İstanbul’un en kaba esnafı

Teşvikiye’den yolu geçenler arasında Karakol’un karşı çaprazındaki Alaaddin’in dükkanını bilmeyen yoktur.

Haberin Devamı

Sahibinin adı Alaaddin de değildir ama her nasılsa dükkan böyle bilinegelmiştir. Orhan Pamuk’un “Kara Kitap”ında bile yerini bulmuştur.

“Alaaddin’in dükkanı” adına aşina olmayanlar “Köşedeki gazeteci” de der buraya, “bakkal” da. Gerçi ne olduğu da pek belli değil. Alanını büyüterek süpermarketliğe doğru yol alıyor bir yandan. Oyuncaktan dergiye, çikolatadan kedi kumuna aradığınız türlü ıvır zıvırı burada bulabiliyorsunuz. Tabii sahipleri bulmanıza izin verirse...

Ben bu dükkana girmemek için özellikle çaba sarf ederim. Teşvikiye’de yaşayan tanıdıklarımın çoğu hayatlarının bir noktasında ya dükkanın sahibiyle ya sahibinin karısıyla ya kızıyla ya oğluyla kavgaya tutuşmuş ve dükkana bir daha adım atmamaya and içmişlerdir.

Bu esnaf ailenin fertlerinin hal ve tavırları öyle ki zatıalleri sanki dükkanın değil, dünyanın sahipleri... Mübalağa etmiyorum, ne zaman buraya yolum düşse en az bir müşterinin azarlanmakta olduğunu, dükkandan kovmaktan beter edildiğini ya da kovulduğunu görüyorum.

Geçenlerde ayaklarım geri geri giderek girdim içeri. Yine bir klasik gerçekleşiyor, dükkan sahibinin kızı dergi reyonunun önünde duran Arap turisti azarlıyordu: “Dergilerin içine bakmanıza izin yooookkkk! Alacaksanız alın, almayacaksanız bırakın!” Adam Türkçe anlamadığı için boş bir ifadeyle avaz avaz bağıran kıza bakakaldı. Sonra sahibinin kızı bir hışımla adamın elinden dergiyi çekti ve onu kışkışladı, annesine dönüp “Ya anneeeee, dergilerimizi karıştırıyor. Çalacaktı dergilerimizi!” diye yarı ağlamaklı yakındı.

Valla sayın okur, ben oradaydım, adamcağızın hiç hırsız gibi bir hali yoktu.

Ben her yerde dergileri karıştırır, hoşuma gideni alırım. Bunun nesi garip?

Meseleyi anlayın diye bir örnek verdim sadece. Alaaddin’in dükkanında bu gibi şeyler günde onlarca kez tekrarlanıyor. Dışarıdan gazete aldınız ve içeride başka bir şey bakarken gazeteyi kenara koydunuz diyelim... Dükkan sahipleri o kadar sinir sahibi ki ellerinde silah olsa sizi o anda vurabilirler.

Bir şey alırken başka bir şeyi yere mi düşürdünüz? Dükkan sahipleri, ellerinde olsa, bir dünya savaşı çıkarabilirler.

Ben müşteriyi bu kadar itip kakan bir esnaf daha görmedim. ıddia ediyorum, siz de görmediniz.

Unutmamalı...

“Bir aileyi hayırsız evlat, bir şoförü aşırı hız, bir yiğidi geçimsiz kadın, bir esnafı asık surat yıkar.”

Haberin Devamı

Bitmiş ilişkilerin müzesi İstanbul’da

Haberin Devamı

Sevgilinizden mi ayrıldınız? Ya da belki boşandınız? Ki biten ille de bir aşk ilişkisi olmak zorunda değil. Belki aileden biriyle ya da eski bir dostla farklı yollara saptınız.

Eşya değiş-tokuşunda bulunmayın, anıları yakmaya kalkmayın.

Bağışlayabileceğiniz bir yer var: Museum of Broken Relationships; yani Kırık Kalpler Müzesi...

Müze, biten ilişkileri sonrasında kalp kırıklıklarını teselli etmek amacıyla iki Hırvat sanatçı Olinka Vistica ve Drazen Grubisic tarafından kuruluyor. Bu iki sanatçı terapi niyetine, son bulmuş ilişkilerin anlatılmayan hikayelerinin yer aldığı bu konsepti oluşturmaya karar veriyorlar. Ziyaretçiler bu yolla kayıp aşklara aşina oluyor.

Bu müze dünyayı dolaşarak insanların eski ilişkilerinden kalan eşyaları sergiliyor. Hikayelerine göre seçilerek müzeye kabul edilen hatıralar arasında romantik mektuplardan fotoğraflara, oyuncak ayıdan kürklü kelepçeye, safra taşından bacak protezine  farklı farklı objeler var.

Grubisic şöyle diyor: “Ayrılıkla ilgili insana verilen tavsiyeler arkasını dönüp yıkıp unutmak üzerine kurulu. Fakat bir insanla beş yıl geçirmiş olabilirsiniz, yıkıp unutmanızı nasıl beklerler? ınsanlar yaşadıklarını korumalılar. Bu müze insanların kayıplarını ele almaları için farklı bir yol sunuyor.”   

Singapur’dan San Francisco’ya, Stockholm’den Cape Town’a birçok şehri dolaşan ve her yeni şehirle kalıcı koleksiyonu büyüyen Kırık Kalpler Müzesi
İstanbul’a geliyor; 1-15 şubat tarihleri arasında ıstinye Park’ta meraklılarıyla buluşuyor.

Acı verici ayrılıklarınızı hatırlatan objeleri bu müzeye bağışlayın ve kurtulun. Asktangeriyekalanlar.com veya facebook.com/asktangeriyekalanlar adresindeki bağış formunu doldurup hafifleyin.

Böylece hem bir sanat projesine ortak olacak hem de hâlâ kaldıysa, o acının kırıntılarından da kurtulacaksınız.

Yazarın Tüm Yazıları