Güncelleme Tarihi:
Evreka aslında hepimizin bildiği üzere Arşimet’in ünlü nidası. Sana, “Evreka” dedirten projenin ne olduğu, doğuşu ve gelişim sürecini dinlemek isteriz.
Evet, Evreka Arşimet’in suyun kaldırma kuvvetini keşfettiği anda attığı nida. Arşimet nasıl doğada zaten var olan bir olguyu keşfetmenin heyecanıyla Evreka dediyse, biz de aslında atık toplama süreçlerinin yıllardır çok verimsiz bir şekilde yönetildiğini gördüğümüzde Evreka dedik. Sonrası güzel bir ekip ve sıkı bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktı. Ne yaptığımızdan kısaca bahsetmek için öncelikle mevcut durumu anlatayım. Şu anda çöp konteynerleri o tonlarca yüklü kamyonlar tarafından her gün tek tek ziyaret ediliyor. Bunun sebebi de hangisinin dolu olduğunu bilmediğimiz için gitmemezlik edemeyişimiz. Ancak biz fark ettik ki bu ziyaretlerin yaklaşık %40’ı gereksiz yere yapılıyor ve çok verimsiz rotalar takip ediliyor. Bu problemin çözümüne odaklı 2,5 yıllık bir çalışmanın sonucunda EvrekaCore çözümümüzü ortaya çıkardık. Atık konteynerlerine (çöp kutularına) kendi geliştirdiğimiz sensörleri yerleştiriyor, konteynerlerin doluluk oranı, sıcaklık, konum gibi verilerini anlık olarak takip ediyoruz. Bu verileri yine kendi geliştirdiğimiz algoritmalarda işleyerek hangi konteynerlerin toplanması gerektiğini ve bu toplama işlemi için en verimli rotaları otomatik olarak belirliyoruz. Çıkan rotalar sürücülere verdiğimiz navigasyon panellerimiz sayesinde takip edilebiliyor ve özelleştirilmiş raporlar sunuluyor. Bu sayede atık toplama maliyetlerinde ve karbon emisyonunda %55’e varan iyileştirmeler sağlıyoruz.
Dört ODTÜ’lü ortak olarak (Umutcan Duman, Berkay Akçora, Mert Barutçu, Mehmet Pancaroğlu) 2014 Eylül’de başladığımız bu yolda 15 kişilik bir ekibe ulaştık ve Tuzla, Çankaya, Bolu, Nevşehir, Pamukova, Bartın ve İsviçre Lozan gibi yerlerde binlerce sensörümüz çalışıyor.
Çok da gençsin ve birçok genç de senin gibi, fikirleriyle girişimcilik basamaklarını tırmanmaya çalışıyor. Seni bir adım öne çıkarıp projeni parlatan şey neydi sence?
Teşekkür ediyorum. Bence bu süreçte hızlı ve başarılı bir şekilde ilerlememizin birçok faktörü var. Ama bizim için en önemli 3 noktayı paylaşayım. Öncelikle her zaman hepimizin söylediği gibi çok iyi ve birbirini tamamlayan ortaklarımız. 4ümüz de işin farklı uçlarından çok sıkı tutuyoruz ve birbirimize son derece güvenerek, destek olarak çalışıyoruz bu olmazsa olmaz ve en önemli faktör bence. İkincisi ekip içerisinde de çok sohbeti geçiyor “işi oldurma” yaklaşımımız. Evreka ekibinde (biz EvrekaCrew diyoruz) bir işin nasıl olacağı, konuşulur, neden olmayacağı, olamayacağı konuşulmaz hiç. Bu yaklaşımımız 2,5 yıl boyunca karşımıza çıkan irili ufaklı problemlerin üstesinden gelmemizi sağladı diyebilirim. Üçüncü en önemli konu ise Girişimcilik Vakfı’nın tüm desteğini sürekli yanımızda hissetmek oldu. Doğru kişilerle tanışmaktan, global girişimcilik çehresini örnek alabilmemiz için katıldığımız etkinliklere birçok noktada sürekli bizi desteklediler sağ olsunlar. Tüm bunların yanında bir de sabırla, zaman geçtikte daha da motive olarak çalışmak gerekiyor, çok sevdiğim bir söz var “no pain no gain”.
Tek başına ilerlemek de zor bu kadar gençken. Ailen, hocaların ya da arkadaşların… Bu projenin gelişiminde yardımı olan bir ekip var mıydı aklında ve bu idari organizasyon nasıl şekillendi?
Aslında hiç tek başıma yürümedim ben, dört kişiyle başlayan ancak onlarca kişiyle devam eden bir yolculuk bu. İşe başlarken bu işe inananlar bizler ve ailelerimizdi ve yakın arkadaşlarımızdı belki, çok zor bir işe kalkışıyorduk. Hem belediyelerle çalışmak nedir bilmiyoruz hem yazılım var hem donanım var vs. Ancak zaman içerisinde bu hayalimize nasıl tutkuyla sarıldığımızı gören kişiler hayalimize ve bize inanmaya, destek olmaya başladılar. Ne mutlu bize ki, iyi zamanlarda da kötü zamanlarda da yanımızda olan sevdiklerimiz hep oldu.
Elbette bir de önerilerini alalım. Girişimciliğe meraklı üniversitelilere neler önerirsin?
Bu da hep en keyiflisi olur soruların sanki. Girişimciliğe meraklı olanların atmasında fayda olan birkaç adım var. Birincisi bir fırsat yaratıp bir girişimde staj yapın, ücretli / ücretsiz çalışın. Burada kazanacağınız tecrübe ve bakış açısı ufkunuzu genişletecek ve size “ben girişimci olabilir miyim, olmalı mıyım” sorularına cevap bulma fırsatı verecektir. İkincisi bu konudaki blogları takip edin, kitapları okuyun. Temeli sağlam olan girişimcilerin çok daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Son olarak da “hazır olma”yı beklemeyin diyorum, yeterince hazır hissedene kadar çok geç oluyor. Atlayın uçurumdan, aşağı inene kadar bir şekilde paraşütü açarsınız.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı