Güncelleme Tarihi:
GZone'un kuruluş hikâyesini kısaca anlatabilir misiniz? Nasıl yola çıktınız? Nasıl bir araya geldiniz?
GZone, ortada lafı dönen ancak kendisi olmayan "Türkiye'nin ilk eşcinsel kültür ve yaşam dergisi"nin onurunu kurtarmak adına ilginç tesadüfler sonrasında ortaya çıktı aslında. Başka bir ekipten bölünerek çoğalıp işini ciddiye alan yeni bir ekiple yolumuza devam ettik. Eylül 2014'ten beri her ay yeni bir sayı yayınlıyoruz ve her gün on binlerce kişi tarafından okunan bir haber portalimiz var.
Bu aynı zamanda ciddi de bir ekip işi. Ekibi yönlendirme sürecini nasıl yönetiyorsunuz?
Ekibimizde, işinin uzmanı, yaptığı işi seven yaklaşık 30'a yakın arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızdan bir kısmı, uzmanlık ve alanlarıyla alakalı belli konuların editörü olarak görev yapıyor. Elbette mümkün olduğu kadar demokratik olmaya çalışıyoruz ancak günün sonunda herkese konu ve görev dağılımı yapıyoruz. Ekibimizdeki arkadaşlarımızdan da bu görevleri yerine getirmesini bekliyoruz. Belli bir teması olan dergi sayılarında da o temayı dergimizdeki ilgili editörlere dağıtmaya gayret ediyoruz.
GZone'da aslında herkes için ilgi çekici olacak içeriklere de yer veriyorsunuz. Size gelen tepkiler nasıl?
Amacımız elbette sadece LGBTİ içeriklerini yine LGBTİ'lere aktaran, kendi konuşan kendi dinleyen bir yayını ortaya koymak değil. Türkiye ve dünyadaki LGBTİ bireyleri ilgilendiren gelişmelerin yanında yaşam, kültür, sanat içerikleri de bizim alanımıza giriyor. İçeriklerimizi diğer magazin ve yaşam yayınlarına göre biraz daha farklı olarak işlediğimizden, illa her haberde heteroseksist tavırla haber yapmadığımızdan, bizi yadırgayanlar da oldu ancak kendi bakış açımızı gün geçtikçe daha doğru oturttuğumuzu düşünüyorum. Gelen tepkiler genelde "Bu alanda bir eksik vardı. Siz onu tamamlandınız. Okurken çok zevk alıyoruz" şeklinde oluyor.
GZone özellikle röportajları ve dosya konuları ile öne çıkıyor. Önemli isimlerle bağlantı kurmakta ve iddialı işler yapmakta başarılısınız. Bunun sırrı ne?
Yaptığımız işi "eşcinsellere yardım edin" şeklinde kuru bir duygu sömürüsü ile değil, ciddiye alarak ve imkânlar dâhilinde en kaliteli şekilde yapmak en büyük hedefimiz. Önemli isimlerin de bize bu kadar destek vermesinin sebebi bu. LGBTİ kitleyi temsil ediyoruz ve onlara ulaşan bir yayınız. Ancak LGBTİ bireyler de toplumun önemli bir kesimi olduğundan ulaştığımız isimler de bu kitleleri bizim aracılığımızla kucaklamak istiyor. Bizce de stratejik olarak doğru bir hareket ancak başta da söylediğim gibi yaptığımız işi kaliteli ve özenli şekilde yapmasak bu isimlerin hiçbiri bizimle görüşmezdi.
GZone'un önemli bir takipçi kitlesi var gördüğümüz kadarıyla. Okurla ve hedeflediğiniz kitleyle iletişiminiz nasıl?
GZone her mecrasında o mecraya uygun olarak davranış gösteriyor. Instagram'da görselliğin en iyi olmasını hedefliyoruz ve haberi ikinci plana atıyoruz. Facebook ve Twitter'ın kurallarına göre davranıp haberi yapışımızı, sunuşumuzu mümkün olduğunca kaliteli, dikkat çekici ve okunur hale getirmeye çalışıyoruz. Bu magazin haberi de olabilir, matrak bir haber de. GZone sıkıcı veya ciddi bir marka değil ancak işini ciddiye alan bir marka. Amacımız okuyucularımızı iyi hissettirmek ve eşitlik konusunda önceden pek söylenmeyen şeylerin altını çizmek.
GZone'a ücretsiz üyelikle dijital olarak ulaşılabiliyor. Yeni teknolojilerden faydalanma konusunda diğer dergilerin ve dergi çıkaracak grupların GZone'dan öğreneceği neler var?
Dijital içerik Türkiye'de hala küçümseniyor. Çoğu insan "keşke basılsanız, çok daha değerli olursunuz" diye yaklaşabiliyor. Bunun dar bakışlı bir tavır olduğunu düşünüyoruz. Bir dergi dijitalde ya da basılı, nasıl olursa olsun eğer işini ciddiye almıyorsa ve iyi içerik sunmuyorsa sunmuyordur. Basılı olması onu daha değerli hale getirmez.
Web trafikleriniz birçok yaşam portalından çok daha yüksek. Peki, markalar reklam yatırımı yapıyor mu? Yoksa bir eşcinsel mecrası olduğu için çekiniyorlar mı?
Bazı markalarda bir çekince görüyoruz. Bunu da aslında, bugüne kadar baktıkları pencereden normal karşılıyoruz ancak bu düşünce değişmeli. Bu bir ticaret ve hiçbir markanın homofobik olmak gibi bir lüksü yok. Kendini öyle konumlaması da doğru değil. Biz onların kitlelerine ulaşabilecekleri, öne çıkacakları ve markalarını yıldızlaştıracakları yeni bir mecrayız aslında. Geri dönüşümüz de pek çok mecradan çok daha yüksek çünkü bakir bir alanda iş yapıyoruz.
Siyasi bir duruşunuz yok, yine de sadece eşcinsel olduğunuz için tehdit alıyor musunuz?
Ciddi bir tehdit almadık. Siyasi olarak da LGBTİ dünyasına katkıda bulunan veya bariz olarak onun karşısında duran tüm siyasi partileri veya siyasetçiyi haber yapıyoruz. Siyasete uzak değiliz, Türkiye'deki toplumsal ve siyasi olaylara uzak değiliz ancak içerik politikamız gereği bu haberleri kendi süzgecimizden geçirip veriyoruz.
GZone'un çıkışının ardından bir yıldan fazla oldu. Bu süre nasıl geçti? Bundan sonrası için nasıl bir hayaliniz var?
Geçtiğimiz yıl bir hayli yoğun geçti. Bundan 2 sene önce bize sorulsa, hayal bile edemeyeceğimiz işler yaptık ve büyük kitlelere ulaştık. Amacımız önümüzdeki dönemde de ulaştığımız kitleyi mümkün olduğunca büyütmek.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı