İnatlaşma siyaseti çıkmaza sürükler

MOSKOVA'da yaşanılan acı olay, şiddet politikalarının çıkmazını bir kez daha gözler önüne seriyor.

İster devlet tarafından, isterse kendisine yaşam alanı açmak isteyen siyasi hareketler tarafından kullanılsın, şiddet hiçbir sorunu çözmüyor. Tam tersi oluyor. Sorunlar çıkmaza giriyor, şiddet şiddeti doğuruyor.

11 Eylül'den bu yana, terörizme karşı mücadele neredeyse sihirli bir kavram haline geldi.

Terörle mücadele sorunların üzerini örtmekle kalmıyor, aldırmazlığı ve sorunlara duyarsızlığı sıradanlaştırıyor.

Rusya'nın, Moskova'daki baskını kimyasal gaz kullanarak sona erdirmesinin yol açtığı tartışmaları bu nedenle abes buluyorum.

Kim suçlu? Bu sorunun yanıtını bulmadan önce neden başka bir soruyu sormuyoruz kendimize?

Çeçenistan'da her iki tarafın da yıllardan beri süren çatışmalara barışçı bir çözüm bulamamakta, uzlaşmasını bilmemekte hiç mi sorumlulukları yok?

* * *

SİYASET, değişik çıkarları ortak bir noktada uzlaştıracak yöntemleri bulma sanatıdır.

Çıkarları karşı karşıya getiren dayatmacılık ise felaket yolunun anahtarı.

Tarihte bunun en son ve en canlı örneği Yugoslavya.

Savaş suçlusu liderlerin, yakında adı bile tedavülden kalkacak olan, paramparça ülkesi.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Çeçenistan'ın- bağımsızlıkları tanınan diğer Asya ve Kafkasya cumhuriyetlerinden farklı statüde olduğu gerekçesiyle- bağımsızlık talebinin şiddetle bastırılması, çözümsüzlük ve şiddet sürecini başlattı.

Şiddet bir başlayınca istikrarsızlığa yol açıyor, yolsuzluk ve karanlık ilişkilerin gelişmesi için uygun atmosfer yaratıyor. Terör, şiddet ve karanlık ilişkiler sarmalı, çözüm olanaklarını ve güçlerini ortadan kaldırıyor.

Tanınmış sosyolog Max Weber ‘‘Devletin köklerini, şiddetin tekelleşmesinde aramak gerekir’’ diyor.

Modern devletin kökeninin ise uzlaşmaya dayanması gerekiyor.

İnatlaşma siyaseti, bir tarz olarak yerleşince ondan kurtulmak mümkün olmuyor. Bu tarz, halkı çıkmaza sürüklüyor. Dış politikada da sorunlara yol açıyor.

* * *

RUSYA ile Türkiye arasındaki ilişkiler son zamanlarda çok olumlu gelişme gösterdi. Devam da etmeli. Ama Çeçen teröristlerin Moskova'daki tiyatro baskınından sonra Rusya Türkiye'ye yeterli destek vermediği imasında bulunuyor.

Bu konuda karara varmadan önce Kremlin Yönetimi, Rusya da Türkiye'nin hassasiyetlerini, Çeçen kökenli vatandaşlarının varlığını dikkate almalı.

Ama Türkiye de, bugüne kadar Çeçenler tarafından girişilen terör eylemlerine karşı gerekli yanıtın verilip verilmediğini gözden geçirmeli.
Yazarın Tüm Yazıları