Güncelleme Tarihi:
Ongun Tan kendi memleketinde, üretimden kopuşu durdurmak için yola çıkmış bir girişimci. Seçtiği yolun adı: Makers Türkiye... Makers Türkiye nedir diye sorduğumuzda, "Aslında hareketin isim babası Dale Dougherty'nin de belirttiği gibi, hepimiz maker'ız. Bir şeyler üreten, yapan herkes bir maker'dır. Önemli olan üretim kültürünü benimsemek, farklı yetenekler kazanarak farklı üretim kaslarımızı devreye sokabilmek. Maker Hareketi tamamen bunu anlatmak için ortaya atılmış bir trend. Üretimden kopmuş toplumun yeniden üretmeye, yeni şeyler yapmaya, tamir etmeye, sürdürülebilir modeller uygulamaya dönmesi hareketi." diye tanımlıyor. Ongun Tan çok mühim bir meselenin peşine düşmüş anlayacağınız. Biz de onunla bu mühim meseleyi konuşmaktan büyük zevk aldık.
Maker deyince ''3 boyutlu yazıcıdan çıktı alan adam'' geliyor herkesin gözünün önüne. Bu doğru mu? Doğru değilse neden böyle bir algı oluştu?
Maker hareketini hızlandıran 2 faktör var. Birincisi bilgiye erişimin hızlanması. Bugün bir cep telefonu nasıl yapılır diye arama motoruna yazın, yemek tarifi gibi bulabilirsiniz. Ve malzemeleri alıp bir cep telefonu yapmanız birkaç günden fazla sürmez. Yani bilgiye erişim çok hızlandı ve daha sonra bu bilgiyi aksiyona geçirecek araç kitine erişim kolaylaştı. Bu da eskiden kapalı kapılar ardındaki ar-ge’lerin ürettiği ürünlerin artık toplumun içinden çıkmasını sağlıyor. 3 boyutlu yazıcılar da aslında bir ürünün dış kasasını yapabilmek, 3 boyutlu yaptığınız bir tasarımı elle tutulur hale getirmek için günlerce süren, binlerce dolara mal olan süreci saatlere ve birkaç dolara indiren devrimsel bir araç. Bu bakımdan maker hareketi için önemli. Ancak maker hareketinin araçlarından sadece birisi. Şu anda çok yeni oldukları için herkes kavrama, öğrenme ve ne olduğunu anlatma peşinde olduğundan daha seksi ve daha dikkat çekiyor.
Üniversitelerimiz ve öğrencileri üretime, yeniliğe ne kadar katılıyor?
Üniversitelerden çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Geçen sene Makers Türkiye olarak başlattığımız #AnadoluSenDeYap kapsamında birçok üniversite gezdik. 2016'da bunu daha farklı bir boyuta taşıyacağız. Yakında lanse edeceğimiz bir program ile üniversite temsilcilerimiz ile bağlantılı olarak ürün geliştirme ve hızlandırma işine giriyoruz. Böylece burada kafası karışık, nasıl bir adım sonrasına geçeceği konusunda çekince yaşayan potansiyel arkadaşlarımıza destek olabileceğiz. Hep diyorum Silikon Vadisi’ndeki insanlar bizden daha zeki diye ürün yapmıyorlar. Oradakilerin 2 şeye çok iyi erişimi var: Network/Community ve Araçlara. Maker hareketi araçlara erişimi en ucuz ve kolay hale getirdi, Makers Türkiye olarak mentorluk ve topluluk anlamında destek sağlayarak üniversitelerdeki hareketi hızlandırmak istiyoruz.
Öğrenci evinde, 3 boyutlu yazıcıdan yemek yazdırıp, yiyebileceğimiz günler ne kadar yakın?
Aslında bu şu anda da yapılıyor. Ankara'da düzenlediğimiz Maker Panayırında bir arkadaşımız (Umut Erkal) pancake basan 3 boyutlu yazıcısını getirmişti :) Hatta panayır öncesi eksiğiniz var mı diye tek tek proje gruplarına sorduğumuzda Umut bol bol yumurta stokladığını ama lazım olursa gerekebileceğini belirtmişti. Tabi bu çok basit 3 boyutlu yazıcı modeli, açık kaynak, siz de yapabilirsiniz. Yemek işinde çok daha ileri geliştirmeler yapılıyor. Bir grup 30 sene saklanabilecek toza dönüştürülmüş besin filamenti yapmaya çalışıyor. Böylece bunları, mesela Afrika'ya tüpler içinde gönderip oradaki 3 boyutlu yazıcı ile New York'taki pepperoni pizzayı yemeniz mümkün olacak. Buna biraz var ama. :)
Bugüne kadar Türkiye'de sizi en çok etkileyen icat hangisi?
Birçok proje var. Birini diğerine göre daha farklı göremiyorum üretilen her şey değerli bence. Ama sosyal sorumluluk projeleri beni daha çok etkiliyor. Örneğin Robotel. Binlerce dolarlık protez eli, 50 dolarlar seviyesinde bir maliyete indiren açık kaynak bir proje. Gelişim döneminde elini kaybetmiş çocuklara senede bir değiştirilmesi gerektiğinden, protez takmak oldukça maliyetli oluyor. Bundan dolayı çoğu çocuk eli olmadan büyümek zorunda kalıyor. Dünyada “enabling the future” diye 3 kişi ile başlayan projeye bugün 3000 kişiden fazla destek veriyor. Bu işi Türkiye'de de robotel.org adresinde organize eden arkadaşlarımız bir uygulamayı yaptılar bile. Umarım daha da yaygınlaşır.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı