Güncelleme Tarihi:
Festivaller; sinemaseverlerin en büyük eğlencesi! Elbette bunların en büyüğü de geçtiğimiz günlerde 71.’si düzenlenen Cannes Film Festivali. Tüm sene merakla beklenen, birbirinden iddialı ve işinin ustası yönetmenlerin, o yıla damga vuracak filmlerinin prömiyerini yaptığı bir şölen. Biz de SineList’in bu sayısında hem Cannes tarihinden kısaca bahsetmek, hem de Altın Palmiye sahibi en iyi filmleri listelemek istedik.
FAŞİZME KARŞI
Cannes Film Festivali’nin tarihi 1938’e dayanıyor. O yıllara kadar Venedik Film Festivali, dünyanın ilk ve tek film festivaliydi. Ancak bu festival, Mussolini’nin faşist İtalya’sı ve Nazi Almanya’sının bir propaganda aracı olmaktan başka bir işe yaramıyordu. Fransızlar bu dönemde Venedik’e rakip bir festival düzenleme kararı aldılar ve sinemanın mucitlerinden Louis Lumiere’in başkanlığında 1 Eylül 1939 tarihinde ilk Cannes Film Festivali’nin başlaması planlandı. Ancak 3 Eylül’e gelindiğinde Fransa ve İngiltere’nin Almanya’ya karşı savaş ilanıyla II. Dünya Savaşı’nın ilk kıvılcımı çakıldı ve dolayısıyla bu şartlar altında festival gerçekleştirilemedi. Festivalin başlangıcı 1946 yılını buldu ve en iyi filme verilen “Büyük Ödül”, dünya barışını simgelemesi amacıyla tam 11 ülkeden 11 filme paylaştırıldı. 1955 yılına gelindiğinde bu ödül “Altın Palmiye” adını aldı ve hala bu adı korumakta.
68 RUHU
1968 yılının Mayıs ayında tüm Fransa öğrencilerin ayaklanması ve işçilerin greviyle sarsılmıştı. Üç milyondan fazla işçi greve giderek, çalıştıkları fabrikaları işgal ederek haklarının peşinden koşuyordu. 10 Mayıs’ta başlayan festivali Godard şöyle hatırlıyor: “Cannes 1968 bambaşka bir gezegen gibiydi… Fransa yanarken, şehirde kimse gazete okuyup, radyo dinlemediği için, olağan bir festival devam ediyordu.”
Sinemacılar festivali sonlandırmak gerektiğini söylüyorlardı. Michel Piccoli’nin “Konuşmayı bırakalım, eyleme geçelim” çağrısı tüm olayların fitilini ateşledi. Sinemaların önünde öğrenciler ve set işçileri toplanmaya ve gösterimleri engellemeye başladılar. O sene Altın Palmiye için yarışacak olan Milos Forman, Alain Resnais gibi ünlü yönetmenler filmlerini yarışmalardan çekti, birçok jüri üyesi de jüriden çekilme kararı aldı.
Bir film gösterimi sırasında salona baskın yapan Truffaut, Polanski, Lelouch, Malle ve Godard gibi yönetmenler beyaz perdeyi yerinden sökerek filmi durdurdu. Truffaut mikrofonu eline aldı ve seyircilere şöyle seslendi: “Burada önemli olan sinemanın devam etmesi değil, önemli olan sinemanın öğrenci ve işçilerle dayanışma göstermesidir. Bunun tek yolu projeksiyonları ve gösterimleri durdurmaktır.” Sonrasında elbette festival iptal oldu, tüm yönetmenler Paris’e dönerek barikatlarda öğrencilerle ve işçilerle beraber yerini aldı.
TÜRKİYE’NİN ÖDÜLLERİ
Ülkemiz “Altın Palmiye” gururunu iki defa yaşadı. Bunlardan ilki; 1982 yılında Yılmaz Güney ve Şerif Gören’in “Yol” filmiydi. Ülkemizin en iyi eserlerinden olan bu film o yıl Altın Palmiye’yi Yunan yönetmen Costa-Gavras’ın “Missing” filmi ile paylaştı. Usta yönetmen Costa-Gavras Altın Palmiye’yi paylaştıkları o anı yıllar sonra şöyle hatırlıyor: “Harika bir andı, tek kelimeyle harika! Pek çok insan sahnede kan çıkacak diye düşünüyordu. Oysa Yılmaz ile ben, birbirimizi tanımadığımız halde sahnede birbirimizi görür görmez, sarıldık.”
Sonrasında bu gururu ikinci kez Nuri Bilge Ceylan ile yaşadık. Cannes’da ödülleri kucaklamaya alışkın olan Ceylan, ilk ve tek Altın Palmiye’sini 2014 yılında Kış Uykusu filmi ile aldı.
EN İYİ 10 FİLM
1- Sonsuzluk ve Bir Gün (1998) - Theodoros Angelopulos
2- Yol (1982) – Yılmaz Güney & Şerif Gören
3- Viridiana (1961) – Luis Bunuel
4- Tatlı Hayat (1960) – Federico Fellini
5- Kısa Karşılaşma (1945) – David Lean
6- Piyano (1993) - Jane Campion
7- Cherbourg Şemsiyeleri (1964) - Jacques Demy
8- Cinayeti Gördüm (1966) - Michelangelo Antonioni
9- Leylekler Uçarken (1957) - Mihail Kalatozov
10- Kış Uykusu (2014) – Nuri Bilge Ceylan
Yazan: Tugay Şahin