Güncelleme Tarihi:
Takipçilerinin Türkiye’deki The School of Life’dan (Hayat Okulu) da tanıyacağı günümüz filozoflarından Alain de Botton aşk üzerine çokça ve kapsamlı bir şekilde yazan yazarlardan. Yazarın Ahu Antmen tarafından Türkçe’ye çevrilen ve Sel Yayınları tarafından yayınlanan ‘Aşk Üzerine’ adlı kitabı ilişkiler için başucu kitabı olacak bir eser. "Aslında aşkta aradığımızın mutluluk olduğuna inanıyoruz, oysa asıl aradığımız şey yakınlık ve samimiyet" diyen yazar, kitabında insan kalbinin kırılganlıklarını ve ilişkileri belirleyen psikolojik paradoksları ele alıyor. İlişkilerin çocukluğumuzda yaşadığımız şefkat ve duyarlılık gibi tecrübelerin yeniden yaratılması ile ilintili olduğunu belirten de Botton, ancak madalyonun diğer yüzünde birtakım yıkıcı arzu ve tecrübelerin de yatabileceği uyarısında bulunuyor. Dillere pelesenk olmuş, ‘sen daha iyisini hak ediyorsun’ söyleminin de doğruluğunu irdeleyen yazar, neden bazen ilişkilerde güvenlik ve yakınlık gibi faktörler yerine macera ve heyecan aradığımızı da açıklamaya çalışıyor.
İlişkilerimizde mutluluğu aradığımızı iddia etmemize rağmen neden bu kadar mutsuzuz peki? Aradığımız o ‘ideal aşık’ profilinde kendi psikolojik eksikliklerimizi düzeltmeyi amaçladığımız için olabilir mi? Bu da çocukluğumuzdan beri içinde yaşadığımız aile ve toplumun ‘aşk anlayışı’ ile ilintili olmasın sakın… Aynı zamanda bizim için aslında birçok açıdan uygun olan, ancak bir türlü ‘ideal aşık’ statüsüne yükseltemediğimiz kişileri reddetmemiz ya da hayatımızdan uzak tutmamız da yine kendi psikolojimiz ve hayat tecrübemiz ile ilintili durumda. Aşkta uyumdan ziyade görünüş, mantıktan ziyade içgüdüler, seçimden ziyade sürüklenme baskın olduğunda; aradığımız her ne olursa olsun, ‘doğru aşk’ı bulmamız pek kolay olmuyor maalesef. Hayatımızı açacağımız kişiyi ‘doğru’ ya da ‘yanlış’ diye sınıflandırmaktansa belki de öncesinde kendimizi ‘doğru’ tanımamız daha etkili olacaktır.
Ne dersiniz, aşkta ne arıyoruz? Cevap vermesi kolay bir soru değil…
Yazan: Soner Sezer