İmren Aykut ve 25 yılın dersi: Kota

ÖNÜMÜZDEKİ seçimlerde kadınların daha fazla sayıda Meclis’e girmesi için başlayan tartışmaların farklılık yaratmasını istiyorum.

Bunun için de siyasi deneyimi olan kadınların neler söyleyeceğini, onların çıkardıkları dersleri çok merak ediyorum.

İmren Aykut, merak ettiğim kadınlardan biri. Türkiye’nin demokratik seçimlerle gelmiş ilk kadın bakanı. Altı hükümette beş kez bakanlık yaptı. Birçok ilk var siyasi kariyerinde. Kadın Sorunları ve Statüsü Genel Müdürlüğü’nü kurmak gibi. "İki ay savaş verdim parlamentoda. Rahmetli Özal sayesinde kabul ettirebildim" diyor. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun kadınların yararına kabul ettiği düzenlemeleri de Meclis’ten geçirtmek için Çalışma Bakanlığı sırasındaki çabalarını anımsıyorum.

Uzun zamandan beri siyaset dışında İmren Hanım. Kurduğu vakıfta çevre, sağlık ve eğitim konularında çalışıyor. Son projesi kimsesiz kız çocuklarını eğitmek, yetiştirmek ve hayata sağlam biçimde hazırlamak. Bu projeyi uzun uzun konuşuyoruz ama, ben İmren Hanım’ın 25 yıllık siyaset hayatından çıkardığı dersleri merak ediyorum.

Soruyorum. "Partilerde kadınlar çalışıyor. Ama seçim listelerinde neden bir türlü seçilebilecek sıralara yükselemiyorlar? Siz yükseldiniz ama sonunda siyaseti bıraktınız. Karşılaştığınız en büyük zorluk neydi?"

Yanıt çok çarpıcı.

***

"BİZ, kadınlar, rakı sofralarında bulunamıyoruz. Geceleri geç saatlere kadar sokaklarda gezemiyoruz. İşimizi yapıp evimize gidiyoruz. Ben siyasette en uzun kalmış olan kadınlardanım. Halktan yana hiçbir sıkıntım yoktu. Halkın desteği her zaman arkamdaydı. Ama parti içindeki olumsuz davranışlara tahammülüm bitti. Görünüşte nazik ve güler yüzlü ama sürekli yok edilmeye çalışıldım."

"Rakı sofralarında bulunamıyoruz..."
Bu tespiti yabana atmayın. Kadınların ortak deneyimidir bu. "Ahbap-çavuş ilişkiler alanı"na girememek. Yükselmenin yolu bu tezgáhtan geçer bizim gibi liyakat hiyerarşisi zayıf toplumlarda. Dili, kodları her şeyi farklıdır ve kadınlara kapalıdır.

***

SAMİMİ
düşüncelerini öğrenmek istiyorum. Meclis’te kadınların varlığı sayısal olarak önemli mi?

"Evet çok önemli" diyor "Meclis’te farklı partilerden de olsak, diğer kadın milletvekilleri ile dayanışmaya giderdik. Ama sayımız azdı. Erkek arkadaşlarımızın desteği gerekiyordu. Çağdaş kafalı erkek parlamenterlerin sayısı az olduğu için netice alamıyorduk."

Bugün siyasi partiler kapılarının kadınlara açık olmasıyla övünürler. Hele seçim önceleri kadınlar mahalle çalışmalarında en ön safta özverili çalışırlar. İşte o kadar.

İmren Aykut kadınların daha partiye üye olma aşamasında engellerle karşılaştığını söylüyor.

"Üye olamıyor, delege olamıyor, yönetimlerde görev alamıyor, milletvekili olamıyor. Kadının siyasi kaderi liderin insafına kalıyor."

Bu kaderi nasıl değiştireceğiz?

***

"BUGÜN kadınların siyasette bir yerlere gelmesi, kim ne derse desin bir lütuf. Liderin lütfu"
diyor İmren Aykut. "Ne başarılı olmak, ne uzun yıllar mücadele içinden gelmek kadına Meclis yolunu açmaya yetiyor. Kotayı getirmekten başka çare yok. Ben önceleri kotaya karşı çıkardım. Kotanın kadınları kolaycılığa alıştıracağını söylerdim. Ama gördük ki, ne yaparsak yapalım. Hak ettiğimiz yeri alamıyoruz. Meclis’te bulunmak bizim de hakkımız. Gel gör ki, kendi çabalarımızla o noktaya ulaşamıyoruz. 25 yıllık siyasi hayatımda kesin olarak şunu gördüm. Kota şart."

İmren Aykut
’un 25 yıllık siyasi deneyimden süzülen sonuç: Meclis’teki kadın sayısını artırmanın tek çaresi kotadır.
Yazarın Tüm Yazıları