Hakan Gence sordu, Türkiye'nin 16 genç yıldızı zirve tırmanışını bu kitapta anlattı: "Nasıl Star Oldular?"

Bugüne kadar NBA yıldızlarından önde gelen pop starlara kadar geniş bir yelpazede röportajların altında imzanız var. Peki bu kitabın odaklandığı ‘Genç Yıldızlar ‘ kategorisi fikri nereden doğdu, ‘Nasıl Star Oldular?’ın doğuş hikayesini anlatır mısınız?

Özellikle sosyal medya üzerinden, “Ben de şöhret olmak istiyorum, ne yapmalıyım”, “Beni nasıl keşfederler” sorularını çok alıyorum. Kitapta, ekranın son dönem parlayan isimleri hiçbir şeyin göründüğü kadar kolay elde edilmediğini, nasıl emekler verdiklerini anlattı. Tabii, yetenekle şansı nasıl harmanladıkları da… Hem bu mesleği yapmak isteyenlere ilham olsun, yol göstersin hem de bu oyuncuların hayranları meraklarını gidersin istedim ve bu kitap ortaya çıktı.

Kitapta genç yaşta Altın Portakal’ı kucaklayanlar da var, şöhreti ülke sınırlarını aşanlar da. Tüm bu isimleri belirlerken nelere dikkat ettiniz?

Hepsi, 20-30 yaş arasında, ekranın en parlayan isimleri. Hikâyeleri en merak edilen, en çarpıcı olan ve okuyana en çok ilham vereceklerine inandığımız isimlere yoğunlaştık. Kariyerlerinde sadece bir işle değil de, aldıkları ödüller ve yurtdışına uzanan başarılarıyla kendi kriterlerini aslında kendileri belirlediler.

Peki bu isimleri ‘star’ olarak nitelememizi sağlayan şey ne? Yaşıtları olan ve birçok başka dizide gördüğümüz genç oyunculardan onları farklı kılıp ‘starlaştıran’ bir ortak noktadan bahsetmek mümkün mü? Bu anlamda ülkemizde ‘starlık’ nedir?

Adı üstünde… Yıldızı parlayan, ışığıyla dikkat çeken, işlerinde belli bir istikrarı sağlamış oyuncu ve sanatçılardan söz ediyoruz. Kimi star’lar yeni parlamıştır, kimi yerini yıllar içinde daha sağlamlaşmıştır, kimileri de tıpkı gökyüzündeki yıldızlar gibi kayıp gidebilir. Bu kitaptaki isimlerin ortak noktası, genç yaşlarına rağmen belli bir istikrarı sağlamış olmaları. Ekranda izleyenleri yetenekleri kadar ışıklarıyla da büyülemeleri. Bir önceki soruda da dediğiniz gibi içlerinde ‘Altın Portakal’ı kucaklayan da var, Netflix’in ilk Türk dizisinde başrol olanı da. Kiminin dizisi yayınlandığı gün reyting listesinin zirvesinde, kimi Cannes film festivalinde… Bunlar da bence bu isimleri ‘star’ olarak tanımlamaya yetip artıyor.

Sizin için en şaşırtıcı hikaye kiminkiydi ve neden?

Kubilay Aka’nın hikâyesi… Bodrum havaalanında tamamen tesadüfen keşfediliyor. Şu anki menajeri yaka kartındaki isminden ona ulaşıyor. Ardından İstanbul’a geliyor ve ilk işi Halit Ergenç ve Bergüzar Korel’in başrolünde oynadıkları ‘Vatanım Sensin’ oluyor. Ardından ‘Çukur’ dizisi ve beyazperde de başrol geliyor.

Diğer taraftan dijitalleşmenin yükselişinin sosyolojik yansımaları açısından sormak isteriz, bu isimlerin star olmalarını ve bu kitapta yer almalarına sebep olan, bu çağın etkenleri var mı? Mesela sosyal medyadaki takipçi sayıları, dijital platformlardaki işlerde yer almaları vs. gibi sanat/eğlence üretim mecralarındaki dijitalleşmenin ne tür etkileri var starlık ölçütleri üzerinde?

Dijital çağın her şeyde etkisi olduğu gibi şöhrette ve işlerini geniş kitlelere iletmekte etkisi büyük. Ama bu her şey demek değil. Tanınır olmakla, ‘star’ olmak arasındaki fark burada devreye giriyor. Kısa sürede birçok sosyal medya fenomeniyle tanıştık. Hayatları milyonlarca kişi tarafından takip ediliyor, merak ediliyor. Bu isimler de haliyle ünlü oluyor. Ama nereye kadar? Ortaya koydukları bir iş olmadığı sürece onlar gidecek, yerlerine bir süre sonra başkaları geçecek. ‘Star’ olmak bambaşka bir şey. Devreye yetenek, emek ve kaliteli işleri seçmek giriyor. Hem bu kitaptaki oyuncular hem de Türkiye’deki birçok genç star, ciddi emek veriyor. Mesela Hazar Ergüçlü, en son Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Ahlat Ağacı’ filminde rol aldı. Birçok festivalde ülkemizi temsil etti. Bunun değerini sosyal medyadaki takipçi veya like sayısıyla ölçemeyiz.

Her ismin sonunda o kişiyle ilgili ‘kısa kısa’ bilgiler vermeyi tercih etmişsiniz. Bu hap bilgilerin kitapta yer almasıyla sosyal medya kültürü arasında nasıl bir bağ kurdunuz?

Sosyal medya birçok şeyi daha hızlı tüketmemize neden oldu. Ekranı kaydır, hoop yeni bir görüntü, yeni bir bilgi gelsin… Kitabın o kısmı da hızlı şekilde bilgi almak isteyenler için, kısa ve net şekilde tasarlandı.

Kitapta yer alan 16 isimden 12’si kadın. Oyuncu kadınların sektörde var olma mücadelesini tüm bu yapmış olduğunuz röportajlar bağlamında nasıl yorumlarsınız?

Kadın olmak her alanda olduğu gibi bence oyunculuk alanında da zor. Günümüzde hem ekranda hem de beyazperde kadın hikâyeleri pek anlatılmıyor. Erkeklerin baskın olduğu senaryolar yazılıyor. Kadınların oyunculuklarını, yeteneklerini göstermesi zorlaşıyor. Hikâyelerine baktığımızda hepsinin hayallerine sımsıkı tutunup pes etmeden çalıştıklarını görüyoruz.

Kitabın önsözünde, inancın, azmin, çok çalışmanın ve bir tutam da şansın bir araya geldiği bir ‘iksir'den bahsediyorsunuz. Oyuncu olma hayaliyle yanıp tutuşan üniversiteliler için eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Çalışmaktan, emek vermekten ve en önemlisi hayal kurmaktan vazgeçmemelerini söyleyebilirim. Şans önünüzde bir kapı açabilir ama kalıcı olmak için çalışmaktan başka bir yol yok. Öğrenmeye her zaman devam etmek, kaliteli işleri önemsemek, seçmeyi bilmek ve emek vermek gerekiyor. Oyunculuk zor bir arena çünkü sektöre girmek isteyen on binlerce genç var. Ve tabii, büyük bir mücadele ve rekabet... İyi bir fiziğe sahip olmak önemli olabilir ama alt yapı olmadan, hiçbir işe yaramadığını bize kanıtlayan çok örnek var.