Güncelleme Tarihi:
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Çizgi Film Ana Bilim Dalı’ndan mezun oldunuz. O dönemler bu bölümü okumaya nasıl karar vermiştiniz?
Çizime karşı aşırı bir sevgim olduğu için Güzel Sanatlarla ilgili bir bölümde okumak istiyordum. O zamanlar daha çok Grafik bölümü üzerinde düşünüyordum ancak ateşli hasta olduğumdan dolayı Eskişehir’deki Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeki yetenek sınavına beni kayıt ettirmeye babam gitti ve animasyon (çizgi film) diye yeni bir bölüm açıldığını ve bu bölümün sınavına beni kayıt ettirdiğini söyledi. Ben çizgi film izlemesini çocukluğumdan beri çok sevdiğimden dolayı, babamın bu kararına çok sevinmiştim. Animasyon ile ilgili yolculuğumu babama borçluyum diyebilirim.
Mezun olduktan sonra yaklaşık dört yıl boyunca eğitmenlik süreciniz oldu. O sırada Amerika’da, Savannah College of Art and Design okulundan burs aldınız. Bu süreç nasıl gelişti? Her şeyi bırakıp yeniden öğrenciliğe dönme kararını verirken hiç tereddüt etmediniz mi?
Öğrenmek; bilhassa sanat ve teknoloji ile ilgili bir mesleğiniz varsa, sürekli öğrenmek ve kendinizi geliştirmek ve yenilikleri takip etmek zorundasınız. Aksi takdirde ne öğretirken ne de piyasada çalışırken etkili olabilirsiniz. Ben klasik animasyon üzerine bir eğitim aldım. O zamanlar, üç boyutlu animasyon alanında bir gelişme oldu ve bu animasyon tarzını öğrenmenin en iyi yolunun yurtdışına gitmek ile doğru orantılı olduğuna karar verdim. Avrupa, Amerika ve Kanada’da MFA öğrenimi veren okullardan kataloglar isteyip inceledim ve burs veren okulları bir kenara ayırdım. Bu süreç iki yıl sürdü. Savannah College Art and Design okuluna karar verdim ve üç dört ay boyunca animasyon ve çizimlerden oluşan bir portfolyo hazırladım. Sonunda hem kabul hem de Amerika'daki bu okuldan burs kazandım. Böylece Amerika yolculuğum başladı.
Pixar, Disney, Marvel gibi çok önemli markaların video oyunlarında çalıştınız. Böyle markalarla çalışmayı hedefliyor muydunuz? Böyle markalarla çalışmak size ne gibi deneyimler kazandırdı?
Benim hedeflediğim, 3D animasyonu öğrenmek ve Amerika'daki animasyon öğrenimini tecrübe etmekti ve öğrendiklerimle üretmekti. Büyük firmalar ile çalışmak benim hedefim değildi. Ancak, bu tip firmalar ile çalışınca, proje toplantılarında bu şirketlerdeki yetkililerle toplantılarınız olur. Bu sayede birçok bilinen, büyük şirketi görmüş oldum. Bu şirketlerde çalışan insanları tanımış ve birlikte, bir takım olarak neler yapılabileceğini, agresif teslimat zamanlarında hızlı ve etkili nasıl karar verilmesi gerektiğini anladım. Bunun yanında, kararlaştırılmış karakterlerin, filmdeki gibi hareket etmeleri ve animasyonların belirli bir kalitenin üzerinde yapmayı ve eleştirilere açık olmayı öğrendim.
“Benim İnsanlarım-Zarflar ve Umutlar” sergisi sizin ilk serginiz. Bu projeye nasıl başladınız? Projenin adına nasıl karar verdiniz ve bu serginin ana teması nedir?
Galeri Diani ile açmış olduğum sergi ikinci sergim. Bana galerinin fotoğrafları ve videoları gönderildi, ben de bu sayede galerideki hangi duvara hangi ismi asacağıma karar verdim. Bütün çizim ve ürettiklerimi My People, Benim İnsanlarım adı altında topladım. Bütününe baktığınızda, bir gurup uyumsuzun bir araya gelip bir ahenkli topluluğu oluşturduğunu hissedersiniz. Her biri bir diğerinden şekil, ağırlık, çizgi ve bazen de renk olarak farklıdır ve benim karakterlerimi izlerken ne bekleyeceğinizi pek bilemezsiniz. Labirent gibidir. Ya içinden çıkıp başka bir yenisine gidersiniz ya da içinde kalıp vakit geçirirsiniz. Önemli olan ve istenilen, nereden başlayıp nereye gittiği değil, bu süreç içerisindeki deneyim ve yolculukların bende bıraktıklarıdır. Bu sergide gördüğünüz bütün resimler bitmemiştir ancak izleyiciyle birlikte yolculuğa çıkabilecek hale getirilmiştir. Ve bu bitmemişlik, izleyicinin kendi düşünceleri ve hissettikleri ile birleştiğinde tamamlanır. Bazen mağara resimleri gibi gelir, bazen bilinmeyen ve bitmemesi kararlaştırılmış bir alfabe gibidir.
Sizce başarılı olmanın, mesleğinde yükselmenin püf noktası nedir? Mezun olacak ve yeni bir hayata atılacak olan öğrencilere neler tavsiye edersiniz?
Sevdikleri meslekte çok araştırma yapıp, o meslekte çok başarılı olan insanlardan oluşan bir çevrede olmalarını ve kendilerini sürekli geliştirmelerini, sadece endüstride yüksek kazançlı ama gelişemeyecekler işlerde değil, kaliteli ve yaratıcı projelerde çalışmalarını tavsiye ederim. İşin sanatsal ve teknolojik yönünü ne şekilde birleştirebileceklerini düşünmelerini öneririm. Festivaller, müze ve sergilere gitmeleri yeni bakış açıları kazanmaları da çok önemli.