Kalp sekeri sevmiyor

Diyabet ve koroner kalp hastalığı genelde kırklı yaşlardan sonra görülen, 50-70 yaş aralığında ise zirve yapan sağlık sorunlarıdır.

Haberin Devamı

Bu ikilinin farklı hastalıklar olsalar da aynı madalyonun iki yüzü gibi çalıştıkları anlaşılıyor. Hatta bazı uzmanlar şeker hastalığını koroner kalp hastalığının eşdeğeri kabul ediyor. Nedeni şu...

Şeker hastalarında kalp damar hastalığına yakalanma ihtimali çok yüksek. Bu olasılık sağlıklı kişilere göre neredeyse üç beş kat daha fazla. Dahası bir şeker hastasının kalp damar hastalığına yakalanması için ille de kan şekerinin çok yüksek olması ya da diyabet teşhisinin üzerinden uzun bir süre geçmesi gerekmiyor.
Şeker hastalığının daha farkına varılmadığı dönemlerde bile, yani daha sorun gizli şeker -prediyabet- aşamasındayken bile kalp damarlarında sertleşip kalınlaşmalar, plak oluşumları başlıyor, daralıp tıkanma süreçleri daha ilk günlerde kendini gösteriyor. Tabii ki hastalık ilerledikçe ve şeker ayarı bozuk seyir ettikçe bu ihtimal daha bir yükseliyor.

Ayrıca diyabetlilerde en çok da sol ana koroner arter yani kalbin en önemli damarı en çok hasarı görüyor. İşin kötüsü kalp krizleri diyabetlilerde ağrısız da seyredebildiğinden hastalar krizin farkına varamayabiliyor. Bir kötü haber daha: Diyabetlilerde koroner kalp hastalığına bağlı kalp krizleri daha ağır seyredip ölümcül sonuçlanabiliyor. Kısacası diyabet-koroner kalp hastalığı ilişkisi her açıdan tatsızlıklarla dolu...
Bu iki hastalığın birlikteliğinin enteresan bir yanı da şu: Her iki hastalık da yaşlılıkla ilişkili sağlık sorunlarının başında geliyor. Yaşınız artıp ömrünüz uzadıkça bu ikiliye yakalanma ihtimaliniz artıyor. Dolayısıyla yaşlanan insanlarda diyabetin de, koroner kalp hastalığının da daha sık ve daha çok birlikte görülmesi aslında bir tesadüf değil. Toplumumuz yaşlandıkça, ortalama yaşımız uzadıkça bu ikiliyle maalesef daha sık karşılaşacağız gibi görünüyor.

NE YAPMALI

Şeker hastalığı olan biriyseniz kalp damar hastalıklarından herhangi birine yakalanma ihtimalinizin başkalarından daha yüksek olduğunu unutmayınız. Bu ihtimali azaltmak ve şansınızı zorlamak istemiyorsanız kan şekeri kontrolünüzü daha sıkı sürdürmeye, kolesterol değerlerinizi daha ciddi takip etmeye, önemli bir başka risk faktörü sayılan kan basıncınızı dikkatle izlemeye çalışınız.
Sigara içiyorsanız hemen bırakınız. Şişmansanız ya da kilo fazlalığı probleminiz varsa ideal kilo aralığına inmeye çalışınız, düzenli fiziksel egzersiz yapmayı alışkanlık haline getiriniz.
Sağlık kontrollerinizi daha düzenli yaptırmayı şeker ayarınızı dikkatle izlemeyi ve eğer doktorunuz önermişse tansiyon, şeker, kolesterol ilaçlarınızı daha dikkatli kullanmayı alışkanlık haline getiriniz.

NOT ALIN

Haberin Devamı

Eğer şeker hastasıysanız

Haberin Devamı

Açlık kan şekerinizi 180, ikinci saat tokluk kan şekerinizi 135 mg.’ın altında tutmaya gayret edin. Hemoglobin A1c değerlerinizin yüzde 6,5 ve altında olmasına gayret edin. 
Kan basıncınızı dikkatle izleyin. Sistolik kan basıncınızın 130, diasistolik kan basıncınızın 80 mm/hg üzerine çıkmasına izin vermeyin.
Total kolesterol değerlerinizi 180’den, LDL kolesterolünüzü 100’den, trigliserid seviyelerinizi 150’den düşük, HDL kolesterolünüzü ise 40’dan yüksek tutmaya gayret edin.
Göbek çevrenizi erkekseniz 100 –ideali 94-, kadınsanız 88 –ideali 80- cm.’in altına indirmeye çalışın. Her gün düzenli olarak 30-45 dakika egzersiz yapın. 
Sigara içmeyin. 
Uykunuza, stres yönetiminize, depresyon eğiliminize dikkat edin.

Haberin Devamı


KÖTÜ HABER

Meme kanserine yakalanma yaşı düşüyor

İngiltere’den gelen bir açıklamaya göre her beş meme kanseri tanısı alan kadından birinin 50 yaşın altında olduğudur. İyi tarafı, tanı ve tedavi yöntemlerindeki gelişmelerin ölüm oranlarını hayli düşürmekte oluşudur.
JAMA adlı prestijli dergide de giderek daha çok sayıda genç Amerikalı kadının meme kanserine yakalandığı bildiriliyor. Üstelik de bunların çoğu kanserin daha ileri safhalarında oluyor.
Uzmanlar neden meme kanserinin gençlerde daha sık görülmeye başlandığını net olarak açıklamakta güçlük çekiyorlar.
Daha geç yaşta ve daha az sayıda çocuk sahibi olmak hormonal açıdan olayı tetikleyebilir mi? Kadınlar arasında alkol tüketimindeki artış kanseri davet edebilir mi? Doğum kontrol hapları ne yapıyor?
Genç kadınların meme kanserinin medikal tedavisinin ağır yükleri taşımanın ve daha yüksek ölüm oranı ile mücadele etmenin yanı sıra psikolojik olarak da çok zorlandıkları bir gerçektir. Doğum, cinsel yaşam, kozmetik sorunlar daha ön plana çıkmaktadır.

Yazarın Tüm Yazıları