Güncelleme Tarihi:
Hurriyet.com.tr’yi taradım, son bir ay içerisinde Türkiye’nin farklı kentlerinden gelen tam sekiz intihar haberi yayınlanmış:
‘Hastaneyi sarsan intihar’ (14 Temmuz), ‘Psikiyatri doktoru intihar etti’ (14 Temmuz), ‘Eski vekil (Kubilay Uygun) intihar etti’ (24 Temmuz), ‘ “Beni kurtarın” diye mesaj gönderdikten sonra intihar etti’ (26 Temmuz), ‘Avşa’da kaldığı pansiyonda intihar etti’ (31 Temmuz), ‘İntihar eden müdürünün ailesinden suç duyurusu’ (4 Ağustos), ‘Berdele karşı çıkan 17 yaşındaki kız intihar etti’ (4 Ağustos), ‘Aşçı intihar etti’ (14 Ağustos).
Maalesef intihar haberleri bu kadar değil. Bir de darbe girişimi sonrasındaki soruşturmalar nedeniyle meydana gelen intiharların haberleri var:
‘Görevden alınan kaymakam intihar etti’ (20 Temmuz), ‘Silivri’de tutuklu yarbay kendini astı’ (23 Temmuz), ‘Darbe girişimini engelleyemediği için bunalıma giren yarbay intihar etti’ (22 Temmuz), ‘Boğaz Köprüsü’nde albay intihar girişiminde bulundu’ (28 Temmuz), ‘Binbaşı intihar girişiminde bulundu’ (29 Temmuz), ‘ “Halka ateş aç” emrine uymayıp intihar eden astsubay güvenlik kamerasında’ (29 Temmuz), ‘Gözaltına alınmak istenirken intihar etti’ (10 Ağustos), ‘İntihara kalkışan savcıyı eşi ikna etti’ (12 Ağustos), ‘FETÖ’den gözaltına alınan işadamının eşi intihara kalkıştı’ (16 Ağustos).
Basılı gazetede sadece eski Milletvekili Kubilay Uygun ile darbe girişimiyle ilgili olan Kaymakam Necmi Akman, Yarbay İsmail Çakmak ve Emniyet Amiri Ahmet Beşli’nin intihar haberlerine yer verildi. Diğerleri sadece internette çıktı.
İntihar haberlerinin sakıncalarını defalarca yazmıştım. Hürriyet yazı işleri de iki yıl kadar önce ‘özel durumlar dışında intihar haberi kullanmama kararı’ almıştı. Hürriyet, sadece tanınmış ve kamusal görevi olan kişilerin intiharlarını ya da kriminal nitelik taşıyan intiharları haber yapacak, bunun dışındaki intiharlarla ilgili haber yayınlamayacaktı.
Bir kez daha hatırlatma durumunda kalmak üzücü. Kamusal kimliği olmayan ve tanınmamış kişilerle ilgili intiharları yayınlamak son derece sakıncalı. Üstelik intihar edenin sorunlarına ve intihar yöntemiyle ilgili ayrıntılara da haberlerde yer verilmesi, intiharı benzer durumda olanlar için öğretici ve özendirici hale getirebilir. Bu nedenle Doğan Grubu Yazılı Medya Yayın İlkeleri’nde ‘İntihar haberlerinde yönteme ilişkin özendirici ve öğretici ayrıntılara yer verilmez’ deniyor.
Darbe girişimiyle ilgili intiharlar ise farklı. Bu intiharlar, toplumu sarsan büyük bir saldırıyla bağlantılı ve kriminal nitelik taşıyor. O nedenle bu intiharlar kamunun ilgi alanına giriyor. Bizdeki ilkeler, bu durumlara ilişkin bir düzenleme içermediği için İsveç Basın Konseyi Direktifleri’ne atıfta bulunabilirim. İsveç’teki direktiflerde, ‘protesto’ ve ‘suçlamaları yalanlama’ amacıyla yapılan intihar haberleri, istisnalar arasında sayılıyor.
Hatırlarsınız, dört yıl kadar önce Yunanistan’daki büyük ekonomik kriz sırasında yaşanan intiharlar bütün dünyada haber olmuştu. Sintigma Meydanı’nda bir ağacın altında intihar eden 77 yaşındaki emekli Eczacı Dimitris Hristulas hakkında Türkiye medyasında da haber ve yazılar yayınlanmıştı.
Darbe girişimiyle ilgili intiharlar bu kategoride ve bütün toplumu ilgilendiriyor. Yayınlanması gerekli...
İLAN GÖRÜNÜMLÜ TEKZİP
İŞADAMI Ali Ağaoğlu, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’a gönderdiği mektubu, yine Hürriyet’e verdiği tam sayfa ilanda yayınlamış.
Gerekçesini de ‘Hürriyet okurunun bilmesi açısından’ diye açıklıyor. Gazete okuruna hangi bilgilerin, nasıl sunulacağının belirlenmesi bir gazetecilik faaliyetidir. Bunu da sadece gazeteciler yapar. Hürriyet okurlarının neyi bilmesi gerektiğine de Hürriyet’in editoryal kadrosu karar verir. Sırf parası ve ilan verme gücü var diye bir işadamının istediğini Hürriyet okuruna ‘bilgi’ diye sunması editoryal bağımsızlığa müdahaledir.
Ayrıca Hürriyet, cevap ve düzeltme hakkına saygılı bir gazete. Yayın ilkelerinde bu açıkça dile getiriliyor. Nitekim Ahmet Hakan, ‘şehit yakınlarına ev yapmak için askeri bir arazinin tahsis edilmesi’ isteğini eleştirdiği yazısına Ali Ağaoğlu’nun gönderdiği yanıta köşesinde yer verdi. Ama mektuba kendi yanıtını da ekledi. Bu da bir yazarın en doğal hakkı.
Ağaoğlu, 12 Ağustos’ta yayınlanan ilanda o mektubu Hürriyet okuruna bir kez daha duyurmakla kalmamış, ismini Hürriyet yazarlarının logosu gibi düzenleterek, ilana ‘köşe yazısı’ görünümü vermişti. Bu da maalesef parayla ‘köşe yazısı’ yayınlandığı izlenimi verdi. Anlaşılan Ali Ağaoğlu’nun istediği de buydu. Tam bir ‘Nasıl olsa param var, istediğimi yaparım’ bakışı. Elbette o öyle bakabilir ama yine de gazetenin bu ilanı yayınlaması problemli...
OKURDAN KISA KISA
DOĞUKAN Ünal: “Kadın hâkim duruşmada gözaltına alındı” başlığında neden hâkimin cinsiyeti belirtiliyor? Kadınların bir mesleklerinin olması ya da hukuk alanında çalışmaları görülmemiş bir şey mi? Bir kadının cinsiyeti sizin ‘tık malzemeniz’ olamaz. (İnternet/12 Ağustos)
Celal Şengör: Hürriyet internette bir haber; Akıncı Üssü’nde lüks kamelya inşa ediliyormuş! Kamelya bir çiçektir, inşa edilen ise kameriye. (18 Ağustos)
Faruk Kızıklı: Saat 08.20 ve Marmaris’te hiçbir yerde Hürriyet gazetesi yok. Otobüs garajına kadar gittim. Sorduğum yerlerin hepsi “Abi dün maç vardı gelmez” dediler. İşte size daha önce de yazdığım ve anlatmaya çalıştığım bu. Maç için gazetenin dağıtımının geciktirilmesi neden? (19 Ağustos)
Musa Alioğlu: ‘Bayramda Tatil Fırsatları’ ekindeki haberler bariz reklam. Otel adı başlıkta, haberde adı geçen şirketin uçak fotoğrafı sayfanın en üstünde. Keşke reklam amaçlı ilave yazsaydınız. (12 Ağustos)Mehmet Selçuk: ‘8 üniversiteye rektör atandı’ haberinde Ege Üniversitesi rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun’un seçimde 23 oyla dördüncü olduğu yazılmış. Bu yanlış, 23 değil 232 oy almıştı. (13 Ağustos).
Melek Esrik: İnternette ‘İşte F.Bahçeli yıldızın yeni evi! Kirası...’ başlıklı bir haber var. Haberin fotoğrafında da bir kadın. Evin kirasının kadınla nasıl bir ilgisi olabilir? Haberi okuyup hanımefendinin Fenerbahçeli yıldızın sevgilisi olduğunu anlayınca bir kadın olarak başlıktan rencide oldum. (16 Ağustos)
Sunay Akyıldız: ‘Darbe gecesi Hacettepe Teknokent niye basıldı?’ başlıklı yazıda Prof. Dr. Murat Tuncer hakkında gerçeğe aykırı, kişilik haklarına ağır saldırı teşkil eden ve kamuoyunu yanıltan ifadeler yer almaktadır. Anılan şirket, üniversiteden bağımsız bir statüdedir. Sözü geçen Tuncay Delibaşı, 19.08.2014’te Tuncer tarafından görevden alınmıştır. (18 Ağustos)
Ali Tan: Spor sayfasındaki 4-1 manşeti yanlış. Galatasaray-Beşiktaş maçı 1-1 sonuçlandı. Penaltı vuruşları sonunda Galatasaray 3-0 ile kupayı kazandı. Penaltı vuruşlarının sonucu ile maç sonucu farklıdır, birbirlerine eklenmez. Bu tür maçlar UEFA sitesinde (1-1)(3-0) olarak yazılır.(14 Ağustos)
NOT: Haklısınız, UEFA’nın uygulaması bu. Ancak manşete böyle taşımak sonucu karmaşık hale getirebilir. Onun yerine bu bilgiler haberde yazılıyor.