Güncelleme Tarihi:
Gazeteler ve gazetecilik de bu büyük değişime ayak uydurmaya çalışıyor. Klasik gazeteciliğin teknolojik gelişmenin gerisinde kalmaması için yeniden yapılanma sorunlarının aşılması için çaba harcanıyor.
Gazetelerin yöneticileri, internetin başladığı yıllarda web sayfalarının hazırlanmasını ikincil bir iş olarak görmüşlerdi. Basılı gazetenin dijital versiyonunun hazırlanması işini ayrı bir editörler ekibine bırakmışlardı. Fakat haber tüketicilerinin dijital versiyonlara ilgisi büyük bir hızla arttı, dijital versiyonları takip edenlerin sayısı basılı gazete okurunun katbekat üstüne çıktı. Ama bağımsız haber portalları klasik gazetelerin internet sitelerinin popülaritesini aşmayı başaramadı; haber denince okurun aklına daha çok gazetelerin siteleri geldi. Türkiye’de de böyle oldu, nitekim Hürriyet’in internet sayfası en çok takip edilen, lider sitelerinden biri.
Büyük gazetelerden birbiri ardına yeniden yapılanma haberleri geliyor. Geçtiğimiz günlerde 190 yıllık Guardian gazetesi, yeni trendi gerekçe göstererek basılı gazeteyle ilgili tasarruf tedbirleri alırken, dijital gazeteciliğe yönelme kararı almıştı.
Şimdi de The New York Times’ta, “basılı gazete ile internet sitesini hazırlayan yazı işlerinin birleştirilmesine” karar verildi. NYT’nin Okur Temsilcisi Arthur S. Brisbane, “haber editörlerinin dijital platformun dümenine geçmelerini” duyururken en çok da uyumun sağlanmasından ötürü mutlu olduğunu gizlemedi:
“Times’ın baskı hâkim operasyondan dijital odaklı operasyona geçişi çarpıcı bir hızla ilerledi ve son birkaç ay içinde eski mürekkep lekeli yaklaşım elektronik yaklaşımla tamamen uyum sağladı.”
Brisbane, internet sitesinin sürekli güncellenmesi nedeniyle haberlerin eski versiyonlarının ve düzeltmelerin “buharlaşıp gitmesi”nin getirdiği problemlere dikkat çekti. Times’ın sahip olduğu net standartların dijital ortamdaki sorunların çözümünde yardımcı olacağına inandığını vurguladı.
Kuşkusuz benzer sorunlar Hürriyet için de geçerli. İnternet sitesi, basılı gazeteden çok farklı. Hatta hurriyet.com.tr’ye, “basılı gazetenin dijital versiyonu” demek durumu ifade etmeye yetmiyor. Çünkü sabah saatlerinde gazeteden alıntılar yapıldıktan sonra gün içinde bambaşka haberlere uçuyor hurriyet.com.tr.
Hürriyet’in internet sitesi de kurulduğu günden beri ayrı bir editör kadrosu tarafından hazırlanıyor; ayrı bir genel yayın yönetmeni ile yönetiliyor. Her iki mecranın hızı, anlık gereksinimleri, uygulama biçimleri o kadar farklı ki, NYT’de olduğu gibi yazıişlerini birleştirmek uyum sorunu dışındaki açılardan nasıl bir sonuç verir, onun üzerinde düşünmek lazım.
Şimdi bir de gazetelerin “tablet versiyonları” çıktı. Tablet bilgisayarların yayılma hızıyla orantılı olarak tablet gazetecilik de hayatımıza giriyor. O nedenle yeniden yapılanma konusunda karar verirken “tablet gazeteciliği”ni de hesaba katmak gerekiyor. Belki gazetelerin internet siteleri tablet gazetelerin gerisinde kalacak.
Hem “tablet gazeteciliği”, internet gazeteciliğinin bugünkü orman kanunlarını da ortadan kaldıracak gibi görünüyor. “Bağımsız gazetecilik” yapan siteler, daha da güçlenecek ama haber üretmeden oradan buradan aldıkları haberlerle sayfa düzenleyenler zor durumda kalacak; gazeteler de büyük bir maliyetle ürettikleri haberleri “ederi” karşılığında okuruna sunacaklar. Başka bir açıdan bakarsak, okur gazeteyi daha ucuza ve gün içinde güncellenen bir versiyon olarak satın alabilecek.
Dünyanın en büyük medya patronu Rupert Murdoch, “tablet PC’lerin gençleri gazete okumaya özendirerek pazarı büyüteceğini ve internetteki bedavacılığı ortadan kaldıracağını” söylüyor.
