'Kaçmak için gelmedik'

Güncelleme Tarihi:

Kaçmak için gelmedik
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2005 15:16

Milli Takımlar Başsorumlusu Fatih Terim, Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı ile birlikte düzenlediği basın toplantısında medyaya yüklendi. Terim, "Benim 100 metreden çekilmiş fotoğrafımın altını istediğiniz gibi doldurma hakkını size kim veriyor" dedi. İstifayı düşünüp düşünmediklerinin sorulması üzerine Bıçakcı, "Kaçmak için gelmedik" yanıtını verirken, Terim, "İstifa şerefli bir müessesedir; zamanında, yerinde doğru olursa" yanıtını verdi.

Haberin Devamı

 
BIÇAKCI: BAŞARILI GEÇTİ

Bıçakçı ve Terim, Ataköy'deki Olimpiyatevi'nde düzenledikleri ve 1,5 saate yakın süren basın toplantısında, Zürih'deki gelişmeleri aktardıktan sonra basın mensuplarının gündemle ilgili sorularını yanıtladı. Kadıköy'de oynanan olaylı Türkiye-İsviçre maçıyla ilgili olarak FIFA'nın merkezinde yapılan soruşturmayla ilgili olarak bilgi veren Levent Bıçakcı, kaynaklık edecek kişilerin dinlendiğini söyledi ve prosedüre ilişkin bilgi verdi. Soruşturmanın, Türkiye açısından genelde başarılı geçtiğini belirten Bıçakcı, Türkiye'den Emre Belözoğlu, Alpay Özalan ve Mehmet Özdilek dışında hiç kimse hakkında disiplin soruşturmasının yapılmadığını açıkladı. Şu anda cezanın niteliğini konuşmanın erken olduğunu belirten Bıçakcı, "Bizim federasyon olarak sadece sahaya atılan cisimler, anonslar ve tüneldeki hadiseyle ilgili sorumluluğumuz var" dedi. 
 
'ONURSUZ BİR İŞ YAPMADIK' 
 
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Türkiye-İsviçre milli maçı sonrası yaşananlarla ilgili olarak, yetkililer henüz raporlarını sunmadan, ülke içinde infaz edildiklerini savunarak, “Keşke bazı şeylere mani olabilme imkanımız olsa. Ülke insanı olarak onursuz bir iş yapmadığımızı söylüyorum. Davut Dişli'den başlayarak benden devam ederek, oyunculardan en küçük merciimize kadar biz, ülkemiz adına ay yıldız adına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık ve onursuz hiçbir şey yapmadık. Nasıl davranılması gerekiyorsa öyle davrandık. Ama abartılara veya bize isnat edilenlere yapacak bir şeyimiz yok. İnfazı yapanlar, daha hiçbir şeyi beklemeden, raporu beklemeden. 7 kişinin raporu vardı. Hepsinin raporunda bu söylenen veya atfedilen insanların hiçbirinin isminin başharfi bile yokken olay bu şekle geldi. Bize söylüyorlar ama peki yenildiğimiz veya elendiğimiz zaman bunu ülke olarak normal kabul edebiliyor muyuz?

Haberin Devamı

'BELDEN AŞAĞI VURULDU'

Biz de bu ülkenin evlatlarıyız. Kendi içinizde bizi dövebilirsiniz, bize sövebilirsiniz ama kendi evladınızı dışarıya vermek, kötü göstermek hoş birşey mi? Olmayan birşeyi olmuş gibi gösterme çok hoş birşey mi? Ne yaptık biz? Arkadaşlarım ne yaptılar, aslanlar gibi mücadele ettiler. Herkes kendi adına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı. Herşey onurluca yapıldı. Biraz insaflı davranalım. Kendi evlatlarımızı bu kadar yerden yere vurmayalım.  Muhakkak ki tenkit edilelim. Ama bu, dozu artan, belden aşağı veya tek kale maç şeklinde suçlanan şekilde değil. Onunda üslubu var. O ayyıldızı giyenler ülkesini mutlu etmek için ne lazımsa onu yaptı. Bundan da hiç utanmıyoruz, tam tersi gurur duyuyoruz. Çünkü utanılacak birşey yapmadık biz.”

Haberin Devamı

'TAM BİR EKİP ÇALIŞMASI YAPTIK'

Terim, Zürih'te kendilerine yöneltilen sorulara içtenlikle yanıt verdiklerini, zaman zaman sorulan soruların (dediler, söylediler) biçiminde olduğunu kaydederek, “O da tahmin edersiniz ki, kendi basın mensuplarımızın yazmış olduğu veya görüntülemiş olduğu bazı görüntülerin altını doldurarak, kendi bilgileri dahilinde gönderdikleri sorulara maruz kaldık. Ben İsviçre'nin antrenörüyle yarım saat beraber oldum. Onun dışında fazla birşey gelişmedi, bütün arkadaşlarımıza da aşağı yukarı gösterilen ilgi aynıydı. İsviçre basınının taraflı tutumu sürüyordu. Gayet güzel bir seyahatti, tam bir ekip çalışmasıydı” diye konuştu.
  
'İŞ TEK KALE MAÇA DÖNDÜ'
  
Maç sonrası yapılan değerlendirme ve eleştirilerin, üzerinde toplanmaya başladığını belirterek, konuşmasına “İş tek kale maça döndü, kişiselleşmeye başladı. Bazı cevaplar vermek zorundayım” diye başladı.

