Güncelleme Tarihi:
İTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Altan Çakır, başta Higgs Bozonu olmak üzere atom altı çalışmalarla evrenin oluşumu üzerine deneylerin yapıldığı devasa yeraltı laboratuvarı CERN’ün araştırmacı kadrosunda, aynı bölümdeki meslektaşı Doç. Dr. Kerem Cankoçak ile birlikte yer alarak İTÜ’nün“asırlardır öncü” özelliğini bir kez daha gösteriyor.
CERN’de “CMS dedektörünün geliştirilmesi ve CMS deneyinde standart model ötesi yeni fizik” araştırmalarında kullanılan veri çözümleme teknikleri çerçevesinde, yapay sinir ağları ve derin öğrenim metotları aracılığı ile Büyük Veri (Big Data) çalışmaları üzerine çalışan İTÜ CMS Grubu üyesi Doç. Dr. Altan Çakır, projenin önemini anlatırken CERN’ü çok sayıda farklı bölüme ev sahipliği yapan büyük bir üniversiteye benzetiyor. Burada üniversitemizin yer aldığı çalışma olan CMS (Compact Muon Selenoid) deneyinin ise birbirine yaklaştırılan iki mıknatısın itici gücüyle oluşan manyetik alanlar üzerine yoğunlaştığını belirtiyor. Bu deneyden gelen veri akışının büyüklüğü karşısında kullanılan yöntemlerin, günümüzde “Büyük Veri” çalışmalarında etkin olarak kullanıldığını belirtiyor.
Üniversitemizin CERN resmî üyeliğinin yanında, CMS deneyinde “şemsiye üniversite” görevi de üstlenmesi nedeniyle, farklı bölümlerimizde eğitim gören öğrencilerimiz buradaki araştırmalara doğrudan katılabiliyor. Bu noktada öğrencilerimiz, kendi okullarında görev yapan ve daha yakın, doğrudan iletişim kurabildikleri İTÜ CMS Grubu ile çok daha kısa sürede ve rahatça CERN’ün yolunu tutabiliyor.Buna ek olarak, CERN’ün resmî üyesi olmayan üniversitelerde öğrenim görüp deneylere katılmak isteyen öğrenciler de önce grubumuza başvuruyor ve ardından -yeterli donanıma sahip olması durumunda- adaya danışmanlık yoluyla destek veriliyor.
CERN’e giden yol İTÜ’den geçiyor
Keskin bir rekabetin yaşandığı CERN’de ayakta kalabilmek de en az oradaki deneylere katılmak kadar zor. Fakat olası uyum sorunlarını henüz ilk adımdan azaltmak adına, aday öğrenciler önce 6 ay boyunca Doç. Dr. Altan Çakır’ın yanında çalışıyor. Bu önemli dönemeçte CERN’deki çalışma mekanizmalarına hazırlanan aday, Çakır’ın beraberinde İsviçre’ye gidiyor. Böylece üniversiteden CERN’e uzanan yolculuk, son derece sistemli bir şekilde başlayıp devam ediyor. Doç. Dr. Altan Çakır da bu noktada; CERN’deki deneylere daha hazır, bu yönde gerekli düşünsel altyapıyı tamamlamış adayların süreçte bir adım öne geçtiğini, donanımlı bir öğrencinin parçacık bilgisi öğrendikten sonra CERN’de rahatlıkla görev alabileceğinin altını çiziyor.
Adaylar; İTÜ CMS Grubu’nun tavsiyesiyle İTÜ Rektörlüğü’nden veya CERN Yaz Okulu’ndan, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan (TAEK) ya da TÜBİTAK’tan burs alarak CERN’e başvurabiliyor.
Dahası öğrenciler, CERN’deki üç aylık yaz okulunda ABD, Almanya, Fransa gibi bilim dünyasında ön plana çıkan ülkelerin saygın kuruluşlarından gelen eğitmenlerden ders alarak müthiş bir deneyim ediniyor.
CMS’in CERN’deki önemi nedir?
Devasa bir araştırma merkezi olan CERN’de yürütülen deneylerden biri olan CMS’te, tam 38 ülkeden gelen araştırmacılar buluşuyor. Toplam 178 üniversite ekibinin çalıştığı bu büyük merkezin ana felsefesi "evrenin sırlarının anlaşılması için gerekli deneysel altyapının hazırlanması, bilimsel ve inovatif çalışmalar" olarak öne çıkıyor. Ayrıca CMS, CERN’ün 27 kilometrelik deney tüneli içinde her biri fiziğin temel sorularını ele alan dört deney bölgesinden biri olmasının yanında, ATLAS deneyi ile birlikte CERN’de, arasında fiziğin en derin problemlerini inceleyen çok amaçlı iki deneyden biri olarak karşımıza çıkıyor.
CERN’de hangi bölümden öğrenciler görev alabiliyor?
CERN’ün sadece fizik mühendislerine değil, her alandan gelecek öğrencilere kapısının açık olduğundan bahseden Doç. Dr. Altan Çakır, bu durumu şöyle ifade ediyor: “Elektrik - elektronik mühendisi, yazılım mühendisi, bilgisayar mühendisi, malzeme mühendisi, makine mühendisi, hatta kimya ve metalurji mühendisleri ve daha pek çok değişik alandan öğrenci bizimle birlikte çalışabilir. Örneğin deney alanlarında kullanılan soğutma sistemleri için makina mühendisliği öğrencileri, dedektör ve yazılım geliştirilmesi konularında bilgisayar ve elektrik-elektronik mühendisleri, dedektörde kullanılan çeşitli alaşım ve özel malzemeler (demir vb.) için malzeme veya kimya-metalurji mühendisleri ekiplere katkıda bulunabilir. İşin bu tarafı oldukça önemlidir ve CERN’ün disiplinler arası niteliği açısından en önemli örneklerden biridir. İTÜ, bünyesindeki birçok mühendislik dalıyla bu ekipte yer alabilecek potansiyelde sayısız öğrenciye sahip.” diyor.
Üniversitemizin CERN resmî üyesi olmasıyla birlikte her başarılı İTÜ’lünün burada çalışma olanağına kavuştuğundan söz eden Çakır, CERN’deki çalışmaları takip edebilecek yeterlikteki her İTÜ öğrencisinin deneylerde kendine göre bir rol üstlenebileceğini özellikle vurguluyor. Ayrıca merkezin kendi içinde esnek bir yapıya sahip olduğuna, çalışmalarda kendini kanıtlayan her araştırmacının CERN içinde farklı birimlere geçiş yapabileceğine, Türkiye’nin 2015 yılında gerçekleşen ortak üyeliğiyle birlikte adayların bu önemli merkezde daimi olarak çalışma fırsatı yakalayabileceğine de dikkat çekiyor.