Güncelleme Tarihi:
Öncelikle girişimci olma hikayeni dinlemek, seni tanımak isteriz. Sonuçta okunan bölümler, belki gelecekte hayali kurulan mesleklerle her zaman örtüşmüyor girişimcilikle sonuçlanan hikayeler. Senin açından süreç nasıl gelişti?
Belki çok klişe gelecek ama her şey hayatımızın akışında rahatsızlık duyduğumuz şeyleri değiştirme dürtüsü ile başlıyor. Benim için de öyle oldu. Küçüklüğümden beri etrafımdaki problemlere çözümler üretmeyi, denemeyi çok severdim. Bu isteğim ve eğilimim beni girişimciliğe yönlendirdi diyebilirim. Yönlendirme esnasında en önemli itici güç Türkiye Girişimcilik Vakfı oldu. Okunan bölümler ile hayaller eşleşirse bile, gerçeklikler ve yetenekler ters düşebiliyor. Benim en büyük hayalim ülkedeki en iyi avukat olmaktı. Bu nedenle hukuk fakültesi ve uluslararası ilişkiler bölümünü bir arada okumayı denedim ama sonra fark ettim ki ikisi de bana göre değil. Zar zor mezun oldum diyebilirim. Şimdi ise sevdiğim işi yapmanın mutluluğu ile çalışmalarıma devam ediyorum.
Hani hep bir, “Ben de dedim ki, bu neden bir iş fikrine dönüşmesin ki?” diye sonuçlanan olayı ilk keşfediş anı vardır. Glocalzone’un doğuş aşamasında senin için böyle bir an var mıydı?
Kesinlikle! Glocalzone fikrini ilk olarak ortağım Burak Sönmez’den dinlediğimde henüz iş modeli oturmamıştı ve ikimizin aklından geçen tek şey “neden olmasın?” sorusuydu. Glocalzone, ilk duyduğum andan beri üzerine düşünüp, planlar yaptığım ve nasıl sürdürülebilir hale getiririz diye odaklandığım bir fikirdi. O ilk heyecan hiç sönmüyor ve keşfediş anları yol üstünde de sürekli olarak tekrar ediyor. Ekip olarak her hafta yeni bir şeyler keşfediyoruz, öğreniyoruz ve her öğrenme anında yeni bir derinlik yakalıyoruz. Bu süregelen gelişim de bizi ve işimizi hep dinç tutuyor. Motivasyonumuzu da bu keşfediş anları ile sürdürüyoruz.
“Glocalzone çok temel olarak ülkenizde bulamadığınız ya da size uygun şartlarda bulamadığınız ürünleri gezginler aracılığı ile yurt dışından getirtmenizi sağlayan online bir platform.”
Biraz da girişiminin ana fikrinden bahsedelim. Aslında böylesi bir girişim fikrine dönüşmeden önce fiili olarak uygulanan bir yöntemdi. Sen neler kattın bu fikre, genel hatlarıyla Glocalzone nasıl çalışıyor, dinleyelim senden?
Glocalzone çok temel olarak ülkenizde bulamadığınız ya da size uygun şartlarda bulamadığınız ürünleri gezginler aracılığı ile yurt dışından getirtmenizi sağlayan online bir platform. Gezgin seyahatini gidiş-geliş tarihleri, alabileceği ürün fiyat aralıkları gibi bilgileriyle Glocalzone’a ekliyor ve alışveriş yapmak isteyenler de gezginlere sistem üzerinden mesaj atıyorlar. Ürün ve getirme fiyatları konusunda anlaşıyorlar, gezginler ürünü getirdiklerinde de alışveriş tamamlıyor. Bu fikir zaten online olmayan yollarla yapılıyordu. İnsanlar eş-dost çevresinden yurt dışına giden olduğunda ya da yurt dışında yaşayan tanıdıkları olduğunda onlardan ürün istiyorlardı. Ama onların geliş süresi çok uzun olabiliyor ve aslında ürün getiren tanıdıklar, bu taşıma sürecinden hiçbir şey kazanmıyorlardı. Bizim sistemimiz sayesinde gezginler, gezerken para kazanabiliyorlar. Siz de istediğiniz her ürüne çok daha hızlı ve kargodan çok daha ucuz fiyatlara ulaşabiliyorsunuz. Benim fikre olan şahsi katkım zaten sürekli gelişerek artıyor. Daha evvel farklı işlerde de deneyim elde ettim ama her işin dinamikleri farklı oluyor. O nedenle ben de akan dinamik yapıya sürekli katkı sağlayıp, bu akıştan da sürekli yeni şeyler öğreniyorum. En büyük şansım da harika bir ekibin içinde yer almamdır.
En çok kimler kullanıyor, en çok neler getirilip götürülüyor ve en önemlisi güven tesisi konusunda çıkan sorunları nasıl aşıyorsunuz?
Daha çok hostesler, düzenli seyahat eden gezginler, yurt dışında okuyan öğrenciler ve göçmenler kullanıyorlar. Ayrıca ihracat-ithalat yapan startuplardan da aktif olarak kullananlar var. Daha çok elektronik aletler, sporcu besinleri, makyaj malzemeleri, bebek ürünleri gibi kategorilerdeki ürünler sıklıkla talep ediliyor. Ama bunların haricinde sadece o ülkede olan özel ürünler de oldukça fazla sipariş ediliyor. Örneğin sadece Almanya’da olan bir çikolatayı, sevgilisi çok seviyor diye getirten bir kullanıcımız olmuştu. Bu zamana kadar başarılı olan hiçbir işlemde sorun yaşamadık. Şimdi yeni mobil uygulamalarımızla birlikte ödeme işlemcisini devreye sokuyoruz. Böylelikle alışveriş yapanlar için de gezginler için de karşılıklı güven ortamını daha sıkı hale getiriyoruz. Kitlemizden çok memnunuz, onlardan da bizimle ilgili olumlu şeyleri dinlemek harika oluyor.
Girişimcilik ülkede özellikle gençler arasında yükselen bir değer. Ancak elbette yollar güllük gülistanlık değil. Süreçte yaşadığın sorunlardan hareketle yola henüz çıkacaklara neler önerirsin?
Sabır bu işin kilit noktası. Yine çok klişe gibi gelebilir belki ama çok çalışmaktan başka bir şansımızın olmadığını bu işe giren herkes bilmeli. Ailenizden, sevdiklerinizden uzak kalıp, kapanıp tüm enerjinizi işinize ayırmanız gereken zamanlar oldukça fazla olacak. Son olarak, birbirimize yardım etmeyi asla bırakmamalıyız. Startupların birbirlerine katabilecekleri çok şey olduğuna inanıyorum. Hatta bunun için Ömer Erkmen’in başlattığı “Startup Kardeşliği” hareketini de araştırmalarını öneririm.
Röportaj: Erkman ÖZbıçakçı