Açık söylemek gerekirse, “internetteki bedavacılık”, en az yeniden yapılanma kadar önemli bir sorun. Geçen gün, “Hürriyet’in internette bedava sunulmasını” anlayamayan Nabi Karadağ adlı bir okurdan samimi bir soru gelmişti, şöyle diyordu:
“10 yıldan fazla bir süredir her gün Hürriyet gazetesi alır ve okurum. Bugün işim vardı alamadım, ‘internet gazetesi’ni okudum. Gazetede ne varsa aynısı hatta fazlası internette var ve hepsi bedava. O zaman bu vatandaş internet gazetesinde olayları dinamik olarak yenilenen bir ortamdan bedava izlemek varken niçin para verip bir gün önce basılan gazeteyi alsın?”
Haklıydı Karadağ bu soruyu sormakta. Sanırım bu sorunun yanıtlanabilmesi için tablet gazeteciliği yönünde ilerleyen dijital devrimin getireceklerini görmek durumundayız. Şimdiden söyleyebileceğim, haberciliğin değer kazanacağı ve habercilerin daha geniş olanaklara kavuşacağı.
İnternette fotoğraf ayıklama
GEÇTİĞİMİZ günlerde bir fotoğraf yanlışından söz etmiş, Kanada’daki Moraine Gölü’nün fotoğrafının internette Denizli fotoğrafı gibi yer aldığını duyurmuştuk. Bu gelişme, Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz’ı harekete geçirdi. Korkmaz’ın açıklaması özetle şöyle: “Bir internet sitesinden alınan ve Denizli ile alakası olmayan bu fotoğraf sonrasında internetteki sahte Denizli fotoğraflarına savaş açtık. Denizli’ye ait olmayan fotoğrafların bulunduğu internet sitelerine, bunların kaldırılması için yazı gönderdik. Denizli’nin turizm pastasından hak ettiği payı alabilmesinin yolu, doğru tanıtım ve iyi hizmetten geçer.”
Aslında aynı durum birçok kent için geçerli. Hemen her kentle ilgili sahte fotoğraf sanal dünyada dolaşımda. O nedenle Denizli’deki bu çabayı diğer kentler de örnek alsa iyi olacak.
Okurdan kısa kısa
Sinan Akdağ: 27 Haziran tarihli Kelebek’in birinci sayfasında “İlk deneme” başlıklı haberde oyuncu “Engin Altan Düzyatan’ın THK 2. Paraşüt Şenliği’nde paraşütle atladığı” yazıyordu. Bir kere o şenliğin resmi adı, 2. Atlayış ve Uçuş Şenliği. İkincisi haberdeki fotoğraf bir paraşüte değil, bir motorlu yelken kanata (Powered hang glider) ait. Düzyatan, fotoğraftaki “çok hafif hava aracı”na bindiyse, paraşütle atlamış değil, uçmuş olur! Tabii fotoğraf doğruysa...
Kemal Gençay: Hatırlarsınız geçen yıl 18’incisi yapılan Taksim-Tünel arasında binlerce kişinin katıldığı LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel) Onur Yürüyüşü’nden Hürriyet gazetesinin tek satır haber yapmamasını eleştirmiştim. Yine bu yıl 19’uncusu gerçekleştirilen LGBT Onur Yürüyüşü ve sonundaki basın açıklamasından mümtaz haber gazeteniz tek satır “yazamadı”!
Ercan Varlı: 23 Haziran’da dış haberler sayfanızda “Türk-İsrail görüşmelerinin Washington şifresi” başlıklı bir haber vardı. Orada “Türkiye-İsrail görüşmeleri” denilmesi gerekmez miydi? Ne de olsa biri ulusun adı, diğeri ülkenin.
Mahmut Tuzcu: Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin iptal edilmesinden sonra İstanbul’da düzenlenen protesto gösterisine polisin müdahalesi çoğu gazetede “Milletvekillerine biber gazı” başlığıyla haber olmuştu. Hürriyet’te ise “Şişli’de Dicle arbedesi” başlığı uygun görülmüştü. Pek de öyle rastgele bir arbede yoktu ortada, düpedüz gazlı bir saldırı vardı!
Mustafa Uygar Kalaycı: “Hatip Dicle kaybetti, AK Parti kazandı” şeklindeki başlığı çok manidar buldum. Burada aslında terör kaybetmiş mağdur kazanmıştır. Oğlunu yine PKK terörü ile kaybeden bir annenin milletvekili olmasına BDP’liler de yardımcı olarak tüm terör mağdurlarına kocaman bir gül sıcak bir el uzatma şansını da kaybettiler.