olan tek şey bu...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!