İşbirliği yeni dönem sloganı olmalı

SEÇİMLERDEN bu yana ilginç bir gelişme yaşıyoruz.

AKP lideri Tayyip Erdoğan, hukuki durumuna rağmen partisinin tartışmasız lideri olarak kendisini hem Türkiye hem de uluslararası topluma kabul ettiriyor. Bu durumda AKP'nin verdiği uzlaşma ve gerilim yaratmama mesajlarının payı büyük.

Güçlü bir liderlik aynı zamanda partinin, sorumluluklarını gerginliklere fırsat vermeden sürdürebilmesinin de garantisi haline geliyor yavaş yavaş.

Hukuki durum ile gerçek arasındaki çelişki, başbakanın kim olacağı tartışmaları, AKP'nin Truva atı olup olmadığı soruları önemli bir noktayı gözden kaçırmamıza neden oluyor.

AKP ile ilgili sorular ve iktidar partisinin uyandırdığı merak, parlamentonun diğer ortağını gölgede bırakmamalı.

Çünkü, önümüzdeki dönemde CHP'nin de rolü çok önemli.

Eğer Türkiye, geçmekte olduğu bu tarihi süreçte, hayal ettiğimiz sıçramayı yapacaksa CHP'nin rolü sadece muhalefet etmek ile sınırlanamaz.

Türkiye, iktidarı ve muhalefeti ile bir koalisyon hükümetinin işbirliği çizgisini Meclis'e taşımak zorundadır.

Zaten Baykal'ın Erdoğan'ı ziyareti, ardından iktidar ve muhalefet partilerinin liderlerinin dün Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmeleri ve bu görüşmelerden çıkan mesajlar, işbirliğinin önümüzdeki dönemin kilidi olacağını gösteriyor.

* * *

CHP Lideri Deniz Baykal, Erdoğan'ı ziyaretinde işbirliğine hazır olduğu mesajını iletmiş. Baykal'ın kamuoyu önünde yaptığı açıklamalar da bunun samimi bir niyet olduğunu ortaya koyuyor.

CHP, birçok konuda ama özellikle de dış politika konularındaki deneyimli kadrosuyla önümüzdeki dönemde Türkiye'nin Avrupa Birliği, Kıbrıs, Türkiye-Yunanistan, Rusya, Kafkasya ile ilişkiler ve Ortadoğu'nun yeniden biçimlendirilmesi sürecinde aktif rol alabilmeli.

Meclis çatısı altında gerçekleştirilecek bir işbirliğinin, Türkiye'nin çok önemli meselelerinde siyasetin ve siyasetçilerin rolünün öne çıkmasını da sağlayacaktır.

Aksi durum yani, sisteme karşı olmadığını kanıtlama endişesi taşıyan ve deneyimsiz olan iktidar partisinin, muhalefeti önemsemeden ülkeyi yönetme iddiasına kapılması, asker sivil bürokrasiyi ister istemez sahnenin önüne taşıyacaktır ki, Türkiye'de artık kimse bu görüntüyü istemiyor.

* * *

TÜRKİYE, iktidarı ve muhalefeti ile ilk kez Avrupa Birliği konusunda bu kadar güçlü bir irade koyuyor.

Bu, Kopenhag kriterlerine uyum yasalarının hayata geçirilmesinin yanı sıra Ulusal Program'ın yeniden gözden geçirilip, kriterlerin karşılanması için eksikliklerin giderilmesine olanak sağlayabilir.

Üstelik de çok kısa zamanda.

Bu arada, kendi döneminde Türkiye'yi Avrupa'ya yaklaştıran cesur kararların altında imzası olan DSP, ANAP ve MHP ile liderleri, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli'yi de saygı ile selamlamayı borç biliyorum.

Evet, giden hükümeti birçok konuda eleştirmiştim ama eleştirmek, iyi işleri görmemek, özverileri unutmak anlamına gelmez.

Bu sütunda aynı tavrı AKP hükümetine karşı da bulacaksınız.
Yazarın Tüm Yazıları