Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz yüzyılın başlarında Kuzey Avrupa, eğitim alanında şu anda görmeye alışık olmadığımız bir uygulamaya sahipti. Duvarların ve bir çatının artık etrafını sarmadığı sınıfları tamamen dışarıya taşımış; güneşin, kuş seslerinin ve temiz havanın içini doldurabildiği bir yer haline getirmişti. Aslında esas amaç o dönem hızla yayılan Verem’le mücadele etmekti. İyi havalandırma bir zorunluluktu.
Fikir bir anda popüler hale geldi ve açık havada eğitim sağlıklı çocukların da katıldığı yeni bir düzeni getirdi. Öğrencileri olabildiğinde dışarıda, açık havada tutmayı hedefleyen sistem Charlottenburg, Almanya’da 1904 yılında “Waldeschule” yani “Orman Okul” olarak kuruldu. Ağaçlık alanın orta yerinde, güneşin tadını çıkararak ders yapan şehirli öğrencilerin bu sayede bağımsızlığını ve özgüvenini daha hızlı kazandığı savunuldu.
Orman okul fikri Avrupa’da yayıldı. 1937 yılında, kayıtlara göre yalnızca İngiltere’de 96 açık hava okulu bulunuyordu. Amerika da ilk çatısız okulunu 1908 yılında açtı. Genel olarak eğitimin uygulayıcıları işin başarısından o kadar emindi ki 1922 yılında Paris’te bu konuda ilk uluslararası kongre düzenlendi.
1970’li yıllara dek popülerliğini sürdüren açık havada eğitim sistemi 2. Dünya Savaşı’ndan kısa süre sonra antibiyotiğin gelişimi ve kapalı alanlarda sağlıklı yaşam ortamının oluşturulabilmesiyle -ne yazık ki- yavaş yavaş yok oldu.
Betondan kopabilmek, yeniden yeşile daha yakın olabilmek ümidiyle…