Güncelleme Tarihi:
Görmez’in, Bartholomeos’u Patrikhane’de ziyaret edeceğini duyuran Okan Konuralp imzalı haberde, Diyanet kaynaklarının, bu ziyareti “Patrikhane’ye yapılan ilk resmi ziyaret olarak nitelendirdiği”nin altı çiziliyordu. Ziyaret sonrasında 6 Temmuz’da çıkan “Ziyarette Ruhban Okulu Açılımı” başlıklı haberde de aynı vurgu vardı. Ama ziyaret sırasında Bartholomeos’un danışmanı Avukat Kezban Hatemi, ziyaretin ilk olmadığını, Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’ın da 11 yıl önce patriği ziyaret ettiğini söyledi. Hatemi’nin, Hürriyet’in haberinde yer almayan bu sözleri üzerine “Medya yine çuvalladı, ziyaret ilk değilmiş” haberleri yapıldı kimi internet sitelerinde. “İlk mi, değil mi” tartışmasına Hürriyet, Cumhurbaşkanlığı eski Başdanışmanı M. Necati Güngör’ün Yalçın Bayer’e gönderdiği mektup nedeniyle dahil oldu. Güngör özetle, “Bu doğru değildir. İlk ziyareti 1992’de Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Nuri Yılmaz yapmıştır. Yılmaz’ın son ziyareti de 2001’de olmuştur” iddiasında bulundu.
Diyanet’ten tepki geldi bu mektuba. Diyanet’in Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Abdülkadir Özkan, Bayer’e gönderdiği yazıda itiraz etti: “... M. Nuri Yılmaz’ın 1992 yılında gerçekleştirdiğini iddia ettiğiniz Patrikhane ziyareti Başkanlığımızın resmi kayıtlarında ve arşivlerinde bulunmamaktadır. Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne gerçekleştirdiği ziyaret resmi kapsamda bir ilktir.” Bayer, Diyanet’in bu “düzeltme” metnini ertesi gün köşesinde aynen yayımladı. Ama yazının sonunda da küçük bir uyarıda bulundu: “Dileriz, bu ‘resmi’ açıklama da bir gazete kupürü ya da ziyarete tanık olanların açıklamasıyla yalanlanmaz.”
Eksik bilgi yanıltır
Evet, işte o kupürler şimdi benim elimde. Çünkü biz de ziyaret ile ilgili haberi Diyanet kaynaklarına dayanarak “ilk” diye verdiğimizden Okur Temsilcisi olarak hangisinin doğru olduğunu belgelemek gerekiyordu. Hem konunun taraflarıyla konuştum, hem de arşivleri taradım. Eski Başkan Yılmaz, bu konuda demeç vermek istemedi. 2001’deki ziyaret ile ilgili bir haber bulamadım ama 12 Mayıs 1992’deki ziyaretin haberini buldum. 13 Mayıs 1992 tarihli Tercüman gazetesinin ilk sayfasında “Rum Patriğinden Diyanet İşleri Vekili’ne Sakız Tatlısı” başlığıyla çıkmıştı haber. Haberde, Bartholomeos’un 16 Ocak 1992’deki Diyanet ziyareti anımsatılarak, Yılmaz’ın Patrikhaneye iadeyi ziyarette bulunduğu belirtiliyordu. Belki de “ilk” denilmediği için ziyaret o zaman medyada geniş yer bulmamıştı!
Ne garip, Diyanet’in arşivinde kayıtlarının bulunmadığı söylenen bu ziyaret ile ilgili haber, Haziran 1992 tarihli Diyanet Dergisi’nde de çıkmıştı. Onun da kupürünü buldum. Bu iki kupür, Patrikhane’ye yapılan ilk ziyaret olmadığını yeterince ortaya koyuyor bence. “Resmi kapsamda ilk” vurgusu da anlamını yitiriyor. Kupürler, 1992’de de gizli saklı görüşülmediğini kanıtlıyor. Daha nasıl resmi olur ki bir görüşme?
