Güncelleme Tarihi:
Çin’e gittiniz ve görmeden önce aklınızda canlanan bir resim mutlaka vardı orayla ilgili. Peki nasıl bir Çin canlanıyordu kafanızda, geldikten sonra fikrinizde ne gibi değişiklikler oldu?
O.K: Çin deyince; insanların kapalı bir havada, kalabalık sokaklarda gaz maskeleriyle harıl harıl koşuştuğu bir görüntü canlanırdı kafamda. Daha değişik mantalitede bir toplum görmeyi umuyordum. Mekânsal olarak da her yerde anıtların, heykellerin olduğu ve tabii bir klişe olarak; çok ilginç mutfaklı bir ülke bekliyordum. Ama Çin, kafamda canlanan Çin'e bu konularda hiç benzemiyor, daha çok kafamdaki Japonya'ya veya Güney Kore'ye benzediğini söyleyebilirim. Ayrıca mutfaklarında deniz ürünleri ve mantarın güzel kullanılması çok hoşuma gitti.
F.T: İki haftalık süre içinde tanıdığım Çin, kafamdaki Çin'den oldukça farklıydı. 1,5 milyar insanın yaşadığı kalabalık, nispeten fakir ve düzensiz bir ülke bekliyordum. Ancak ziyaret ettiğimde, gördüğüm Çin ile kafamdaki Çin arasında neredeyse hiçbir ortak nokta yoktu. Oldukça düzenli ve gelişmiş şehirlere sahip olan, zengin kültürüyle bir dünya devi ile karşılaştım.
T.Ç: Gitmeden önce önyargım yoktu diyemem. Bu yüzden Çin'i ve Çin kültürünü tanımak adına türlü araştırmalar yaptım, ilgimi çeken bir sürü konu oldu ama internette çok fazla kaynak olduğu için özellikle yemek konusunda önyargımı kırmayı başaramadım ama şimdi dönüp baktığımda gülüyorum. Çünkü orası gerçekten bambaşka, çok zengin bir kültüre dolayısıyla zengin bir mutfağa da sahip. Gidip yerinde görebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Önemli de bir teknoloji şirketi vasıtasıyla elde ettiniz bu deneyimi. Orada öğrendiğiniz teknolojilerden en çok dikkatinizi çeken hangi teknolojiler oldu?
O.K: Teknolojik konularda az çok bulut ve IoT gelişimine ilgim vardı, bu yüzden pek şaşırmadım bu konularda. Ama baz istasyonları ve telekomünikasyon teknolojileri konusunda neredeyse hiçbir fikrim yoktu, bu konularda bayağı etkilendim sunumlardan. Mesela belki de LampSite baz istasyonları teknolojik olarak o kadar da nefes kesici bir altyapıya sahip değillerdir ama konuyla yeni tanışan birisi olarak o kadar ufak bir baz istasyonu tasarımı görmek beni bayağı etkiledi.
F.T: Huawei günlük yaşamda karşılaşılan birçok probleme akılcı çözümler üretiyor. Bunların en ilginci ise şehirlerin suç problemleriyle alakalı geliştirilen güvenlik sistemi, benim kanımca. Günümüz haberleşme sistemlerinin çoğunun aynı anda etkili bir şekilde kullanılmasını gerektiren bu sistemin eksikleri olmasına rağmen böyle fikirler üretebilmek bir teknoloji şirketi ve ülke teknolojisi açısından başarıdır.
T.Ç: En çok bilgi iletişim teknolojileri konusunda 5G ile yapmış oldukları çalışmalar ilgimi çekti. Alanında uzman kişilerden böyle güncel bir konuda uygulamalı eğitim almak bu alana ait heyecanımı iyice arttırdı.
Türkiye’de nasıl bir teknolojik iklimde yaşıyoruz? Çinliler teknoloji alanında neredeler? Hayatlarında teknolojiyi kullanış şekillerindeki farklılıklar neler?
O.K: Bizim özellikle orta yaş ve sonrası insanlarımız teknolojiyle hala biraz kavgalı gibi geliyor. Olmayanlar da teknolojiyi günlük hayatı pratikleştiren bir araçtan çok onları esir eden bir şey olarak kullanıyorlar. Çin'de ise en basit örneğiyle WeChat uygulaması bence iki halkın farkını çok net gösterebiliyor. Bizim ülkemizde hala internetten alışveriş çoğu kişi için korkulacak bir şeyken Çin'de insanlar telefonlarına yükledikleri paralar ile alışveriş yapabiliyor, diledikleri yere anında bisiklet kiralayabiliyorlar. Bunun yanında Tesla gibi elektrikli arabaların kullanımının devlet tarafından teşvik edilmeye başlanılması gibi devletin de attığı birçok adım var. Kısacası Çin'de bize göre teknolojiye bayağı entegre olmuş ve hevesli bir halk var.
F.T: Türkiye'de teknolojik yaşamın herhangi bir ülkeden altta kalır yanı olduğunu sanmıyorum. Fark, teknolojinin üretimi kısmında ortaya çıkıyor. ARGE faaliyetleri oldukça masraflı ve uzun süreler gerektirebilen faaliyetler. Teknoloji üretmek bu sebeple sancılı ve pahalı bir süreç. Çin'de ise teknoloji üretimi kopyalama safhasından çıkıp özgün içerik üretebilme safhasına doğru ilerliyor. Ve bu teknolojik ürünlerin halk tarafından anında kullanıldığını görebiliyoruz. En akılda kalıcı örneklerden biri Pekin'de görmüş olduğumuz bisiklet paylaşım sistemi. Şehrin dört bir yanında konulmuş olan bisikletlerdeki kare kodu okutarak insanlar kolay ve ucuz bir şekilde şehrin her yanına ulaşımı sağlayabiliyorlar.
T.Ç: Türkiye'de teknoloji alanında üretimden ziyade tüketim odaklı olduğumuzu düşünüyorum. Bu da çoğu teknolojiyi geriden takip etmemize neden oluyor. Çin ise uyguladığı teşvik edici politikalar sayesinde üretimi destekliyor ve bu da çoğu teknolojide öncü olmalarını sağlıyor. Günlük yaşamda da her yaştan insan teknolojiyle iç içe, teknolojiyi her alanda rahat bir şekilde kullanabiliyorlar. İnsanların böyle yeniliğe açık olmasının, geliştirdikleri ürünlerin pazarı açısından gerçekten önemli bence.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı