Irak'ta silahların toplanması Türkiye'yi etkileyecek

IRAK'ta cumartesi günü Halkın Mücahitleri Örgütü silahlarını Amerikalılara teslim etmeye başladı.

İran rejimine karşı, yıllardan beri ülke dışında mücadele eden bu örgütün ana karargahı Irak'taydı ve Saddam Hüseyin yönetiminin kanatları altında, İran'ı tehdit eden silahlı bir güç haline dönüşmüştü.

İşte bu örgüt silah bıraktı.

Amerikalılar tarafından yapılan açıklama, bu gelişmenin bizi de etkileyecek yeni adımlara yol açacağına işaret ediyor.

Bağdat'taki 5. Kolordu'dan yapılan açıklamada şöyle deniyor:

‘‘Düşmanca niyet sergileyen ya da koalisyon yetkilileri ile işbirliği yapmayı reddeden gruplar, koalisyonun askeri gücüne muhatap olacaklardır.’’

Aslında bir sıkı yönetim ilanı niteliği taşıyan bu sözler, Irak'ta silahlı hiçbir muhalefete kesinlikle izin verilmeyeceğini açıkça ortaya koyuyor. Sadece İran rejimine muhalefet eden silahlı örgüte değil. Türkiye'yi tehdit eden PKK-KADEK'in de bu kapsamda olduğu anlaşılıyor.

ABD-İRAN GÖRÜŞMESİ

GEÇEN
hafta ilginç bir gelişme daha yaşandı. Amerikalı ve İranlı yetkililer arasında Cenevre'de gizli bir görüşme gerçekleşti.

Bu toplantıda bazı ‘‘özel konuların’’ ele alındığı söyleniyor. Buna bir diyalog başlangıcı denemez ama ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Suriye ziyareti de göz önüne alındığında savaşın ardından artık ikinci sayfanın açıldığı ortaya çıkıyor.

İkinci sayfa, Irak'ta istikrarın sağlanması, İsrail-Filistin ve Suriye arasında barış, terör örgütlerinin desteklenmesine son verilerek onların siyaset platformunda ele almalarını sağlayacak düzenlemeler de oluşacağı görülüyor.

Bush Yönetimi'nin Suriye ve İran ile temasa geçerek, bölgenin önemli aktörlerini Ortadoğu'nun yeniden yapılandırılması sürecinde iki yol sunuyor. Uzlaşma ya da çatışma.

Uzlaşma yolu için devrede olan güçler arasında Türkiye de var.

Bu nedenle, AKP hükümetini Suriye ve İran ile görüşüyor diye eleştirmek yersiz.

Hiçbir ülkenin çıkarları bir diğeri ile tam olarak örtüşmez ve tabii ki her ülke kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder, bazı arkadaşlarımızın önerdiği gibi her şeyimizi ABD çıkarlarına tábi kılacak değiliz.

Ama Ortadoğu'da barış istiyor muyuz? Demokrasi istiyor muyuz? Eğer barış ve düzen istiyorsak o zaman kamplaşmaları değil uzlaşmaları, Amerikan ve İsrail aleyhtarlığını değil barış için işbirliğini desteklemeliyiz. Türkiye'nin bunun aksine bir tutum içinde olduğu söylenebilir mi?

SİLOPİ’DE İŞBİRLİĞİ

IRAK
'ta istikrarın sağlanması sadece ülke sınırları içinde kalan bir hedef değil. İster İran, isterse Türkiye, hangi ülkeye yönelik olursa olsun bölgede terörün ve teröristin hiçbir çeşidine göz yumulmayacağı artık iyice anlaşılıyor.

ABD ile Türkiye arasındaki terörizme karşı işbirliğinde yeni bir adım atıldı. Silopi'de, silahlı grupların hareketlerini takip etmek için ortak bir izleme noktası oluşturuluyor.

Irak'ta silahlı grupların silahsızlandırılması süreci Türkiye'yi de etkileyecek. Ama tek taraflı değil.

Bölgesel uzlaşma ortamının bir diğer tarafında da demokrasi var.
Yazarın Tüm Yazıları