Güncelleme Tarihi:
Her şey üst üste geliyor mu bazen sizin hayatınızda da? Duvarlar falan yürüyor mu sanki ruhunuza ruhunuza? Aşırı bunalıp çıkacak yol bulamadığınız oluyor mu? Uzun sorgulamalarınız hatta? Oluyor değil mi? Hepimize oluyor, endişelenecek bir durum yok aslında. Odağı feraha çevirelim diyorum, ne dersiniz? Atalım üzerimizden şu rehaveti!
ESKİLERDEN BİR KURTULALIM
Dolabın köşesinde kalmış, bir zamanlar üzerinizden çıkarmadığınız ama artık hiç giymediğiniz o tişört var ya… Aslında yok o. Bırakın gitsin, özgür bırakın. Verin ihtiyacı olan birine, bir işe yarasın. Size safi ağırlık… Valla! Evinizde, çantanızda, her yerde yığınla var böyle birikip birikip ağırlık yapan tonla şey değil mi? Oluyor, ister istemez oluyor. Ya unutuyoruz, ya kıyamıyoruz. Bu burada dursun yaparım bir şey nasılsa, diyor inatla tutuyoruz. Kalabalık ediyor oysa işlevsiz, amaçsız varlığıyla hayatımızda. Ne gerek var. Hafta sonu girişin şöyle bir dip köşe evinize, odanıza… Temizleyin, azaltın. Ruhunuz aydınlanacak. Farkı yaşamadan anlatmanın imkânı yok. Resmen negatif enerji yükleri her biri. Kurtulun.
TOPRAK NASIL ÖNEMLİ ASLINDA
Çocukken daha şanslıydık. Erişmek de bu kadar zor değildi yeşile, toprağa. Sürekli bir gerginlik durumu var ya, akıp giderdi doğaya karıştıkça. Her zaman her şey yolunda gitmezdi yine ama atardık negatif enerjimizi, yeşillenirdi içimiz bir biçimde. Tamam, hadi bulduk diyelim basacak bir avuç toprak, yine de çıplak ayaklarla toprakta yürümenin mevsimi değil hiç. Yaşadığınız alanda yeşilliğe de yer açmaya ne dersiniz? Çiçek alın kendinize. İlgilenin. Gün sonu yorgunluğuna da birebir değil mi zaten? Fena fikir sayılmaz.
TEKNOLOJİ MOLASI
Her yerden sürekli bir mesaj, bildirim… Dört yanımız sarıldı, işgal altındayız. Keyfimiz de baya yerinde hatta bu durum içindeyken. Kaptırdık gidiyoruz. Bildirimler artıyor. Biz azalıyoruz. Telefon elimizden düşmüyor. Sürekli bir yerlerde bir şeyler oluyor. Her birine yetişmeye çalışırken zaman nasıl geçiyor anlamıyoruz. Okula dün başlamamış mıydık? Yıl bitiyor şimdi. Ne ara? Eskisinden çok daha hızlı geçiyor zaman çünkü sürekli bir oyalanma halindeyiz. Hiç “o an”da kalmıyor, sürekli koşturuyoruz. Haliyle sürekli yorgunuz, bitkin uyanıyoruz… Bu durumu kontrol altına almak lazım artık. Sonu pekiyi olmayacak gibi yoksa. Yeniden eski telefonlara geçelim demiyorum elbette ama bu bağımlılık haline acilen bir son vermemiz lazım. Gün içinde kendinize zaman dilimleri belirleyebilirsiniz mesela, telefonunuzdan uzak zaman geçirmek için. Ya da kurallar koyabilirsiniz. Arkadaşlarınızla, ailenizle zaman geçirirken mesela bırakın elinizden, bir kenara koyun. Sohbetin tadını çıkarın. Mis!
UZAKLAŞMAK DA FENA FİKİR DEĞİL
Sizi üzen, yoran, gereksiz meşgul eden, strese sokan her şeyden, herkesten uzaklaşmak burada bahsettiğim şey. Evimizi, odamızı güzelce topladık temizledik. Renk kattık, nefes kattık çiçeğe, yeşile yer açtık. Hazır böyle ferahlamışken bunu hemen fotoğraflayıp sosyal medyaya atmak yerine o telefonu elimizden yavaşça yere de bıraktık, anın keyfini çıkardık. Bitti mi? Hayır, bitmedi. Enerjimizi emen, bizi yoran insanlara da veda etmeli. Zaten kimse öyle vazgeçilmez falan da değil. Hele sizden önemli hiç değil! Nasıl olduğunuzu sormadan kendi dertleriyle içinizi karartan insanlar varsın olmasın hayatınızda. Hiç eksikliklerini hissetmezsiniz. Vedalaşın gitsin.
İYİ GELENİN PEŞİNDEN GİTMEK
En güzeli. En güzeli size huzur veren ne varsa onu yapmak. Evden asla çıkmak istemediğiniz bir gün, ısrar edenleri boş verin, çıkmayın evden, kendinizi dinleyin. İhmal ediyoruz kendimizle zaman geçirmeyi. Etmemeliyiz. Sevdiğiniz şeyleri yapın. Dersler, sınavlar, sinir, stres zaten yeterince yorucu. Uyuduğumuz uykudan yorgun uyanıyoruz. Kontrolü ele almak şart! Huzurlu uykulara erişene kadar yolumuz var. Emek emek başaracağız. Neyi seviyor, neyin size daha iyi geldiğine inanıyorsanız ona daha fazla zaman ayırın. Bilmiş bilmiş de konuşmak değil niyetim asla. Ben denedim, oldu. İyi geldi.Siz de deneyin, iyileşin istedim.
Yazan: Buğu Begüm Başar