Güncelleme Tarihi:
San Francisco‘da yer alan Viktorya tarzı bir ev… İsmi Chateau Ubuntu. Bu güzel “şato”, bile isteye bir araya gelip yaşamaya başlamış 38 muhteşem insana ev sahipliği yapıyor. Muhteşemler, çünkü farklı kişisel geçmişlere sahip olmalarına rağmen hep beraber paylaşıma, sevgiye, müziğe dayanan bir yaşam inşa etmişler.
“Biz, farklı toplumsal kesimlerden gelen; paylaşıma ve ortak değerlere dayanan bir hayata inanmış insanların oluşturduğu bir topluluğuz. Yemeğe ve müzikal toplanmalara ev sahipliği yapıyor; uçsuz bucaksız ve güzel Körfez Bölgesi’ni ve ötesini keşfediyor; her türlü toplumsal projede beraber çalışıyoruz.”Onlar web sitelerinde kendilerini böyle tanımlıyorlar. 10 odalı bu koca evde kendi yaptıkları yemekleri yiyor, konserler veriyor, yoga yapıyor ve hatta Pictionary oynayarak eğleniyorlar. En sevilen grup aktivitesi ise sarılmak! Hatta ev ahalisinin her hafta tahminen 1,330 defa sarıldığı söyleniyor.
Topluluğun web sitesinde “şato”ya ismini veren “Ubuntu” kelimesine dair şunlar yazılmış:
“Afrika kökenli ‘Ubuntu’ kelimesi, insan olmanın tam olarak ne anlama geldiğini tanımlıyor. İnsanlığımızı, başkalarının varlığını kabul ederek doğruluyoruz. Ubuntu’ya göre hepimizin arasında ortak bir bağ var ve bu bağ yoluyla, yakınımdaki diğer insanlarla kurduğumuz bu etkileşim yoluyla kendi insani özelliklerimizi keşfediyoruz.”
Chateau Ubuntu‘ya katılan herkesin sürdürülebilirlik, katılımcılık, şükran duyma gibi değerlere vurgu yapılan bir pakt üzerinde hemfikir olması gerekiyor. Özellikle şükran duyma, minnettar olma topluluğun en değer verdiği konu. Bunun insanı mutluluğa ve aşka yönlendireceğini söylüyorlar. Mutluluk ve aşk Chateau Ubuntu hareketinin temelini oluşturuyor. Şimdilerde yeni bir ev arkadaşını daha aralarına almak istediklerini açıklayan topluluğa “N’olur beni alın n’olur n’oluuuğr!”dememek mümkün mü?
Kaynak: nolm.us