Haberin Devamı

Gerimi çok yüksek 5 maç oynadıklarını hatırlatan Terim, “Futbolcularımın performanslarını en üste çekmek adına nasıl hazırlamamız gerekiyorsa öyle hazırladık. Hepimizin hataları olabilir, benim de. Benim 50, 100 metreden çekilen fotoğraflarımın altını, bilgisi olmayıp, duymayıp, fikri olan şeklinde istediği gibi yazmak çok adil değil. Nitekim bana sorulan sorularda bunlar da vardı”

Terim, maçta gerginliği tırmandırdıkları yönündeki eleştirilerle ilgili olarak da, “Biz birşeyi tırmandırdıysak bunun ilk tepkisini seyirciden görmemiz gerekirdi” dedi.

Oyuncuların performansını en üst düzeye getirmenin asli görevi olduğunu anlatan Terim, medyada yer alan haberlere tepki göstererek, şunları kaydetti: “Biz eğer birşeyi tırmandırmışsak bunun ilk tepkisini seyirciden görmemiz gerekir. Seyircide herhangi bir taşkınlık yoktu. 2. golden sonra seyirciyi tahrik edecek bazı davranışlar karşı kulübeden olmasına rağmen herhangi bir gerginlik yok. O zaman demek ki kimseyi tırmandırmamışız. Ama kendi oyuncularımızın performansını en yüksek yere, duygusunu en yoğun şekle getirmek de bizim asli görevimiz. 2-0 ile başlayıp 27. saniyede 3-0'a geliyorsunuz. 11 kişinin içinde 7 tane 25 yaş altında oyuncu var. 27. saniyede statta bir sessizlik oluyor ve ancak 4 tane atarsanız gidiyorsunuz. Bunun altından kalkmak çok kolay bir hadise mi?

Haberin Devamı

'6 NUMARAYA VURUN DEMİŞİM'

Bu çocuklar bunun altından kalktılar. Benim takımım bunun altından kalktı. 4 atılması lazımdı 4 attı. Yememesi lazımdı onu yedi. Ama 4-4 ile gidememiştir Türk Milli Takımı. Övgüyü haketmeleri gerekirken, hepimiz, muhakkak tenkit edileceğiz, bunlara itirazım yok. Ben 6 numaraya vurun demişim. Benim bunu işaret etmeme gerek yok ki. Öyle bir niyetim olursa çağırır söylerim. Basın dedim. Ben bunu zaten taktiksel olarak tüm oyuncularımıza söylüyorum. Halkı inandıracak şekilde olmuş gibi, kendinizi de önce inandırarak, arkasından da insanların inanmasını isteyerek kendi evladınızı vuruyorsunuz.

'SİZE BU HAKKI KİM VERİYOR'

Arkadaşlarıma diyorum ki (yetişin aman birşey olmasın). (İlk hedefiniz Akdeniz'dir) diye yazıyorsunuz arkadaşlar. 100 metreden çektiğiniz fotoğrafın altını size bu hakkı kim veriyor da böyle bir duyguyla düşünceyle dolduruyorsunuz.

Haberin Devamı

Son söz olarak (birşey söylemek istermisin) dediler. Ben de (evet) dedim. Üzgün olduğumu ifade ettim. Nedenini de şöyle açıkladım: Eğer tahmin edebilsem acaba önleyebilirmiydim. 36 senedir çok güzel şekilde bu ülkeyi temsil ediyorum. Acaba önleyebilirmiydim bu koşmayı. Ben görmedim böyle birşey. Herşey bana göre doğru gitti. 15-20 saniyelik körüğe mani olamamışızdır. Bunun dışında hayatım boyunca oyuncularıma kimseye özellikle (rakibe git vur) demedim.

'SESLİ SÖYLESE SUÇ, SÖYLEMESE YİNE SUÇ'

İstiklal Marşı'nı sesli söyledi diye futbolcularının eleştirildiğini belirten Terim, "Kendi marşımızı neyle söyleyeceğiz. O milli formayı göğsünde taşımamış, bunun yarattığı yüksek duyguları tatmamış insanların bunu bilmesi mümkün değil. Dolayısıyla kapıyı kırdırdınız. Bunlara muhatap kalmak, kendi insanımızın (dediler, söylediler) sorularına orada maruz kalmak insanın içini acıtıyor. Benim futbolcularım aslanlar gibi oynamışlardır. 4 biz 4 onlar attı. Ben olaya böyle bakıyorum" dedi.

'İSTİFA CİDDİ BİR MÜESSESEDİR'

Federasyon Başkanı Bıçakçı, “Maçtan sonra istifa etmeyi düşündünüz mü? Türk futbolu darbe alacak şekilde ceza alırsa istifa etmeyi düşünüyor musunuz?” şeklindeki soruya şöyle yanıt verdi: “Başkanlığa işler kötü gittiğinde kaçıp saklanmak için gelmedim. Belli bir gürevi üstlendim, ağırlığını ve tadını biliyorum. Federasyon olarak yaptığımız çalışmalar sadece (A) Milli Takımla ölçülü değil. Bütün takımlarımızın birlikte ele alınması lazım. Çıkacak nihai bir karar değil. Tahkim Kurulu'nda itiraz hakkımız var. Mutlaka kullanacağız. Arkasından Lozan'daki spor mahkemesine de gideceğiz. Beni seçen genel kurul bu görevi benden almak istediği gün rahatlıkla istifa ederim. Böyle bir talep gelmediği sürece, görevimi sonuna kadar yapacağımdan kimsenin şüphesi olmasın.”

Fatih Terim ise istifa etmeyi düşünüp düşünmediği yönündeki soruya, “İstifa şerefli bir müessesedir; zamanında, yerinde doğru olursa... Ciddi bir müessesedir. Gerektiği zaman kullanmaktan çekinmeyiz. Ancak bizim gelecekle ilgili planlarımız var, artı gelecekle ilgili ben buradayım” şeklinde yanıt verdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!