Diyanet ile bir kez daha görüşüp, bu kupürleri bulduğumu aktardım. Bu kez de Yılmaz’ın “Başkan” değil, “Vekil” sıfatıyla Patrikhane’yi ziyaret ettiğini, o nedenle Görmez’in ziyaretinin “Başkan sıfatıyla yapılan ilk ziyaret olduğunu” dile getirdiler. Böyle bakarsak “ilk ziyaret” bayrağı elbet, mevcut başkan Görmez’in elinde kalır! Ama Diyanet İşleri gibi bir kurumun, “Arşivde vardı yoktu, ilkti değildi” tartışmasına gireceğine bu bilgileri en baştan medyaya vermesi gerekirdi kanımca. Görmez’in ziyareti medyaya duyurulurken Yılmaz’ın da 1992’de vekil sıfatıyla Patrikhane’yi ziyaret ettiği bilgisi verilse, ne bir “ilk” çekişmesi yapılırdı ne de bilgi kirliliği oluşurdu. Eksik bilgi insanları yanıltır. Biz gazeteciler ne kadar doğruyu yazmakla mükellef isek, kamu kurum ve kuruluşları da en az o kadar doğru bilgi vermekle yükümdür. Hele bu kurum Diyanet ise sorumluluğu daha da büyüktür...
Vicdanım sızlıyor
CEZAEVLERİNDEKİ gazeteci, milletvekili, öğrenci, öğretim üyesi ve aydınların tahliyeleri için girişimler sürerken, cinayet hükümlülerin birbiri ardına serbest bırakılması tepkilere neden oldu. Doğal olarak bu tahliye kararlarını veren hakimler de bu eleştiriden nasibini aldı. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali Altınkaya’nın, “Bahçelievler katliamı” olarak anılan saldırıda TİP’li yedi öğrenciyi öldürmekten hükümlü iki Ülkücünün tahliye kararını verdikten sonra yaptığı değerlendirme, o hâkimlerin ruh halini ve durumlarını anlatmak açısından önemliydi. Altınkaya’nın “Vicdanımız rahatsız olmaz mı? Tabii ki rahatsız ama önümüze gelen kanunu uyguladık” sözleri, Hürriyet’te “Mahkeme Başkanı: Vicdanım sızlıyor” başlığıyla verilmişti. Nurettin Kurt’un haberi 12 Temmuz’da Hürriyet’in yanı sıra Sabah’ta da vardı. Birçok gazete Altınkaya’nın sözlerini alıntıladı. Özellikle Vatan gazetesindeki alıntı dikkat çekiciydi. Vatan’ın 13 Temmuz’da “Vicdanım sızlıyor ama kanun böyle” başlığıyla verdiği haberde hâkimin sözleri noktası virgülüne kadar Hürriyet’ten aynen alınmıştı. Ama haberde Hürriyet’e atıfta bulunulmamıştı.
Bu vesileyle alıntılarda kaynak göstermenin emeğe saygı açısından ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Okurdan kısa kısa
Fikret Howes: “Bagajda unutmuş” haberi çıktı gazetenizde. Arabanın sahibi gelmiş, “İşim uzadı, köpeği arabada unuttum” demiş. Haberin sonu bu. Mühim olan bu kişi için nasıl bir işlem yapılacağının söylenmesi ki okuyan da bunun bir suç olduğunu anlasın ve ders alsın. Size Kanada’nın Toronto şehrinde olan aynı tür bir olayın medyada nasıl duyurulduğunu gönderiyorum.
NOT: Kanada’daki o olaydan farklı olarak Karaman’daki olayda polis, köpeğini araçta unutan gençle ilgili bir işlem yapmamış. O genci, sadece uyarmakla yetinmiş, o nedenle de haberde olay sonrasıyla ilgili bilgi yok.
Hakkı Güneş Kuşoğlu: Amacım hata yakalamak değil ama aksatmadan Hürriyet alan, sizleri seven biri olduğumu ispatlamak için yazıyorum. Bugünkü (12 Temmuz) gazetemin arka kapak sayfasında “Kahraman öğretmen” başlıklı haberin grafiğinde “derinlik” yazacakken “derilik” yazılmış.
Varujan Demirci: 12 Temmuz günkü gazetede Chris de Burgh ile ilgili konser haberinde 16 yıl aradan sonra tekrar Türkiye’ye geldiği yazılmış. Oysa Chris de Burgh, 24 Mayıs 2008 tarihinde Parkorman’da bir konser vermişti. Sanırım bu atlanmış.
Tuncer Önal: Ankara Hürriyet. 10 Temmuz’da “Hacettepe’den öğrenci köyü” haberinde alt başlık, “10 binlerce üniversite öğrencisi barından Ankara’ya geliyor. ‘Ben “üniversite öğrencisi barı”’ olduğunu ilk kez duyuyorum! Kusura bakmayın yazım hatası deyip geçiştiremiyorum.