İtinayla "pusu" kurulur…
Güncelleme Tarihi:
Her gün yerden yere vurduğumuz, vururken de pirim yaptığımız kulüplerimiz…
Fenerbahçe-Galatasaray ve Beşiktaş;
Neden büyükler?
Anlatmaya gerek yok tabloya bakın yeter!
Tablo geçmişe ait değil!
Size tarihteki efsaneleri anlatmayacağım…
Bugünden söz ediyorum…
2012-2013 yılında Futbol, Basketbol ve Voleybol dallarında Avrupa “devler liginde”, ülkelerini temsil edecek kulüpler:
Avrupa’nın devleri dediğimiz; Real Madrid’i, Barcelona’yı,geride bırakmışlar…
Her gün yerden yere vurduğumuz, vururken de pirim yaptığımız kulüplerimiz…
Amaçları; para kazanan tek bir dalda uzmanlaşmak olmamış…
Türkiye’de sporu geliştirmeye çalışmışlar…
Bu tabloda yer almayan en az 5 branşta daha faaliyet gösteriyorlar…
Sosyal sorumluluk görevlerini yapıyorlar…
Ben çok saygı duyuyorum…
***
--- Fenerbahçe’nin geçen yıl Avrupa şampiyonu olduğu bayan voleybolda,bence “uyduruk”bir sebeple yer alamadığını, futbolda Spartak Moskova’ya son anda kaybettiğini düşünün…
Beş dalın tamamında, “Devler liginde” olması işten bile değildi…
Hem de üzerinden 3 Temmuz silindiri geçmiş bir kulübün…
---- Galatasaray,Erkek Basketbol ’da, devler ligine katılmayı final maçında kaybetti…
---- Bakmayın Beşiktaş’ın tek dalda katıldığına… Mali krize rağmen amatör dallarda faaliyete devam ediyor…
İşte bu nedenle sahip çıkmalıyız onlara…
***
Bazı ellerde kartlar var(?)
Arka ceplerinde taşıyorlar onları…
Kötü günler için saklıyorlar…
Fenerbahçe kaybederse;
Alex, Aykut krizi…
Oradan Yıldırım’a kadar gitmece…
Hatta muhalif amigoyu televizyona çıkarmaca…
Ama Allah’ın sopası yok ki!
Adamın eline verirsen silahı; bir bakarsın umduğuna değil, sana çekmiş tetiği…
Canlı yayın dönemezsin de geri…
Galatasaray kaybederse;
Milan Baros…
Olmadı… Alaylı, mektepli…
O da olmadı, Terim 'mi üstte yoksa Lütfü Arıboğan’ mı?
Beşiktaş kaybederse;
Ricardo Qearesma…
Olmadı… Çarşı, yerini beğenmedi…
O da olmadı… Başkanın özel hayatı…
Çıkartıyorlar kartlarını…
Günlerce, değerlerimizi yıpratıyorlar…
***
Maalesef bu kartları(krizi) çıkartan Roman Abromovich’de değil(?)
Biziz…
Kimi zaman rakip olduğumuz için…
Kimi zaman reyting peşinde koştuğumuz için…
***
Galatasaray - Fenerbahçe ve Beşiktaş;
Biz yalnızca birini sevsek de onlar bizim gururumuz.
Yerden tere vurduğumuz kulüplerimizin son durumları yukarıda…
Başkanlarını, yönetimleri eleştirirken dikkatli olalım…
Arka cebimizdeki kartları çıkarmak için kötü günleri beklemeyelim…
Pusuya yatmayalım…
O gün, o anda eleştirelim ki, haklıysak düzeltebilsinler…
***
Biz pek farkında değiliz ama tarihten kalan toplumsal nadir miraslar onlar…
Çok önemli özellikleri daha var…
Onların sahibi yok…
Başkanları var…
Özetle sahibi biziz…
O nedenle de çok seviyoruz…
Liverpool’u, Paris Saint German’i, Chelsea’ yi alanlar;
Petrol zenginleri Ruslar, Katarlılar;
İştah ile bakmıyor mu sanıyorsunuz, “Onlara”…
***
Ağızlarının suyu akıyor…
Biraz komplo teorisi gibi gelecek ama Şampiyonlar ligi:
“En tutucu, kapalı devre çalışan” organizasyonlardan biridir…
Avrupa’nın birkaç zengin ülkesi tarafından parsellenmiştir…
Büyük de para toplarlar…
Geleni de aralarında paylaşırlar…
Diğer oyuncular ise bire figüran.
Çok zor aşarsınız duvarları…
Bizim büyüklerimiz bu duvara dayandı…
Zorluyorlar sınırları…
Girecekler…
Batı da bunun farkında…
İçerden yıkmayalım onları…
Devrilirlerse bırakın rakiplerin şutları ile devrilsinler…
Bu üç çınarı, el üstünde tutmalı…
Gelişmeleri için eleştirmeli…
Saklamalı vekorumalıyız…
Tarkan’ın söylediği gibi;
“Unutmamalı
Deli gibi yürekten sevmeli
Uğruna dünyaları vermeli
İnciltmemeli sevenleri
Değerlerini bilmeli
Unutmamalı o güzel günleri”…
Gelecekte yaşanacak güzel günleri hedeflemeli…