Güncelleme Tarihi:
Trinidad ve Tobago bir ada ülkesi. Yerli halkı Güney Amerika kökenli Carib ve Arawak yerlileri. Kristof Kolomb’un 15’inci yüzyıl sonlarında Karayipler’e gelmesiyle Trinidad Adası önce İspanya İmparatorluğu’nun sömürgesi olmuş. Daha sonraki yıllarda Tobago Adası da İspanya’nın yanı sıra Hollanda ve Fransa’nın ilgisini çekmiş. Ancak adaları 19’uncu yüzyılın ilk yıllarında Büyük Britanya İmparatorluğu yönetmeye başlamış. 1958’de Batı Hint Adaları Federasyonu’na bağlanan Trinidad ve Tobago 1962’de bağımsızlığını ilan etmiş. Geçmişte uzun yıllar şekere dayalı olan ekonomi 1800’lü yılların ortalarında kölelerin özgürlüklerini kazanmasıyla sekteye uğramış. Hindistan’dan tarlalarda çalışacak işçiler getirtilmiş.
KISA HABERLER Trakya’nın Karadeniz kıyıları baharı karşılıyor Geyikler, Noel Baba yerindeydi kuzey ışıkları sürpriz yaptı San Francisco’nun altı renkli mahallesi
Hafta sonunda değişik bir parkur arayanlar için ideal bir adres. Hele bahar başlangıcında, ağaçlar çiçeklerini patlatmaya başladıkları, tarlalarda buğdayın yavaş yavaş yeşil uç verdiği bu günlerde yolda olmanın tadı bir başka oluyor. Kıyıköy, bir tepenin üstünde kurulmuş. Buranın eski ismi Midye. Köye Bizanslılardan kalma surların arasındaki bir kapıdan giriliyor. Yapılarda bir birliktelik, mimari kaygı yok.
Finlandiya’nın Kuzey Kutup Dairesi’ndeki en büyük yerleşimi Roviemi, Noel Baba’nın şehri olarak biliniyor. Yılın 6 ayı karlar altında, hava sıcaklığı eksi 47 dereceye kadar düşüyor. Alanya’nın kardeş şehri Rovaniemi’de 8 mevsim olduğu söyleniyor. Yazın iki ay güneş hiç batmıyor. Kışın kendisini ufukta sadece dört saat gösteriyor. Havaya bakıp saati tahmin etmek mümkün değil. Saat 9.00 gibi hava yavaş yavaş aydınlanıyor. halkı çekik gözlü, koyu tenli, Eskimoları andırıyor.
San Francisco, ABD’nin New York’tan sonra en yüksek nüfus yoğunluğuna sahip kenti. Batı sahilinin finans, kültür merkezi. 1967’de hippilerin “Aşk Yazı”nı başlattıkları kent, daha sonra eşcinsel hareketinin de önemli merkezlerinden biri oldu. San Francisco’da bugün 1968 ruhu Castro semtinde yaşıyor. Eureka Vadisi’ndeki semt eşcinsel hareketinin de merkezi.
20’nci yüzyılın başlarında bulunan petrol ve doğal gaz kaynakları ülkenin kaderinde önemli rol oynamış. Günümüzde ihracatın yüzde 80’i petrol ve yan ürünleri, geri kalanı kakao, narenciye gibi tarım ürünlerinden oluşuyor. Turizmin ekonomideki payı diğer Karayip ülkelerine oranla düşük. Trinidad ve Tobago, kişi başına düşen ulusal gelir açısından Bahamalar’dan sonra Karayipler’in en zengin ülkesi. Dünya sıralamasında 66’ıncı. Geçen yıl OECD’nin Gelişmekte Olan Ülkeler listesinden çıkarıldı. Ancak görünüşe bakılırsa ulusal zenginlik, gelir dağılımında adaletle desteklenmeyince ülkedeki suç oranını düşürmekte pek yeterli olmamış.
