Güncelleme Tarihi:
Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlediği konferansla uygulamayı öğrencilere duyuran Prof. Dr. Berker, lisans eğitimi alırken üniversitenin fırsatlarından yararlanmanın ve araştırma faaliyetlerinde bulunmanın çok önemli olduğunun altını çizdi. Öğrencilerin, kendi istekleri doğrultusunda istedikleri hocanın kapısını çalarak proje veya araştırma istemelerinin onları gelecek için daha donanımlı hale getireceğini dile getiren Prof. Dr. Berker, "Bu bir proje değil üniversite içinde hem öğrenciler hem de hocalar için bir hayat tarzı. Ben konferanslarda hocalarımızın neler yaptığını birer görselle öğrencilere anlattım. 300'e yakın öğrenci bu etkinliğe katıldı ve hocaların yanına gitmeye başladı" dedi.
"HOCALARIMIZIN KAPILARI ÖĞRENCİLERE HER ZAMAN AÇIK"
Günümüzde bir işe girebilmek için sadece lisans dersi eğitiminin yeterli olmadığını belirten Prof. Dr. Berker, "Yüz binlerce öğrencinin çözmüş olduğu bayat sınav ve ödev problemlerine kimse fazla prim vermiyor. Notların iyi olması elbette önemli ama kişinin gerçek bir hayat projesinde çalışmış olması da bekleniyor. Bir projeye başlamak, ne olduğunu tanımlamak zaten çözümün yüzde 50’si. Günümüzün üniversiteleri öğrencilere bu imkanı verebilir, ki bence vermeleri de gerekir. Bizim üniversitemizde bu imkan var, hocalarımızın kapıları her zaman açık. Öğrencinin kendi isteğiyle bir proje geliştirmesi bunu yapmak için de dördüncü sınıfı beklememesi lazım. Birinci veya ikinci sınıfta hocalarının kapılarını çalarak kendilerine bir proje verip veremeyeceklerini sormaları gerek. Eğer hocadan olumsuz cevap alırlarsa hemen diğer bir hocanın kapısını çalmaları lazım. Öğrenci bunu kendisine borçlu. Böylece gerçek hayat projesi yapmış olabilir. Bu insanı neşelendirir, heyecanlandırır ve gelecek için de bir yatırım olur" diye konuştu.
NEDEN DERS OLARAK UYGULANMIYOR?
Bu uygulamanın bir ders olarak verilmemesini "Öğrenciler için bir zorunluluk yaratmak istemedik" şeklinde açıklayan Prof. Dr. Berker, "Sadece imza atıp çıkılacak bir ders kimsenin işine gelmez. Bence önemli olan işin içeriğinden ne kadar keyif alındığı. Belli bir süre sonra belki üzerinden not verilebilir ama şu anda öyle bir şey yok. Önemli olan nelerin başarıldığı. Öğrencinin bir öğretim üyesiyle çalışması kendisi için hem tavsiye mektubu alması hem de o hocanın araştırma grubunda yer alarak yakından bu havayı soluyabilmesi açısından çok önemli" dedi.
"HER YER BAŞARILI OLAMIYOR"
Prof. Dr. Berker, "ABD'yi ele alırsak birçok üniversitede bu uygulama var ama hepsi bu konuda başarılı olamadı. Çünkü bu iş karşılıklı bir şeyler yapılması ve heyecanı gerektiriyor. Bu işi en uzun zamandır yapanların başında ABD'deki Massachusetts Institute of Technology (MIT) geliyor. Ben de burada okumuş, profesör olmuş ve okutmuş, bu kültür almış biri olarak 20 yıl önce Türkiye'ye döndüm ve her gittiğim üniversitede bu uygulamayı başlattım. Her hafta öğrencilerime kısa sınavlar yapıp üçüncü hafta sonunda sınıf birincisi, ikincisi ve üçüncüsüne benimle çalışmalarını teklif ettim. Bu öğrencilerimin çoğu şu anda Türkiye'nin veya dünyanın iyi yerlerinde öğretim görevlisi veya araştırmacı olarak çalışıyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Berker son olarak tüm öğrencilere hangi üniversitede olursa olsunlar bir araştırmanın, projenin içinde olmaları tavsiyesinde bulundu.