Güncelleme Tarihi:
Dijitalleşen dünyada basılı dergi çıkarmak zor zanaattır. Hele ki kültür sanat ve edebiyat dergisi çıkaracaksanız bu biraz daha zordur. Zoru başararak Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri tarafından edebiyata yeni bir soluk kazandırma amacıyla yola çıkan, Kültür Sanat Edebiyat Dergisi “Serüven” üzerine, yaratıcıları Görkem Gözet, Metehan Şahin Karataş, Eda Yücel ve Aslı Gizem Bülbül ile sohbet ettik.
Derginin hikayesinden biraz bahsedebilir misiniz?
Görkem Gözet (Sosyoloji Bölümü-Genel Yayın Yönetmeni): Biz genç okurlar için edebiyat gerçekten önemli. Yaklaşık 5-6 yıl önce Kürk Mantolu Madonna furyası ile başlayan bir sorgulamaya giriştik. Edebiyat nedir, kültür sanat böyle mi olmalı, sorusunu sormaya başladık kendi içimizde. Buradan öğrenci arkadaşların okuyabileceği bir kültür sanat dergisi çıkarma ihtiyacı duyduk. Bu bizim için bir serüvendi. Bu serüvene başlamak istedik. Genelde bir konu seçiyoruz ve o konunun serüvenini anlatıyoruz.
Ekonomik boyutunu nasıl çözüyorsunuz?
Görkem Gözet: Derginin ilk sayısını kredi ile çıkardık. Toplam tutar asgari ücretin üzerinde. Her yeni sayı önce bir toplantı yaparız. Toplantı sonunda da ortaya bir kutu koyarız, derginin eksik kalan parası için. Arkadaşlarımız, maddi yeterlilikleri ölçüsünde destek verir.
Dergi çıkaracak arkadaşlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Metehan Şahin Karataş: Defalarca fanzin çıkarılması girişimi oldu. Ama başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun iki sebebi var. Birincisi, bir derginin genel bir çizgisi olması lazım. Bir şeyi değiştirmek, dönüştürmek ya da edebiyata ilgi duymak gerekir. İkincisi ise, alışılmışın dışında, mevcut edebiyat dergilerinden farklı olması gerekir. Bizim bir amacımız ve sürekli birbirini kollayan, eleştiren bir yapımız var.
Görkem Gözet: Öğrencinin dikkatini çekmesi çok önemli. Biz kültürü, sanatı toplumdan ayırarak dergi çıkarmıyoruz. Günümüz sorunlarını edebiyatla harmanlıyoruz, günümüz sorunlarına da değiniyoruz. Ne mutlu ki, bunu öğrenci arkadaşlarımız da benimsedi.
Öğrencilerin bakış açısı nasıl?
Görkem Gözet: Çok olumlu tepkiler alıyoruz. Sosyal medyadan ziyade kendi kampüsünden çıkan, onlar için heyecan verici bir şey. Bazı arkadaşlarımız, “Ben yazamam ama çizim yapabilirim,” ya da “Film eleştirileri yazabilirim,” diye katkı sağlayabileceğini söylüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki tüm arkadaşlarımız bizlere ulaşabilir bu konuda.
“Okuduğumuz şeylerin yazıya dökülmesi bizi ileri götürüyor.”
Dijitalleşen bir dünyada neden baskılı dergi çıkartıyorsunuz?
Aslı Gizem Bülbül (Sınıf Öğretmenliği): İnternette bir sürü kitap var ama kitap kokusunun yeri ayrı. Altını çizmenin not almanın da ayrı bir yeri var. Arkadaşlar internetten okuyor ama altını çizemiyor, saklayamıyor. Okuduğumuz şeylerin yazıya dökülmesi bizi ileri götürüyor.
Metehan Şahin Karataş: Bundan sonraki hedefimiz, dergimizi aylık olarak çıkarmaya devam etmek. İşimizi güzel ve doğru yapıyoruz. Üniversitemize şairler, yazarlar getirerek forumlar, söyleşiler düzenlemek istiyoruz. Dergiciliği biraz daha yaymayı hedefliyoruz.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Görkem Gözet: Üniversite gençliği olarak, tıpkı Attila İlhan, Nazım Hikmet gibi diğer çığır açan, edebiyatımızı ileri taşıyan şair ve yazarları da tanıtmak, Tüm Türkiye’yi kucaklayabilecek kudretteki edebiyat çınarımızı sulamaya, elimizden geldiğince devam etmek istiyoruz. Bu çınarın meyveleri olgunlaşacak ve yüzlerce edebiyatçı yetişecek. Biz sadece şairlerin, yazarların habercileriyiz.
Röportaj: Serdar Yılmaz