DANSLAR, KARNAVALLAR
Ada nüfusunun yüzde 65’i Hıristiyan, yüzde 25’i Hindu, yüzde 7’si Müslüman. Etnik ve dinsel çeşitlilik adanın kültürünü de zenginleştirmiş. Yıl boyunca festivaller birbirini izliyor. Kalipsonun yanı sıra soca, çutney, parang gibi dünya çapında tanınan müzik türlerinin doğduğu bu adalar dünya müziğine çelik davul adlı enstrümanı da kazandırmış. Adalılar, müzik kadar edebiyatta da iddialı. Nobel ödüllü romancı V.S. Naipul, Chaguanas kentinde doğmuş.
Kalipso adını Homeros’un Odissea destanında anlattığı tanrıça Kalipso’dan almış. Kalipsocular şarkıyı içinden geldiği gibi doğaçlama söylüyor ve genellikle de halkın gündemindeki konuları şakacı bir dille ele alıyor. Kadın ve erkekler bu neşeli müzik eşliğinde dans ediyor. Dansı da aynı adı taşıyor.
Katoliklerin cennet ve cehennem arasındaki bölgeye verdikleri isim burada bir dans türü. Limbo dansçılarına yerel müzik eşlik ediyor. Yere paralel konmuş sopaların altından, değmeden, düşürmeden geçiyorlar.
Ülkenin her yerinde her an bir karnavalla karşılaşabilirsiniz. Noel’le başlayan karnavallar Paskalya’nın bir hafta öncesine kadar aralıksız sürüyor. En gösterişli, renkli olanları Port of Spain’de düzenlenenler. Karnaval zamanı otel fiyatları artıyor.
TOBAGO
Kumsalları balayı çiftlerinin favorisi
Tobago Adası’nın romantik bir tatil yapmak isteyen çiftlere, özellikle de balayındaki yeni evlilere tavsiye edilmesinde plajlarının etkisi büyük. Pegion Point turistlerin en çok sevdiği yerlerden, bu yüzden de günden güne daha ticari oluyor. Back Bay, Great Courland Bay ve sadece denizden ulaşacağınız, adını büyük ihtimalle pembe renkli kumsalından alan Lovers’ Beach önereceklerim arasında.
Tobago Forest Reserve, Karayip Adaları’ndaki koruma altına alınmış, en eski orman. Hem yürüyüş yapabileceğiniz parkurlar hem de kuş gözleme alanları var. Bu doğa harikasında zaman geçirmek istiyorsanız yanınıza profesyonel bir rehber almak zorundasınız.
Kral George Kalesi’ne (Fort King George), ulaşmak için yüksekçe bir tepeye tırmanmanız gerekiyor. 1779’da İngilizler tarafından inşa edilmiş. Harika bir manzaraya sahip. Müzesinde sömürge günlerinden kalma objelerin sergileniyor.
Argyle Şelaleleri (Argyle Falls), doğa tutkunlarına önerebileceğim yerlerden biri de Argyle Nehri üzerindeki şelaleler. Hem giriş ücreti hem de rehber ücreti ödemek zorundasınız ama değer. Yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşle keşfedebileceğiniz alanda bitki ve hayvan türlerini inceleyebilir, küçük göllerinde yüzebilirsiniz.
Buccoo Kayalıkları’nı (Buccoo Reef) bir arkadaşım “denizaltında bir bahçe” diye tanımlamıştı ve haklıydı. Ahenkle dans eden balık sürüleri ve aralarında dolaştıkları mercan kayalıkları adeta bir renk cümbüşü görünüşünde. Eminim hiçbir dalgıç bundan daha güzelini hayal edemez. Yüzmek ya da dalmakla sorunu olanlar için otellerin tur düzenlediği Buccoo Reef, ünlü denizbilimci Jacques Cousteau’nun da çekim yaptığı yerler arasındaymış. Tobago’yu gezerken rotanıza küçük ve şirin bir balıkçı kasabası olan Charlotteville ile denizin altındaki kayalık ve kanyonların keyfini sürebileceğiniz St. Giles Adası’nı da almanızı öneririm.
SAFFET EMRE TONGUÇ'UN YAZISININ TAMAMINI BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